Kenan EROĞLU
Bazılarımız var ki, işleri güçleri Müslümanları eleştirmektir. Bu gibi en ufak bir yanlış ve hatadan başlayarak eleştiren insanlar genellikle sol guruplar içerisinde olduğu gibi kendilerini Türk Milliyetçisi olarak ifade edenler de bu eleştiri korosuna maalesef katılıyorlar.
Sağımızda bulunan her hangi bir guruba mensup bir kişi bir hata yaptığında veya kendini bilmez bir delikanlı bir yanlışa düştüğünde bu gibi insanlar hemen “alıyorlar bayrağı ele çıkıyorlar yola” ve bu basit olarak görülmesi gereken olay üzerinden “Müslümanlar” a saldırıyor olmadık sözler sarf ediyorlar. Milliyetçi olarak bilinen bazı yazarlarla, yine Milliyetçi-ülkücü olduğunu ifade eden kişiler bu konuda aşırı derecede tahammülsüzlük gösteriyor ve o kişiler üzerinden aslında İslamiyet’e, İslami müesseselere, şahıslara alabildiğine olumsuz/sorumsuz düşüncelerle karşı çıkıyorlar. Dolayısı ile bir kişinin yaptığı yanlış ve hatadan dolayı İslamiyet’i ve inanan insanları rencide ediyorlar.
İnternette, bazı kişilerce bilerek ve isteyerek yapılarak ve ardından da servis edildiği bilinen, bazı adresler; Türban takan genç kızların uygunsuz giyim ve davranışlarını teşhir ederek bunun üzerinden “işte Müslümanlar” diyerek/dercesine eleştiri ve tenkit de bulunuyorlar. Hangi gurupta olursa olsun insanlar yanlışa düşebilir ve hata yapabilir. İnsanların bu yaptığı yanlış ve hatayı genele yayarak, abartarak teşhir etmek, duymayanlara da duyurmak, görmeyenlere de göstermek hiçbir aklı başında kimsenin veya Milliyetçiyim diyen insanın yapacağı iş değildir. Kaldı ki Müslümanlar hakkında bu tür olumsuz görüntü, resim ve beyanatları bizce ve herkesçe malum olan şer odakları tarafından piyasaya sürüldüğünü anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur. Ama maalesef bazı safdil insanlar da bu gibi tuzaklara düşebiliyor, birkaç Müslümanın yaptığı hatadan dolayı adeta top yekûn İslamiyet’i ve Müslümanları suçlama, karalama yoluna gidiyorlar ki bu gibi durumların kimseye faydası yoktur. “Müslüman Müslümanın ayıbını örtmek” zorunda olduğu halde bir takım önyargılı insanlar diğer Müslümanın ayıbını daha çok teşhir ederek, duyurarak acaba neye ve kime hizmet ediyorlar.
Bu gibi konularda saldırı ve eleştiri yapan kimselerin genellikle İslam Dinini yeteri kadar bilmediklerini, bir takım kulaktan dolma bilgilerle ve daha çok da “Tek Parti” döneminin İslamiyet’i hayattan çıkartma yolunda kullandığı malzemeleri ve bakış açılarını kullanıyorlar. 1930’larda kalması gereken fikir ve düşüncelerle Müslümanları ve Müslümanlığı ve onların davranışlarını eleştirmek ne kadar akıl işidir
Hele bazı Milliyetçi olduğunu sandığımız yazarlar, tüm işlerini ve güçlerini bu İslami gurupları eleştirmeye ayırmışlar gibi davranıyorlar. Aslında İslami guruplar üzerinden İslamiyet’in kendisine zarar veriliyor ama bunu da düşünmüyorlar. İslami guruplar üzerinden İslamiyet’e getirilen eleştirilerin çoğu kez aslı ve astarı bulunmamaktadır. Tarihi birkaç bilgi kırıntısından da faydalanarak, komplo teorilerinde olduğu gibi olayı Ortadoğu’da bulunan guruplara ve fikir akımlarına çokbilmiş edalarla bağlamakta bir beis görmüyorlar.
Tam bir sömürge aydını psikolojisi ile Irakta, Suriye’de veya başka bir İslam coğrafyasında çıkan 3-5 bin kişiyi geçmeyen terör ve fikir hareketlerini büyüterek,” Hamas şöyle dedi, El-kaide böyle dedi” diyerek Türkiye için “en büyük tehlike”, “çok büyük tehlike”, “kapıya dayanan bir tehlike” gibi gösteriyorlar. Elbette kendinden emin olmayan, Türk Milletinin büyüklüğüne inanmayan, bu konuda bilgisi olmayan, yeteri kadar tarih okumamış yarı cahil okumuşlar, kendileri için yazı yazacak bir köşe bulmuş olsalar da, dünyadan bihaber kenarda köşede Türkiye aleyhine “havlayan” herkesi ciddiye alıyorlar. Onların görüşlerine olduğundan fazla önem veriyorlar, bunların söylediği sözlere de tam gerçek ve hakiki gerçekmiş gibi sarılıyorlar: Kendi taşıdığı değerin ve milletinin büyüklüğünün de farkında olmayan insanlar olayları oraya buraya ve ulaşılmaz ve bilinmez güçlere yükleyerek akılları sıra bilgiçlik taslayıp milletin kafasını bulandırmaktan başka bir iş yapmıyorlar.
Özellikle milliyetçiyim diyen insanların-yazarların bu konularda biraz hassasiyet göstermesi gerekmektedir. Bazı yanlış hareketleri abartarak Müslümanlara ve İslamiyet’e ters olacak konulara girmemeleri gerekir. Müslümanları ve İslamiyet’i solcuların ağzıyla ve ateistlerin bakış açısıyla eleştirmeleri yakışık almamaktadır. Esasında Milliyetçi düşünür ve köşe yazarlarının sağımızda bulunan hiçbir gurup hakkında olumsuz sözler sarf etmemeleri gerekir, bir başkası bu konularda bir şeyler diyor diye bizim de aynı şeyleri söylememiz gerekmiyor. Milliyetçi olarak bilinen okumuş ve yazarların daha toparlayıcı, daha kucaklayıcı ve daha affedici olmaları gerekir aksi takdirde diğer konuşanların, sol görüşlülerin, ateistlerin derekesine düşmüş olurlar.