İnsan yapısı hiçbir şey kusursuz değildir, bir sistemi mükemmel diyerek sunmak, onun hatasız olduğunu savunmak dogmatik yaklaşıma kapı açmaktır. Bu kavramlar incelenmeye, zaman ayırıp üzerine okuma yapmaya değerdir. İnsanların ölümü göze alarak denizleri aşarak gitmeye çaba sarf ettikleri ülkelerin sistemleri ve diğer sistemler ne kadar eşitlik, ne kadar adalet ne kadar bireyin mutluluğunu ve refahını önemsiyor, nasıl bir model insan hedefliyor, üretime nasıl katkı veriyor hepsi sorularla irdelenmeli ve eldeki mevcutlar içersinde ehvenişere ulaşılmalıdır.
*****
Berk YÜKSEL
“Sana “benim gibi düşün” demiyorum, sadece “düşün” diyorum…”
Başlığı görüp kimsenin okumayabileceği bir yazı olabilir lakin mutlaka yazılmalı kanaatimce. Nedir bu Liberteryenizm ve nedir bu Meritokrasi dedikleri?
Liberteryenizm, negatif özgürlük fikrini savunan siyasi akımdır, bir doktrindir. Liberteryenizm için en önemli şeyler; insanın gelişimi, refahı ve mutluluğudur. Belli bir ahlak ve din kodu savunulmaz, tamamen özgür bırakılır. Serbest piyasa, serbest ticaret, ifade hürriyet, seyahat hürriyeti, anayasal ve sınırlı devlet savunulur. Liberteryenizm, çeşitlilik arz eden kompleks bir felsefedir. İnandığı gibi var olmasını, hürce bireyin kendini gerçekleştirmesini savunur.
“Liberteryenler otonomi ve seçme özgürlüğünü maksimize etmeye çalışır; politik özgürlük, gönüllü işbirliği ve bireysel karar önceliğini vurgularlar. Bir dizi siyasi ideolojiyi ifade eden “libertarian” sözcüğü Fransızca “libertaire”’nin İngilizceye uyarlamasıdır. Klasik liberal geleneğin takipçilerinden farklıdırlar. Modern liberteryenizm, bireysel özgürlüklerin korunmasıyla sınırlandırılmış minimal devlet fikrini güçlü şekilde savunan; serbest ticareti ve serbest piyasa ekonomisini destekleyen bir siyaset felsefesidir.”
Analizlerinin hareket noktası “sınıf” değil; “birey” olan akımdır. Amaçları hiç kimse arasında ayrımcılık olması; herkesin kendi çabalarıyla bir yerlere gelmesi ve bireyin kendisi için en iyi olanı bilip ve yapacağı düşüncesidir. Bireyin özgürlüğü temel noktadır. Totalitarizmin tam karşıtı olarak tanımlanabilecek görüştür. Bir başkasının ya da kurumun bireyi kısıtlamasına karşı duruştur. Anarşist yönü de vardır. Fakire değil, tembele düşmandır; devlet olmasa yürümeyi bile öğrenemeyecek kolaycı adama düşmandır.
Yarı entelektüel hastalığı olarak tanımlansa da kimilerince dikkatle incelenmesi gerekli bir akımdır. Bir görüş şu şekildedir: “Geleceğin parlayacak olan politik, felsefî ve ekonomik entelektüel vizyonu… Eşit ama adaletsiz bir kolektifte yaşamaktansa; adaletli ve bireysel farklılıkları öldürmeyen, sistemli, meritokrat bir ahenk toplumuna terfi etmek olarak özetleyebilirim.”
“İnsan eylemleri birtakım kurallara göre ortaya çıkmaz. İnsan eylemlerini belirleyen kurallar olmadığından insan özgürdür. Bundan dolayı insan davranışlarından sorumludur. Bu anlayışı savunanlar, devletin olabildiğince küçülmesi ve insanlara ahlaki kısıtlama yapılmaması gerektiğini savunarak özgürlükleri azamileştirmek istemişlerdir. Liberteryenizm siyaset felsefesinde özellikle bireysel özgürlük, gönüllü işbirliği, ifade ve eylem özgürlüğünün vurgulanmasına karşılık gelir.”
