Odgurmuş: Bu sohbetimizde Milli tarih şuuru konusunu konuşacağız.
Malum Milli Tarih Şuuru konusundan bahsedeceğiz. Giriş olarak konu hakkında ne dersiniz?
Ögdülmüş: Tarih, sosyal bünyenin organı olmak itibariyle insanlığın davranış ve fikirlerinin gelişmesini takip eden bilgidir. Tarih insanlığın sosyal ve siyasi bünyeler teşkil ederek terakki ve tekâmül eylemesinde fertler ve cemaatler tarafından işlenen fiil ve ortaya atılan fikirleri ve bunların neticesi olarak çıkmış olmuş olan ve yaşanan olayları inceler. Tarih bu olayların maddi ve manevi sebeplerini ve sebeplerle olaylar arasındaki münasebetleri bulmaya çalışır.
Tarih bize geleceği, geçmiş hayatın bugünü olarak yakından anlatır, hatta ders alınarak gelecek hakkında da düşünmeyi mümkün kılar.
Tarihle genellikle toplumların hızlı bir değişim içine girdiği, yani problemlerin çoğaldığı, düşüş ve yükselişlerin çoğaldığı zamanlardır. Tarihçiler ve sosyologlar bugünü anlamak için dünden nasıl gelindiğini, dünde nelerin yaşandığını görmemiz gerektiği üzerinde duruyorlar. Olayların sebepleri ve sonuçları üzerinde durularak genellemeye uygun bağlantı noktalarını tesbit etmeye çalışıyorlar. Buhranlı zamanlarda çıkış yolları aranırken tarihten malzeme ve bilgi alınması gerektiği de bilinen bir gerçektir.
Odgurmuş: Tarih diyoruz, milli şuur diyoruz, tarih bizim için geçmişle ilgili olduğu ve bir iftihar vesilesi olduğu için mi lazım yoksa başka konularda da tarih gerekli mi?
Ögdülmüş: Esasında tarihin günümüz problemlerini çözmek isterken geçmiş örnekler hakkında yaptığımız yorumlardan ibarettir.
İnsan nasıl merak ettiği aile soyunu sopunu bulduğu zaman kendini belli bir kimliğe sahip olarak görürse milletler de milli tarihlerinin eseri olarak kendilerinin bağımsız, milli özelliklere sahip apayrı bir millet olduklarını idrak ederler.
Odgurmuş: Tarih şuuru. Milli tarih şuuru ne işe yarar nasıl oluşur.
Ögdülmüş: Tarih şuuru: Tarihin akışı içinde o tarihe mensup kişilerin kendi tarihi ile ilgili bir görüş sahibi olmak demektir.
Milli tarih şuuru ise: Mensup olunan millete ait tarihlerinin basit vak’alar yığınından ibaret olmadığını, bugünkü kaderi çizen biteviye süren ı bir zincirin halkaları halinde anlaşılması demektir. Diğer bir ifade ile milli kısaca tarih şuuru: Aynı millete mensup fertlerin kendi tarihleri hakkındaki düşünceleridir. Bir başka bir şekilde ifade edersek; geçmişin, bir sosyal hafıza halinde bugünkü hayatımızda bulunması ve hayatımıza yön vermesidir.
Milli tarih şuurunu basit bir tarih bilgisi olarak görmemek gerekir. Burada şuur kelimesini, bilgi ile duygu iç içe geçmiş karışmış şeklinde anlamak gerekir. Kendi geçmişimiz nasıl bizim şahsiyetimizin temelini teşkil ediyorsa, milletimizin geçmişi de milletimizle birlikte hepimizin milli şahsiyetini oluşturur.
Odgurmuş: Şanlı bir mazimiz olduğunu cihan alem biliyor ama sanki biz pek farkında değiliz gibi.
Ögdülmüş: Evet şanlı bir mazimiz var. Milletimizin mazisinde neler vardır? Şimdi ona bakmak gerekir. Tarihe şöyle bir baktığımızda önce milletimizin çok eski bir tarihe sahip olduğunu görürüz. İkinci olarak, Türk milleti, tarihte her dönem devletsiz olmamış ve hiçbir zaman esarete düşmemiştir. Ve hiçbir dönem hürriyetsiz kalmamıştır. Göktürkler, Karahanlılar, Gazneliler, Babür’lüler, Selçuklular ve Osmanlılar gibi çok kuvvetli ve uzun ömürlü devletler kurmuştur. Tarihi incelediğimiz zaman, Türk milletinin tarihin her döneminde; teşkilatçılık, idarecilik, adalet, şefkat, cesaret, yiğitlik, yardımseverlik, fedakârlık, feragat ve manevi derinlik bakımından ileri bir kültür gibi yüksek seciyelere sahip olduğunu tüm dünya ile birlikte biz de görürüz.
Türk’ün meziyetleri saymakla bitmez. Tüm dünya buna her zaman şahit olmuştur. Milletimizin karakterinde hiçbir zaman kendini beğenmek ve böbürlenmek yoktur. Türk yöneticileri, tarihte pek çok zafer kazandıkları halde hiçbir zaman onunla övünmemişler, aksine mütevazı davranmışlardır. Gaye olarak “Allah rızası için, yaratılanlara hizmet’ i seçmişlerdir. Türk tarih geleneğimize baktığımızda Türk milletinin, devletine her zaman sadakatle bağlı olduğu, devleti yönetenlerin de halkın kıymet hükümlerini koruyup kolladıkları görülmektedir.
Odgurmuş: Türk tarihi ve Türk kültürü bizim için çok önemli. Bunu biliyoruz. Nedir Müslüman Türk’ün özellikleri. Nelerden söz edebiliriz?
