Kenan EROĞLU
Bazılarımız mezarları, türbeleri, yatırları çokça ziyaret ederler, oralarda dua okurlar. Yine bazı insanlarda bu gibi yerlerin bakım onarım ve temizlik işlerine de yardımcı olmaktan çok hoşlanırlar.
Dinimiz de mezar ziyaretlerini teşvik ederek insanların hayatlarının bir sonu olduğunu ve mezarlıkta yatanların da bir müddet önce aramızda dolaştıklarını fakat dünyanın fani olduğunu vurgulamak ister
Bütün bunlara karşılık bu gibi mezar ziyaretleri, türbe ziyaretleri gibi durumlardan rahatsız olan bir takım insanlar da “ölülerden medet umulmaz” diyerek bu gibi insanları eleştirirler.
Esasında tek parti döneminde geliştirilen bu görüş insanların mezarlara, türbelere, yatırlara gitmelerini engellemek için “Ölülerden medet umulmaz” diye geliştirilmiştir..
Fakat bilmezler ki biz, tabii ki ölülerden mezarlardan, yatırlardan, mezarlıklardan medet ummayız. O amaçla gitmeyiz.
Bizim türbelere, mezarlara medet ummak için gitmemiz kastediliyorsa eğer bu çok yanlış bir düşüncedir.
Biz türbelere, mezarlara ölülerimizden medet ummak için gitmeyiz ki.
Biz türbelere, mezarlıklara, ölülerimizi yâd etmek, onları hatırlamak, kendi sonumuzun da ölüm olduğu idrakini diri tutmak, onlara bir Fatiha okumak, onlar için dua ve niyazda bulunmak için gideriz.
Yoksa ölülerden şefaat dilenmek, iyilik istemek, bir işimizin olması veya olmaması için aracı olmalarını istemek için, zenginlik, para pul istemek amacıyla gitmeyiz. Dinimizde de böyle bir uygulama yoktur.
Bizim varlık sebebimiz olan atalarımızı anmak-ziyaret etmek düşüncesi başka bir amaç taşımaz.
Biz ancak Allah’ yalvarır, dua ederiz, yardım dileriz.
Peygamberimizden de şefaat dileriz.
Yukardaki görüş tek parti döneminde Türk Milletinin eski ile olan bağlarını koparmak, inançlarından uzaklaştırmak amacıyla söylenmiş ve o dönemin atmosferini yansıtan bir sözdür.
Bu yolla tekkelere, türbelere (zaten kapatılmıştı) gidilmeyecek, orada yatanlara bir Fatiha gönderilmeyecek, köklerimizle bağlarımız giderek zayıflayacak ve kopacaktı. Nitekim öyle olması için büyük gayretler sarf edildi ama bu küllenmek istenen duygular 100 yılda geçse zorlama ile üzerlerinin örtülmesi netice vermiyor.
İnsanlar inançlarını bir süre gizliyor ama asla tamamen terk etmediği gibi onu yaşamaya devam ediyor.
Türbelerin, yatırların ve mezarların bizim milletimiz nezdinde çok önemli yerleri vardır. Türbelerimiz, mezarlarımız, şehitlerimiz olmasaydı bizi bu kuru toprağa bağlayıp vatan yapan acaba ne olurdu. Bizim için toprağı kutsal yapan şey, altında yatan binlerce şehidimiz ve evliya türbeleridir.
Evet, ölülerden şefaat ummayız, onlar şefaat edemezler ama biz onları hayırla yâd ederiz, onları hatırlarız, ziyaretlerine de mutlaka gider en azından bir Fatiha okuruz.
******************
Sözün Özü:
“Ebedî” ve “Millî” şefler, “Yanlışı olmayan” liderler ölmediği ve ölmeyeceği için onlardan medet ummakta hiç bir beis yoktur. (!)