Prof.Dr. İbrahim SOĞUKPINAR
Devletin temeli ve milletin dirliği için olmazsa olmazların başında gelen en önemli unsurun adalet olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Adalet, her ne zaman tam olarak sağlanmışsa, o dönemlerde devlet güçlü, toplum huzurlu olmuştur. Aksi durumda ise milletin huzuru bozularak mülk(devlet)’ün çöküşü başlamıştır. Bu nedenle, devletin bekasını düşünen yöneticiler adaleti, her zaman toplumun direği olarak görmüşler, adaletli olmaya büyük önem vermişlerdir. Farklı dönemlerde gerek siyasiler, gerekse devlet yöneticileri, halkın teveccühünü kazanabilmek için onlara adalet vaat ettikleri halde bu unsur, toplumda tam olarak sağlanamamış ve kronik yara bir türlü iyileştirilememiştir. Dolayısıyla, adalet problemini çözmek için, farklı modeller önerilerek uygulanmasına rağmen problem devam edegelmiştir. Bu makalede daha önce çözüm için önermiş olduğumuz Adalet ve Bilgi toplumu modelinin ayrıntıları ve uygulaması açıklanmıştır.
Kararlı ve sürekli bir yapı kurularak devletin temeli sağlam, toplumun huzurunun devamlı olması için, adalet kavramını sistem bakışı açısından değerlendirip tasarım yapmak gerekir. Bu nedenle, genel sistem kavramı aşağıda kısaca açıklanmış ve önerilen model, ana hatlarıyla adalet ve bilgi toplumu sistemi olarak kurgulanmıştır.
Sistem kısaca; “Belirli bir işi ya da amacı gerçekleştirmek için gerekli unsurları bir araya getirip, bir bütün olarak birbirine bağlı ve uyumluluk içinde çalışmalarını sağlayan düzenek” olarak tanımlanmaktadır. Bir yapının sistem özelliğini taşıyabilmesi için, amacı gerçekleştirecek unsurların uyumlu çalışacak şekilde bir araya getirilmesi, çıktının denetlenebilir olması, bunun için de denetim mekanizmasına sahip olması gereklidir.
İdeal sistemin özellikleri:
- Güvenilir çıktı üretir,
- Kararlı çalışır,
- Denetlenebilirdir,
- Değişen koşullara kendisini uyarlar,
- Bozucu etkilere karşı dirençlidir(gürbüzlük),
- Kişilere ya da keyfiyete göre davranmaz,
- Adalet ve hakkaniyet esastır.
Devletlerin yönetiminde tasarlanacak sistemler, yukarıdaki özellikleri taşıyacak şekilde gerçeklenirse, yönetimin uzun süreli ve en az problemli olması sağlanabilecektir. Bu durum, bazı yöneticiler tarafından tercih edilmediği gibi, mevcut sistemi de yok etmeyi hedeflerler. Özellikle;
- Keyfiliği sevenler,
- Destekçilerine menfaat sağlayanlar,
- Şahsi menfaatini öne çıkaranlar,
- Yasa dışı ve hukuksuz davrananlar,
- Diktatörler, vs.
İdeal sistemi, hele denetlenebilir sistemi hiç sevmezler. Çünkü böyle bir yapıda keyfi davranamaz, destekçilerine menfaat sağlayamazlar ve denetimden rahatsız olurlar. Bu makalede Adalet ve bilgi toplumu modeli denetlenebilir sistem tasarımı yaklaşımı ile değerlendirilmiştir.
Adalet ve Bilgi toplumu modeli, sistem olarak düşünüldüğünde, öncelikle bileşenlerini ve onların rollerini tanımlamak gerekir. Sistemin bileşenlerinin farklı rolleri olmakla birlikte, toplumdaki bireylerin tamamını kapsamalıdır. Çünkü adalet, toplumdaki her bireyi etkileyen evrensel bir kavramdır. Sistemin farklı rollere sahip olan bileşenleri yanında, girdisi toplumun tamamı, çıktısı ise mükemmel adalet ve sosyal barış olacaktır. En iyi çıktıyı elde edebilmek için ise, sistemin gerektiği şekilde analiz edilerek toplumun inanç, kültür ve ihtiyaçları gözetilerek kurgulanması gereklidir.
