Nuri GÜRGÜR[i]
Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev (Cumhurbaşkanı olarak yetkilerimi feshetme kararı aldım) diyerek, 1991’den bu yana sürdürdüğü görevinden istifa ettiğini açıkladı. Bu durumda Senato Başkanı Tokoyev’in Parlamento’da yemin ederek, 2020 yılına kadar sürdürmek üzere görevi devralması bekleniyor.
Bu beklenmedik karar, sadece kardeş Kazakistan’ı değil, başta Türkiye olmak üzere bütün Türk Dünyası’nı çok yakından ilgilendiriyor. Çünkü O sadece Kazak Türkleri’nin değil, milli hassasiyete sahip bütün Türklerin benimsediği milli bir liderdi.
Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarına kavuştukları 1991 yılından bu yana Türkçülük bilinciyle, derin bir sorumluluk duygusuyla Türk devletlerinin aralarındaki ilişkileri en yüksek düzeye çıkarmak için çalıştı. Mevcut ilişkilerin yetersiz olduğunu görüyordu; bilimde, ekonomi ve ticarette, kültürel alanlarda, eğitimde ilişkilerin kurumsal yapılarla belirli bir çerçeveye oturtulmasını, işler hale getirilmesini savunuyor bunun için uğraşıyordu.
Nitekim 2012’de Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi’nde O‘nun teklifi ve Türkiye’nin desteğiyle “Türk Dilli Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi)” kuruldu. Keza O’nun teklifi üzerine Türk Keneşi bünyesinde oluşturulan Uluslararası Türk Akademisi’ne Kazakistan ev sahipliği yapıyor.
Muazzam bir tarih şuuruna sahiptir. Putin ile görüşmesinde muhatabına ders verir gibi, Kazakların tarihteki yerlerini, Türk Milleti’nin bir parçası olduklarını anlatması unutulmaz bir tabloydu. Devlet başkanları zirvesinde her vesileyle Türk Birliği’ne vurgu yapar, “Türklüğümüzü çocuklarımıza ve bütün dünyaya anlatalım“ derdi.
Büyük sorunları olan bir ülkenin Cumhurbaşkanı idi. Halkının yarıya yakını Rus’tu. Bir tarafında Çin diğer tarafında Rusya bulunuyor. İki küresel gücün sosyo-ekonomik baskılarına direnip bağımsızlığını koruyabilmek için ustaca manevralar yapması gerekiyordu. Başkentini Astana’ya taşıması dâhil, gerekli adımları yerinde ve zamanında attığı için Kazakistan başta ekonomik sorunlar olmak üzere zorlukları aşarak bölgenin yıldız ülkesi haline geldi.
Aslında Nazarbayev‘in bu hafta içersinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetlisi olarak Türkiye’ye gelmesi programlanmıştı. İki ülke arasında halen 2 milyar doların altında olan ticaret hacmini kısa zamanda 10 milyara çıkaracak anlaşmalar yapılması gündemdeydi. Bu ziyaret ve görüşmeler yapılacak mı?
Nazarbayev gibi büyük bir liderin görevinden ayrılmasının doğuracağı sonuçları düşünmemesi mümkün değildir. Çünkü O‘nun eksikliği sadece ülkesi için değil büyük sevdası olan Türkistan bölgesi için de olumsuz sonuçlara yol açabilir. Gerçi geçen Mayıs ayında kabul edilen yasayla uhdesinde bulunan “Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanlığı” sıfatı devam ediyor. Bunun kendisini ne derece yetkili kıldığını bilemeyiz. Ama O’nun gibi görevinin ve misyonunun bilincinde olan bir şahsiyetin hem Kazakistan hem de Türk Dünyası için en uygun olanı yapacağını düşünüyorum.
Türk Milleti’nin son dönemde yetiştirdiği en liyakatli devlet adamlarından biri olan Hörmetli Cumhurbaşkanı Nazarbayev’i bir kere daha hizmetlerinden ötürü şükranla, kalbi duygularla selamlıyorum.
[i]Eski Türk Ocakları Genel Başkanı, yazar-mütefekkîr, işadamı