Modernliği, yaşadığımız hayatı, daha ziyade insan-insan, insan-Tanrı ilişkisinde yol açtığı sorunlar ve eksiklikler nedeniyle gündeme alıyor, eleştiriyoruz. Yeni fanatizmler, geçmişi, eski dünyayı yüceltmeler, abartılı bir nostalji bu zeminde ortaya çıkıyor. Tüm güç ve ipler hep modern kapitalizmin elinde olduğu için verilen tepkiler, ortalığı daha da bulandırmaktan, sapla samanın birbirine karışmasından başka bir işe yaramadığı gibi sonuçta dünya sisteminin oyuncağı tuhaf ucube tipler çıkıyor. Biz bu komik-absürt tablolarla birbirimize girip boğuşurken sistemin egemenleri keyifle olanı biteni izliyor ve işlerine bakıyor. Dikkatli bakıldığında modernlikle birlikte insan-insan, insan-Tanrı ilişkisini bozan asıl şeyin insan-tabiat ilişkisi olduğu görülecektir. İnsan, kendisini tabiatın efendisi olarak gördüğü ve kendi hayatını sözümona kolaylaştırmak için tabiatın sömürüsüne dayalı teknolojileri devamlı geliştirmeye çalıştığı sürece bu girdaptan çıkılamayacaktır.
Ne ki, yoksulların, madunların acılarına, ölümlerine ses çıkarılmayışı, bize modernliğin nihayetinde insan-merkezli de olmadığını gösteriyor. İnsanı aşan yapay zeka gibi teknolojiler devreye girdikçe egemenler dışında kalan insanlardan vazgeçebileceklerini apaçık görüyoruz. Biz etnik, ideolojik, dini kavgalara gark oldukça, hayatımızı sosyal medyaya hapsettikçe işleri daha kolaylaşacaktır vesselam.