Milli ve Manevi Düşünenleri Bekleyen Problemler  

Milli davaları takip eden insanları bekleyen, dikkat edilmesi, üzerinde durulması gereken bazı ve önemli konular vardır. 

Aynı ideale bağlanan insanlar,  aynı davaları paylaşırlar ve aynı hedefe doğru yürüyecekleri için idealleri doğrultusunda, sürekli ileriye bakarlar bu yüzden bazı konular problem olarak görülmeyebilir. 

Aynı yöne bakan insanlar, hedefe kilitlendikleri için, yanlarına ve geriye bakmazlar hem de yanlarına ve geriye bakmaya zamanları olmadığı için kutlu olarak kabul edilen yürüyüş esnasında eksik ve yanlışlar fazla göze batmaz. 

Sonra,  ayrıca o hengâme ve meşguliyet sırasında insanlar bazı meseleleri teferruat olarak görürler. “Şimdi belki böyle ama zamanla bu aksaklıklar düzelir” düşüncesine kapılırlar. 

Yürüyüş sırasında görülen aksaklıklar ve tatminsizlikler mutlaka yine o yürüyüş sırasında ele alınmak zorundadır. Bu aksaklıklara mantıklı izahlar getirilerek çözüm yolları aranmalıdır. Problemlere akıllı ve mantıklı izahlar getirilmediği takdirde düşünen insanlarda tatminsizlikler oluşur. Bu durum da bedbinliğe sebep olur. 

Bu problemleri şöyle sıralayabiliriz: 

– Grup içinde güvensizlik;     

Bazı fikir hareketleri, taraftarını sürekli birbirine kontrol ettirmeyi ilke edinirler, hareketin yapısını bu yolla kontrol mekanizması altına almaya çalışırlar. Bu yolla, insanların çizgiden çıkmayacağını düşünürler fakat neticede güvensizlik had safhaya ulaşır ve tatminsizlik başlar. 

– Bilgisizlik; Çoğu insanlar bir harekete katıldıktan ve bir davaya-ideale inandıktan sonra öğrendiği bir kaç cümle ve sloganın verdiği tatminle hareket ederler, bu durum taraftarın bilgisini artırması için bir çabaya girmesini engeller, taraftar kitlenin büyük çoğunluğu yuvarlak birkaç slogan ve cümlenin dışında fikir fukarasıdır. 

-Adam beğenmeme; Bir fikir hareketinde, yeteri kadar bilgi ve kültürü olmayan ve katıldığı hareketin şuurunu alamamış İnsanlar birbirini beğenmemeye başlarlar, bu durumda problem başlamış demektir, güvensizlik adam beğenmeme sonucunu doğurur. 

-Hareketin şuurunu alamama; Fikir hareketleri o harekete mensup olan kişileri o harekete yakınlık duyma devresinden itibaren, iyi bir eğitim ve şuurlanma döneminden geçirme çabasına girişir. Ama görülür ki insanlar şuurlanma devresinden geçmeden “oldum” diyerek kendilerini hareketin içinde bulurlar. Bundan dolayı kişi kendi eski bilgileri ile girdiği hareketin bilgilerini karıştırarak bir takım izahlara girer. Bu izahlar çoğu zaman içinde bulunduğu fikir hareketinin izahları ile örtüşmez,  taraftar kendi görüşleri ile içine katıldığı hareketi temsil kabiliyetinden çok uzaktır. Sonuçta fikri tatminsizlik baş gösterir. Bu durum hareketin temel tezlerinin geri plana itilmesine sebep olur. 

-Yabancı referanslar;  Bir fikir hareketine mensup insanlar, konuşmalarında, slogan olarak, atasözü olarak, tekerleme olarak, veciz sözler olarak çoğunlukla yabancılardan faydalanıyor ve kendi kaynaklarından referans almıyorsa bu giderek yabancılaşma getirir, ya da hareket kendi olmaktan çıkar. Yabancı örneklerden kaçınılmalı, hareketin dayandığı değerlere önem verilmelidir. 

-Olayların önünden gidememe;  Bir fikir hareketinin mensubu, fikir, bakımından yetersiz, hareketinin temellerini özümsememiş ise, olayları önünden gitme imkânını kaybeder. Kendi fikriyatını tam kavramamış olmaktan dolayı yeni şeyler üretemez, muarızı olduğu fikre sahip insanları takip etmeye başlar. Bu durum;  geride kalmaya sebep olur. Olayların önüne geçilemez.  Bu tür yaklaşımlar düşünce yapısında bazen o kadar ilerler ki, sonuçta, beklentiye girilerek karşı tarafın atak yapması hamlesi beklenir. Oradan gelen harekete cevap yetiştirme yarışına girilir. 

-Bu, Fikri yetersizlik,  yabancı referans alma ve olayların önüne geçememe şöyle bir sonuç doğurur; Tenkit ve eleştirilerde, karşımızda bulunan radikallerin taktiklerini ve metotlarını kullanma, onlar gibi davranma onlar gibi hareket etme ve giderek onlar gibi düşünme sonucuna ulaşır.  

-Gurur ve kibir;  Bir fikir hareketinin elde ettiği mevzi başarılar taraftarlar arasında bazen gurur ve kibire sebep olur. Bu tuzağa düşmemek lazımdır. Gurur ve kibir, insanın kendi dışındakileri küçük görmesine sebep olur,  rakibi küçük gören bir insanın başarı kazanması güç olur. 

-Kendi kendini büyük görme, abartma;  Bir fikre mensubiyet duyanlar,  İçinde bulundukları fikri ortamın mevzi başarıları nedeniyle ve yapılan çeşitli faaliyetler sebebiyle, bazı kişiler, içinde bulundukları gurubu ve hareketi çok abartırlar, bağlı olduğu kurumu, liderini aşırı büyütme eğilimine girerler. Bu aşırı övgü giderek hareketi kapsar ve asıl hedef geri plana atılır. 

Milli ve manevi davaları savunan kişiler; ilmiyle âmil, îmanıyla kâmil, şahsiyetiyle mükemmel, kültürüyle ekmel ve her hâliyle güzel insanlar olmalıdır.

Kenan EROĞLU

Yazar
Kenan EROĞLU

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen