Ey garib bülbül diyarın kandedir
Bir haber ver gül-izarın kandedir
Sen bu yolda kimseye yar olmadın
Var senin elbette yarin kandedir
Arttı günden güne feryadın senin
Ah u efgan oldu mu’tadın senin
Aşk içinde kimdir üstadın senin
Bu senin sabru kararın kandedir
Bir enisin yok acep hayrettesin
Rahatı terk eyledin mihnetdesin
Gice gündüz bilmeyip hayretdesin
Ya senin leyl ü neharın kandedir
Ne göründü güle karşı gözüne
Ne büründü baktığınca özüne
Kimse mahrem olmadı hiç razına
Bilmediler şehsuvar’ın kandedir
Gökte uçarken seni indirdiler
Çâr unsur bendlerine urdular
Nûr iken adın Niyazi verdiler
Şol ezelki i’tibarın kandedir
Şeydâ Bülbül
Ey bülbül-i şeydâ yine efgâna mı geldin
Azm-i gül edup zârıyla giryâna mı geldin
Pervâne gibi âteşe dâim cân atarsın
Evvelde bu aşk oduna sen yâna mı geldin
Yağmur gibi yağarsa belâ sen baş açarsın
Can vermeğe dost yoluna kurbâna mı geldin
Her şey çatışır bir sıfatı eyleye mâ’mûr
Sen cümle sıfat ilini vîrâna mı geldin
Vech-i ahadiyyet ki şu eşyâda görünmüş
Bu kesrete ancak ânı seyrâna mı geldin
Bir kimse senin olmadı hiç râzına mahrem
Bilmem bu cihan içinde yek dânemi geldin
Bu hasta Niyâzî’ye şifâ remzin edersin
Derde düşenin derdine dermâne mi geldin
Vech-i ahadiyyet ki şu eşyâda görünmüş
Bu kesrete ancak ânı seyrâna mı geldin
Niyâzî-i Mısrî