Toplumun çürümesi, diğer her şeyden çok daha hızlı ilerliyor. Bu çürüme, cesedin çürümesi gibi… Ama Türk milleti yaşıyor, Türk milleti yaşayacak. Dolayısıyla buna gerekirse, en sert biçimde el koymak gerekiyor.

Çocuk istismârının karşılığının, her şekilde hem hadım etmeyi, hem hapis cezâsı olması gerekiyor. Kendisinin ve birinci dereceden yakınlarının bütün mâl varlıklarına el konulması gerekiyor. Konuya terörle mücâdele ve savaş ciddiyetinde yaklaşılması gerekiyor. Devletin her şekilde bu işlere, yanından yöresinden bulaşanları ezmesi gerekiyor.

Bununla birlikte âilelere de iş düşüyor. Çocuklarına çok küçük yaşlarda internet bağlantılı telefonlar vermek yanlış. Tuzağa çekildiğini anlayacak yaşta olmayan bir çocuğa akıllı telefon almamak gerekiyor. Telefon gerekiyorsa, tuşlu telefonlar alınmalı. Tuşlu telefon kullanan kaldı mı, demeyin. LGS’ye hazırlanan birçok öğrencim, “dikkâtim dağılmasın” diyerek, bunu tercih ettiğini söylüyor.

Ayrıca âileler, bilgisayar konusunda bilgili değilse, bilgisayarda yaptıklarını kontrol edebilecek durumda değillerse, çocuğun odasında bilgisayar da olmamalı. Salon gibi evin ortak kullanım alanında olmalı ki, şerefsiz it kopuk tayfasına karşı çocuk iletişim kurabilecek alan bulamasın.

Ama en önemlisi, âileler, çocuklarıyla ilgilenmeli. Âileler, iyiyi, doğruyu, güzeli, sevgiyi kendisi öğretmeli. Erkek çocuk, babasından erkekliği, nâmusu, mertliği, sevgiyi öğrenmeli; kız çocuk da, annesinden nâmusu, sevgiyi, merhâmeti öğrenmeli. Bunun için de erkek çocuk, babasıyla; kız çocuk da annesiyle daha çok vakit geçirmeli.

Sevgiyi dışarıda arayan çocuk, itin kopuğun, her türlü şerefsizin radarına girer. Sevildiğini sanan çocuk, yavaş yavaş tuzağa çekiliyordur. Buna izin vermeyin.

Çocuklarımıza yönelik her hareketi ezmek zorundayız.”