Nilgün DAĞ
Yaşamaktan Ölmek
Elimin özlediği kavramak
Gözümün hasleti kaylûle
Ruhumun ihtiyacı seyr-u sülûk
Kusurumkesişememek
Hayalimiğne deliğine kervan düzmek
Umudumyaşamak!
Dileğimyaşamaktan ölmek!
Beklentimneşv u nema bulmak!
*
Nefsime en ağır gelen ibadet, affetmek!
İliklerimdeki apolet, sabır!
Ölmeden önce âleme uyanamamak, korku!
Hayatıma dair bir hâkimiyet vehmedememek, endişe
Hicransız vuslat, buraksız miraç aldanış
**
Aşk hakkında ne söylense, ahkâm!
Kalanınla uğurlamak, selâmet!
“Hiç” olman, kısas!
“En sonunda!” diye haykırmak, adalet!
El
Delirmek gibi bir şey susmak
Demiri döven ateşi ellemek gibi özlem
İhanetin menziline girmemek direnç
Umudun rahlesine diz kırmak zaman
Sabrın sınırına varıp oturmak nefs
Firar etmiş hayalleri vurmak cinayet
Elin eli çoğaltamaması acziyet
Elin “el” olduğunu anlamak keder!
Karar
Hadise fetih,
Fatih sen,
Meftuh ben,
İktidar: “O”!
Mevzuu yaradılış,
Halik “O”,
Mahlûk biz,
Hüküm: “Bir Arafat yok”!
Fiil aşk,
Fâil sen,
Meful ben,
Karar: “Her tohum çiçeğe vardığında ölmelidir”!
Güzel Fikirler Zinciri
Takvimler yalan söylese,
Ağustos ile Ekim’in arasından bir Eylül eksilse,
17 sırra kadem bassa,
Zamanda pozitif sapmalar olsa,
Her saniyesinin hikâyesi farklı bir altmış dakika armağan edilse…
Ve mevsimlere sen vakit biç dense…
*
İki dünya arasına hamak atılsa,
Sebepler sonuçları çağırsa,
Sonuçlar başka sonuçların sebepleri olsa,
Göz ağrısından geriye sevebileceğim bir şey sunulsa!…
Bir hayat öpücüğü verse dudaklarım,
Nedensiz bir tebessüme teslim olsa gönlüm…