Meritokrasi ise yönetim gücünün, yetenek ve kişilerin bireysel üstünlüğüne yani liyakata dayandığı yönetim biçimidir. Bu yönetim şeklinde idare gücü, üstün özellikleri olduğu düşünülen kişiler arasında paylaştırılmaktadır, kayırma yoktur. Bu kelime Latince meritum ile Yunanca kratein kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Meritum; yeterli ve değer anlamına, kratostan türeyen krasi ise güç, etki ve kuvvet anlamına gelmektedir. Kelimeler birleşince ortaya çıkan kelime ise toplumda değerlilerin, seçkinlerin güçlü ve etkili olmasını savunan bir görüşün adıdır. Dolayısıyla üst kademelerde zekâ, çalışkanlık ve diğer meslekî hünerleri bulunan kişilere yer verilmesi anlamına gelmektedir. Toplum içerisinde bireylerin yetenekleri ölçüsünde rol almaları durumudur. Kısaca “Hak edenin idaresi” anlamına gelir.
“İngiltere merkezli Meritocracy Party, beş maddeden oluşan bir manifesto yayımlamıştır. Bu maddeler şu şekildedir:
Kayırmacılık yoktur: Ailenizin değil, sizin kim olduğunuz önemlidir.
Yandaşçılık yoktur: Başkalarının sizin için ne yapabildiği değil, sizin ne yapabildiğiniz önemlidir.
Ayrımcılık yoktur: Cinsiyet, ırk, din, yaş, geçmiş önemsizdir. Yetenek her şeydir.
Eşit imkânlar: Herkesle aynı noktadan başlar ve yeteneklerinizin sizi götürdüğü yere gidersiniz.
Tatminkâr erdemler: En başarılı insanlar, en yüksek tatmine erişirler.”
Bilgi, azim, çalışmak, verimlilik, istikrar, başarı, beceri ve dürüstlük gibi özellikleri olanların, en yüksek makamlara getirilmesi anlayışını benimseyen; liyakate dayalı bir sosyal sistem. Temel formülü şudur: Meritokrasi = Liyakat + IQ. Fırsat eşitliği ile taçlandırılmalıdır. Hak edene, çalışana, bilgi sahibi olana görev vermektir; ülkemizde ise tam da tersi uygulanan, “olsa da yesek” denilebilecek bir sistemdir. Rejimden daha çok rejimin işleyiş biçimidir.
İnsan yapısı hiçbir şey kusursuz değildir, bir sistemi mükemmel diyerek sunmak, onun hatasız olduğunu savunmak dogmatik yaklaşıma kapı açmaktır. Bu kavramlar incelenmeye, zaman ayırıp üzerine okuma yapmaya değerdir. İnsanların ölümü göze alarak denizleri aşarak gitmeye çaba sarf ettikleri ülkelerin sistemleri ve diğer sistemler ne kadar eşitlik, ne kadar adalet ne kadar bireyin mutluluğunu ve refahını önemsiyor, nasıl bir model insan hedefliyor, üretime nasıl katkı veriyor hepsi sorularla irdelenmeli ve eldeki mevcutlar içersinde ehvenişere ulaşılmalıdır.
“Mesele cahillerin çokluğu değil, sorun yeni cahillerin oluşması için hummalı çalışma yapanlardır.” Anooshirvan Miandji
Kaynakça:
http://www.felsefe.gen.tr/felsefe_akimlari/liberteryanizm_ozgurlukculuk_nedir_ne_demektir.asp
https://tr.wikipedia.org/wiki/Liberteryenizm
www.LearnLiberty.org
https://tr.wikipedia.org/wiki/Meritokrasi
——————————————
Kaynak:
http://www.felsefetasi.org/liberteryenizm-ve-meritokrasi/