Metehan KAYGI
O gül yüzlü insanı bu satırlar anlatmaya kafi gelmez ancak bu yazımızda milletimizin yakın tarihte yetiştirdiği önemli kahramanlardan Necdet KOÇAK’ı anlatmaya çalışacağız.
Kimdir Necdet KOÇAK? Bizim için neden önemlidir? Bu gibi sorulara cevap vermeden önce onun yaşam öyküsüne kısa bir göz atmak faydalı olacaktır.
Necdet KOÇAK 7 Nisan 1939’da Kerkük’te doğdu. İlk ve ortaokulu Kerkük’te tamamlayıp 1958 yılında Ankra Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni kazandı. 1962’de Yüksek Ziraat Mühendisi olarak mezun oldu. 1966-1969 arasında Ankara Üniversitesi’nde doktora tezini tamamladı. 1970’den itibaren Bağdat Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. 1976’da profesörlük ün-vanını aldı.
Necdet KOÇAK milletine ve vatanına olan sevdasını şu sözlerle dile getirmiştir: ‘’Biz bir gizli örgüt değildik. “Hak dostluğu”nu hedef alan idealist genç adamlardık. Rahmetli Vecihi Öğütçüoğlu’nun rehberliğinde “Hak dostluğu”nu kavramaya ve “Hak dostu” olmaya çalışıyorduk. Kendimizi ve birbirimizi eğitip geliştirmek, birbirimize gözcü ve bekçi olmak, Allah’ın rahmet ve inayetine sığınmış bir “garipler dayanışması” kurmak istiyorduk.’’ Ayrıca yine kendisi Kerkük davasını şöyle anlatmaktadır:’’ Biz 1055’ten 1918’e kadar Irak’ın da efendisi idik. Bugünkü Türkiye şehirleri hangi tarihî sürecin sonucu ne kadar Türk ise ve Türkiye ne sebeple vatanımızsa Kerkük, Erbil, Hanikiyn, Telafer ve diğer Türk şehirleri ve hatta Musul da o sebeple, aynı tarihî sürecin sonucu olarak Türk’tü ve vatandı. 400 yılı Osmanlı’da olmak üzere 863 yıllık vatandı. Talihin ters ve acı tecellileri sonucu Türkiye’den koparılmış ama terk edilmemiş, boşaltılmamıştı. Misak-ı Millî’ye dâhil topraklardı. Hem Gökalp’ın mütareke döneminde sürgünde iken yazdığı şiirlerde isim isim sayılıyordu, hem son Osmanlı Meclis-i Mebusan’ının Misak’ında vardı. Hem de Lozan baş murahhası İsmet Paşa’nın dosyasında ehemmiyetle yer alıyordu. Galip İngiltere ise Türkiye’yi şiddetle cezalandırmak kararında idi. Çetin müzakereler, münakaşalar oldu. Lozan’da vermediler ama alamadılar da. 1928-1926’larda içerde isyanlar çıkartarak, dışarıda Cemiyet-i Akvam’ı (o günün Birleşmiş Milletler Teşkilatı) kullanarak bu öz be öz Türk yurtları Türkiye’den koparılmıştı. Öyle ki kendi memur ettikleri heyet bile bütün tarafgirliğine rağmen “Türkiye hukukundan vazgeçmedikçe bu topraklar Türk toprağıdır” diyordu. Türkiye teklif ettiği halde “kimi istersiniz” diye halk oylaması yapılmasını kabule cesaret edemediler. İşte o iller böylesine Türk toprağı idi.’’
Ancak bu milletinden ve vatanından başkasını düşünmeyen yiğit insan için 22 Mart 1979’da eziyet do-lu günler başladı. Bu tarihte gözaltına alınan Necdet KOÇAK’tan 10 ay boyunca türlü işkencelere,ezi-yetlere maruz kaldı. Ancak ağzından bir an olsun dininden,milletinden ve vatanından başkası çıkma-dı.Bu süre zarfında zincirlere vuruldu,namaz kılmasına dahi izin verilmedi.
Necdet KOÇAK aynı zamanda tam ve kamil bir Müslümandı. Kendisi güzel olduğu gibi ahlakı da güzeldi. Çevresindekilere örnek bir şahsiyet idi.
Irak’taki Türkmenlere zulümler arttığında çevresinin tüm ikazlarına rağmen Irak’a gitmiştir. O gitme sebebini şöyle açıklamıştır:’’Olur mu hiç? Çocuklarımızı orada nasıl başıboş bırakabiliriz,onlar orada zulüm altında inlerken bana burada durmak yakışmaz’’ diyerek öleceğini bile bile Kerkük’e geri dön-müştür. Döner dönmez gözaltına alınan Necdet KOÇAK türlü işkencelerle 16 Ocak 1980’de Saddam Hüseyin rejimince şehit edilmiştir. Ruhu şad,mekanı cennet olsun. Cenab-ı Hakk bizi o güzel insanla bir-likte haşretsin. Nitekim Peygamber Efendimiz(s.a.v) buyurmuştur ki:’’İnsan,sevdikleriyle beraber haşrolacaktır.’’
Yazımı şu dizelerle bitirmek istiyorum:
YANAR KERKÜK
MUM KİMİN YANAR KERKÜK
YAĞ YANDI FİTİL BİTTİ
AHRINDA SÖNDÜ KERKÜK
BU ALMA DÖRT OLAYDI
KANIMA DERT OLAYDI
BOYNUMU VURAN CELLÂT
KEŞKE BİR MERT OLAYDI
KAYNAKLAR
https/:www.turkocaklari.org.tr/iz-birakanlar/necdetkocak-3554
Hadis Kaynağı:Enes b.Malik(r.a)