Yazar: Nihad Sami Banarlı
ISBN: 978-975-6444-36-8
Yayınevi: Kubbealtı Yayınları
Basım Bilgisi: 4. Basım
Sayfa Sayısı: 560
Hazırlayan: Mehmet MEMİŞ, (E) Öğretmen
Türkiye’de bizim kurduğumuz millî sentezi, yerinde görmek ihtiyâcıyle, bizim üslûbumuzla işlenmiş, hâtıra yerlere kendiliklerinden koşan, tek tük vatan çocuklarını bu yerlerde, dalgın dolaşır gördüğü bir gün, Fâruk Nâfiz, her zamanki zekî üslûbuyle konuşmuş ve şüphesiz, üzgün bir lisanla: “Bunlar, bizim Yerli Pierre Loti’lerimiz!” demişti.
Millî üslûbumuzun vatanımızda bin yıl işleyerek meydana getirdiği büyük ve millî terkîbi, şimdi Pierre Loti kadar olsun bilenimiz acaba kaç kişidir?
Ve çoğumuz şimdi, kendi medeniyetimize, hattâ kendimize birer Pierre Loti kadar yabancı değil miyiz?…
***
Türkçe’nin Sırları kitabı ile tanıdığımız Nihad Sami Banarlı, Kültür Köprüsü adlı kitabında Süleyman Çelebi’den Mehmet Akif’e eserleri ile milli kültürümüzü oluşturan sanatçılarımızı bir zincirin halkaları şeklinde sunuyor. Kimler yok ki: Mevlana, Fuzulî, Nedim, Ziya Paşa, Süleyman Nazif, Muallim Naci, Recaîzade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamid, Tevfik Fikret, Refik Halid, Halit Ziya, Faruk Nafız Çamlıbel, Aşık Veysel… Kültür Köprüsü kitabında anlattığı kişilerden bazılarının hayatlarını, edebî kişiliklerini, eserlerini vermiş, onların en güzel şiirlerinden de bölümler sunmuştur. Türkçe aşığı Banarlı. güzel anlatım üslubu ve seçtiği örnek parçalarla bize bir edebiyat ziyafeti veriyor. Böylece 560 sayfa olan bu kitab su gibi akıp gidiyor.
Büyük ölçüde Nihad Sami Banarlı’nın 1950-1970 yılları arasında yazdığı yazılardan oluşan kitapta anlattığı son devir yazarlarının bazılarını tanıma fırsatını bulmuştur. Bunlar hakkında hatıra ve intibalarını birinci elden anlatmıştır. Zaten Banarlı Yahya Kemal’i Türk milletine bütün yönleri ile tanıtan ve onun eserlerini bir araya getiren kişidir.
Yazar, edebiyat değerlendirmelerinde Türk Şiirini bir bütün olarak ele alıyor. “Halk edebiyatı nasıl bizimse divan edebiyatı da bizimdir” diyerek aruzla söylenmiş güzel Türkçe şiir örnekleri veriyor. Ne var ki kitabın yazıldığı yıllardaki Öz Türkçecilik akımının bizi kültürümüzün ana kaynaklarından uzaklaştırdığını söylüyor. Kitabında bu akıma “uydurmacılığa” yer yer hararetle karşı çıkıyor.