Devlet yönetiminde Yasama, Yürütme ve Yargı olarak ifade edilen üç ana unsur, kuvvetler ayrılığı ilkesi esas alınarak kendilerine tanımlanan rollere göre verilen görevleri gereği, yönetim ve denetim faaliyetlerini icra ederler. Devlet yönetiminde devamlılık ve adalet için mutlaka denetlenebilir sistem yaklaşımı uygulanmalıdır.
Adalet ve Bilgi Toplumu’nun Özellikleri
Adaletin zamanında ve toplum vicdanını rahatsız etmeyecek şekilde tecelli edebilmesi için tüm bileşenleri ile birlikte ideal bir sistem modeli tasarlanarak uygulanmalıdır. Önerilen modele Adalet ve Bilgi Toplumu adı verilmiştir. Adalet ve bilgi toplumu modeli nasıl olmalıdır? Mutlaka her bireyin anayasal haklarının teminat altına alındığı ve hakkını istisnasız her durumda ve eşit koşullarda arayabileceği bir anayasası olmalıdır. Bu anayasanın tanımladığı hukuk sistemini icra eden bağımsız, tarafsız ve adil bir yargı sistemi olacaktır. Ancak, eğer toplumda adalet kültürü zayıflamış, güçlünün zayıfı ezmeye çalıştığı, adalet arayanın önüne türlü engellerin çıkartıldığı bir durum oluşmuş ise, yargıya çok fazla olay intikal ederek altından kalkılamaz hale gelecektir. Buna, işlemlerdeki yavaşlık da eklenirse durum vatandaş açısından dayanılmaz bir hal alarak günümüzdeki gibi en basit davalar bile yıllarca sürebilecektir. Bu durum halkı mutsuz ederken devlete ve adalete olan güvenin yıpranmasına neden olacaktır.
Modelin iki ana bileşeni, Adalet hizmetini sağlayanlar ve Adalet hizmetinden faydalananlar olarak basitleştirilmiştir. Ana bileşenlerin özellikleri ve çalışma prensipleri aşağıda kısaca açıklanmıştır.
Adalet hizmetini sağlayanlar: Ana Alt bileşen Yargı olmakla birlikte yasama ve yürütme, yargıya destek sağlarlar. Meydana gelen anlaşmazlıklarda yargının adaletli ve hızlı çözüm sağlayabilmesi için;
- Yürütmede her seviyede bulunan yönetici ve personel adalet kavramını içselleştirerek itilafların en aza indirilmesi: Böylece yargıya intikal eden adli vaka sayısının azaltılması sağlanmalıdır.
- Yürütme unsurları, yönetimde adaleti esas almalı ve yargının iş yükünü en aza indirmelidir.
- Sistemin en önemli paydaşları olan yargı mensupları, özel sınav ile liyakat esasına göre mesleğinde en iyi olanlar ve onu tarafsız olarak icra edenlerden seçilmelidir. Kendi içinde liyakate dayalı bir değerlendirme ve terfi sistemi olmalı, kıstasları sağlayamayanlar sistem dışına çıkarılmalıdır.
- Yargı karşısında her vatandaşın eşit ve aynı haklara sahip olması, hiçbir grup veya şahsın ayrıcalıklı olmaması sistemin özde, ana ve değişmez niteliği olmalıdır.
- Yargı mensupları özel statüde olmalı, ancak bu statünün kötüye kullanımını önleyecek oto denetim sistemi kurulmalıdır. Genç nesil adil, objektif ve tarafsız yargı mensubu olmaya teşvik edilmelidir.
- Sağlanan adalet hizmetinin kalitesi, yerel ve genel şekilde ölçülerek eksik/aksak konular tespit edilip hızla giderilmelidir. Böylece verilen hizmetin kalitesinin her yıl artması sağlanmalıdır.
- Yargı mensuplarının dış müdahalelerden etkilenmemesi ve politize olmaması için önlemler alınmalıdır.