Ögdülmüş: Bir millet için geçmiş ve yaşanmış hayat denince “Tarih”, yaşanan hayat tecrübesi denince de “Kültür” aklımıza gelmektedir. Bu açıdan baktığımızda Türk milletinin dil, din ve soy bakımından çok eskilere dayandığını görmekteyiz. Milletimiz, kelimenin tam anlamıyla Müslümandır ve İslâmiyeti de Ehl-i Sünnet düşüncesine göre yaşamıştır, tarih boyunca kendi düşünce bünyesine de uyan bu sade Müslümanlığın savunucusu olmuştur.
Bizim Türk milleti olarak tarihimiz içinde köklü ve sağlam bir yapı da ailemizdir. Bizde aile hayatı fevkalade mühimdir. Baba, anne, evlatlar, akraba ve komşular arasındaki ilişkiler son derece sağlam esaslara dayanmaktadır. Her zaman büyüklere saygı, küçüklere şefkat, yoksullara yardım söz konusudur.
Türk tarihinde toplumun sosyal ve idari yapısı mükemmeldi. Milli birlik ve beraberliğin sağlam olduğu her devirde Türkler kuvvetli olmuşlar ve üstün medeniyetler sergilemişlerdir. Be zamanki, iktidar etrafında kavgalar (Mesela şehzade kavgaları, siyasi parti çekişmeleri) çıkmış ve millet fertleri arasında da dayanışma sarsılmışsa, o devirlerde, sıkıntılar ortaya çıkmış, böyle zamanlarda idari hayat-devlet zayıflamıştır.
Odgurmuş: Biliyoruz ki Türk tarihi muhteşem bir tarihtir. Fakat tarihimizde hiç mi aksaklıklar, yanlışlıklar olmamış mıdır?
Ögdülmüş: Türk tarihinde bazı adaletsizlik ve yanlışlıklara rastlanırsa da bunlar daima istisna teşkil edegelmiştir. Geçmişe derinlemesine baktığımız zaman milli tarihimizde şimdi hatırlamakla utanacağımız ve dehşetle irkileceğimiz bir ahlaki sefalet durumuna asla rastlanmaz. Buna mukabil vakıflar gibi, değeri, günümüzde daha iyi anlaşılan yararlı müessese ve geleneklerimiz sayılmayacak kadar çoktur.
Milli tarih şuuru, ortak seciye ve zevklerimizi, binyılların ötesinden binbir ihtimamla beslenerek gelen ortak değerlerimizi, sanatımızı, erdemlerimizi çağdaş yorumlarla yeni nesillere aktarmamız gerektirmektedir. Milli tarih şuuru, Milletimizin her zaman şiddetle muhtaç olduğu; Allah’ını, Peygamberini, vatanını, milletini, bayrağını, kültürünü, milli marşını, ana babasını, tarihini, tarihte din ve devlete hizmeti geçmiş din ve devlet büyüklerini ve bütünüyle sevmeyi yeni nesillere öğretmek zorundayız. Ayrıca geçmişimizi unutmadan günümüz şartlarına ve ilmin gereklerine uygun çalışmalar yapmalıyız. Geçmişimizi ve geçmişteki başarılarımızı daha çok gün ışığına çıkartarak, böylece milli maziyi sadece destanlar olmaktan kurtarıp güzelliklerin, iyiliklerin ve başarıların sağlanmasında etkili hale getirmeliyiz.
Odgurmuş: Milli kültürün yaygınlaşması ve tarih şuuru nasıl yerleşecek ve genç nesillere nasıl aktarılacak?
Ögdülmüş: Bütün bunlar milli şuur sahibi insanların kendi üzerine düşeni yerli yerince yapması ile mümkün olur.
Bir milletin yaşama gücü onun kültüründe çok sağlam kaynakların bulunmasıyla mümkündür. Maziye bakıp İncelediğimiz zaman görüyoruz ki, köklü bir kültürümüz ve bu kültür ırmağını besleyen kaynaklarımız var. Derme çatma bir millet değiliz. Çok zengin devlet tecrübesine sahibiz. Türk karakterinin devlet kurma ve teşkilatlandırmadaki emsalsiz kabiliyetini temsil eden liderler, tarihimizde çoktur. Buhranları sükunetle çözme geleneğine sahibiz. Esaret kabul etmiyoruz. Yirminci yüzyıl başlarında verdiğimiz Millî Mücadele, Türk milletinin bu güzel hasletinin bir defa daha ortaya çıktığını göstermiştir. Milli şuur sahibi kumandanlar öncülüğünde halkın ve tüm aydınların da desteği ile Yunan savaşları da kazanılarak rejim olarak Cumhuriyete de geçmiş bulunuyoruz.
Odgurmuş: Sonuç olarak neler söyleyebiliriz?
Ögdülmüş: Sonuç olarak; Biz Türk milleti olarak dün büyük olduğumuz gibi yarın da büyük olabileceğimizi düşünüyorum. Zengin bir geçmişe sahip olmamız, yani milli tarihimizin derinliği ve zenginliği bize ümitli bir gelecek hayalini mümkün kılmaktadır. Yeter ki, birlik beraberliğimizi koruyalım; gafleti, vurdumduymazlığı, nemelazımcılığı, tembelliği terk edelim, bozguncu ve fitnecilere alet olmayalım. Vazife ve sorumluluğumuzu müdrik davranalım. İlimde derinleşelim, ilmi meselelerde hassas ve araştırmacı olalım. Birbirimizi sevip sayalım, birbirimizin kusuru peşinde koşup sosyal medya yalanlarına itibar etmeyelim.
Odgurmuş: Çok teşekkür ederim.
Kenan EROĞLU