Her şey insan için düşüncededir. Düşünce doğru olabildiği gibi yanlışta olabilir. Doğru düşünce hakikate göre düşünme ile elde edilir. Hakikat vahiy kapsamında Allah’ın mesajının içeriğidir. O halde dinin ortaya koyduğu hakikati bilmeyenler ve bu hakikate göre düşünemeyenler doğru hükümler veremezler. Şu bir gerçektir. Allah, Kur’an’da insanlara kendi kanunlarına göre yol göstermektedir.
2/242: “Allah, akıllarınızı kullanmanız için sizlere kendi ayetlerin (kanunlarını) açıklamaktadır.”
Şu ayetler de yaratılmış olanların kime ait olduğunu açıklamaktadır. 2/116: “Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. Bütün varlıklar Allah’ın iradesine teslim olmuşlardır.” Ve, 2/284: “Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’a aittir.” Bu bağlamda söylenecek söz; herşey Allah’a aittir, hiç kimsenin bir şeyi yoktur.Hatta insanın kendisi bile kendisine ait değildir.
Varoluş, Allah’ın her an sürekli yaratmakta olduğu fiillerdir. Sonlu ve sınırlı varlıklar, sonsuz ve mutlak olan varlığın eserleridir. Ve bunlar Allah’ın varlığının delilleridir. Bu deliller insanı mutlak varlık Allah bilincine götürür. 2/255 ayette “Allah, hayatın ta kendisidir.” diye işaret edilir ki, Allah’ı bilmek ve yaşamak aynı şeydir. İnsan Allah’ın verdiği hayatı yaşar.
Bir hadis şöyle demektedir: “Kendinizi sizin için size hizmet etsin diye yaratılanların seviyesine indirmeyin.” Ve 25/43: “Nefsini ilah edineni gördün mü?” denilmektedir. Bu bağlamda diyebiliriz ki insan için dünya hayatında sorunların kaynağı nefsin istek ve arzularıdır. Böylece insan kendisi için yaratılanlara yakayı kaptırmakta ve savrulmaktadır.
Hz. Mevlana da “İnsan bu dünyada nimetlere kapıldı mı, bala kapılmış sinek gibi olur.” Demiştir. Ünlü Türk Yusuf Has Hacip de “Akılsız adam bir avuç çamur gibidir.” demştir. “İnsan bir kere nefsine yuları kaptırdı mı, aklın bittiği yere gelir. Modern insan, ruhun kurtuluşunu işlememiş, bütün dikkatini dünyanın, maddenin fethi üzerine yoğunlaştırmış, yeryüzünün efendisi olmak istemiştir.” diye belirtmiştir, İlhami Güler.
Modern insan “metafizik” diye maverayı yok saymış, masivaya düşmüştür. Allah’a verilen sözünü ve ahireti unutmuştur, sadece kendi nefsinin istek ve arzularını yerine getiren kölelere dönmüştür. Çünkü modern dönemde bilgi anlayışı varlığı nesnelere indirgemiştir. Bu süreçte varolanları da kendinin zannetmeye başlamıştır. Aslında her şey Allah’a aittir. Tabiat insana ait değil, insan tabiata aittir. İnsan kendinin zannettiği, efendisi olduğunu zannettiği tabiattan da kopmuştur. Tabiatı bir hammadde deposu, atıklarını attığı bir çöplük olarak görmaktadir. Böylece modern insan için tabiatın da bir anlamı kalmamaıştır. Allah’tan kopan insan tabiattan da kopmuş ve nefsiyle başbaşa kalmış, yalnızlaşmıştır. Modern topluma bakınız yalnız kalabalıklara dönmüştür..
Hz. Peygamber “İnsanlar kıyameti kendi elleriyle koparacaktır.” demiştir. Allah’tan ve tabiattan kopan insan her iki hayat kaynağını kaybetmiştir. Bu da dünyadaki kıyamete doğru gidiş olsa gerektir…