- Bilgi teknolojilerinin kullanımı: Yasama, yürütme ve Yargının faaliyetlerinin her aşamasında Bilgi teknolojileri ve yapay zekâ teknikleri kullanılarak süreç hızlandırılmalı, süper akıllı topluma geçiş için alt yapı hazırlanmalıdır. Bu bağlamda gerekli olan birimlerde akıllı robot değerlendiriciler ile otomasyon ve değerlendirme yapılarak soruşturma ve yargılama süresi en aza indirilebilecektir. Bilgi teknolojilerinin adalete uygulanması amacıyla bir Ar-Ge birimi hizmet vermelidir.
- Diğer paydaşlar ile olan koordinasyon: Sistemde diğer paydaşların yargıya desteğinin objektif, çıkar gözetmeyen ve liyakat esaslı olarak sağlaması modelin başarılı çalışması için önemlidir.
- Yasama, çıkaracağı yasalarda evrensel hukuk kriterlerini ve toplum vicdanını esas almalıdır.
- Her seviyedeki yöneticiler: Kurum ve organizasyonlardaki görev yapan her düzeyde yöneticiler adaleti esas aldıkları takdirde, yönetimleri altındaki personel ve üst yönetim arasında anlaşmazlıklar en aza indirilerek toplumsal huzur artacağı gibi yargının yükü azalacaktır. Kısaca yönetimde adalet ana prensip haline getirilmelidir.
Adalet Hizmetinden faydalananlar: Doğal olarak toplumun tamamı, eşit ve ayrıcalıksız olarak adalet hizmetinden faydalananlar grubunda olacaktır. Bu Grup’taki bütün paydaşlar adaleti sadece yargıdan beklemeyip, kendileri yargının yükünü azaltacak şekilde adalet kavramını içselleştirmelidir. Her birey tüm eylem ve icraatlarında adaletli ve dürüst olmayı, başkalarına haksızlık yapmamayı, haksızlık karşısında susmayıp hakkını aramayı, iyi ahlak sahibi olmayı önemli meziyetler olarak kabul ederek yerine getirmelidir. Bu nitelikleri güçlendirmek amacıyla sürekli olarak farkındalık arttırma etkinlikleri yapılmalıdır.
Böylece;
- Adli vaka sayısında ciddi bir düşüş olacak ve yargının yükü çok azalacaktır
- Yargıya intikal eden vaka sayısındaki düşüş ile işlemler hızlanacak, mahkemelerdeki davalar kısa sürede sonuçlanacaktır.
- Yargı mensupları daha objektif ve vicdani kararlar vererek adalet hizmetinin kalitesini arttıracaklardır.
- İnsanlar daha mutlu olacağı için toplumsal barış ve huzur artacağından sosyal problemler azalacaktır.
- Bireyler, bilgi toplumunun ihtiyaç ve teknolojileri konusunda bilgilendirilerek kendilerini uyarlamaları sağlanmalıdır.
- Kısaca Adalet ve bilgi toplumu kavramı hayata geçirilmiş olacaktır.
Sonuçta, Dünya düzeninde yerini almış olan her devletin güçlü ve dirlik içinde varlığını sürdürebilmesi, halkına sağlayacağı kaliteli adalet hizmeti ile mümkün olabilecektir. Kaliteli ve gecikmeden sağlanan adalet hizmeti için ise ekosistem özelliğinde bir adalet sistemi kurulmalıdır. Bu sistemin unsurları liyakati esas alarak, zaman içindeki değişimlere uyarlanabilir olmalı, fakat sistemin çalışmasını aksatacak veya hizmetin kalitesini düşürebilecek davranışlara asla izin verilmemelidir. Bunun yanında çok hızlı gelişen bilgi teknolojilerinin sağladığı olanaklardan en iyi şekilde faydalanılarak verilen hizmetin kalitesi artırılmalıdır. Bu gelişmeler ve yeni modelin uygulanması kapsamlı bir reform ile mümkündür. Böylece Türkiye içinde dirlik ve düzen artarken uygulanan çözümler diğer devletlere de model olabilecektir.
——————————————
Kaynak:
https://www.akademikakil.com/neden-adalet-ve-bilgi-toplumu/ispinar/