Bu bağlamda Kazakistan başta olmak üzere Orta Asya ülkelerinin bölgenin geleceğini nasıl gördüğü, halkların söz konusu duruma ilişkin görüşleri ve ülkelerin önceliklerini tespit etmek çok önemlidir. Bölgede güçlü işbirliği temellerinin atılması için Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan’ın her birinin ulusal çıkar ve özelliklerini dikkate almak gerekir. Bir organizmanın ayrılmaz unsurları olan kardeş halklar bölgeye ve birbirlerine ait görüşlerini değiştirmediği takdirde diğer oyuncuların da bu husustaki düşünceleri değişmeyecektir. Bu nedenle Orta Asya’nın beş ülkesi ve kardeş Türkiye arasında oluşturulması düşünülen C5+Türkiye mekanizmasının hayata geçirilmesi çerçevesinde ihtiyatlı davranılması şarttır.
*****
Yrd. Doç. Dr. Janat MOMINKULOV[i]
Son dönemde Orta Asya’da bölgesel işbirliği açısından beklentiler dahilinde olan olumlu gelişmeler yaşanmaktadır. Türk Dünyası’nın “Ak Sakalı” Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in çabalarıyla Astana’da Orta Asya’nın geleceğini belirleyecek yeni bir işbirliği süreci başlatılmıştır. Nevruz Bayramı’nın öncesinde 15 Mart 2018 tarihinde Kazakistan’ın ev sahipliğinde Orta Asya ülkeleri devlet başkanlarının istişare toplantısı gerçekleşmiştir. Orta Asya liderleri belli nedenlerden dolayı son 9 yıldır bir araya gelmemişti. Aslında bir bölgesel zirve seviyesinde yapılan ancak pek fazla duyurulmayan üst düzey çalışma toplantısına Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan Devlet Başkanları; Türkmenistan Milli Meclis Başkanı ile Türkmenistan Cumhurbaşkanı Kurbankulu Berdimuhammedov’un oğlu iştirak etmiştir.
Orta Asya liderleri 1990 ve 2000’li yıllarda bölgesel zirve toplantıları çerçevesinde görüşmektelerdi. Nazarbayev bölgesel entegrasyon fikrinin savunucusu olarak her zaman işbirliği amaçlı inisiyatiflerde bulunmaktaydı. Bu doğrultuda kurulan Orta Asya İşbirliği Teşkilatı ve Orta Asya Ekonomik Birliği gibi örgütler belli nedenlerden dolayı oluşturulmalarından az bir süre sonra varlık gösterememiştir. Çünkü o dönemin Orta Asya devletlerinin bütünleşmeye hazır olmaması ve bölgedeki istikrarsızlık etkenleri nedeniyle güvenlik meselelerinde hassas davranması, Orta Asya entegrasyonu için henüz erken olduğu yönündeki düşünceleri güçlendirmiştir. Ülkeler arasındaki ilişkiler ikili düzeyde yürütülmeye devam etmiştir.
2016 yılında Özbekistan Devlet Başkanlığı’na seçilen Şevket Mirziyoyev, önceki dönemde yürütülen politikalardan farklı olarak Orta Asya’yı dış politika önceliklerinden biri ilan etmiş ve bütün komşu ülkelerle olan sınırları açarak ilişkilerin normalleşmesini sağlamıştır. Mirziyoyev “Orta Asya Devlet Başkanları Çalışma Toplantısı”nın yapılmasını önermiştir. Taşkent’ten böylesine olumlu bir sinyal bekleyen Astana’nın artık harekete geçme zamanı gelmişti.
2017 yılında Semerkand’da yapılan bölge ülkelerinin dışişleri bakanları toplantısında Kazakistan tarafı anılan zirve niteliğindeki görüşmelerin Astana’da yapılmasını önermiştir. O andan itibaren bölgesel diyalog ve siyasi işbirliği yeni bir seviyeye yükselmeye başlamıştır.
Nazarbayev, 2018 yılının başında ABD’ye gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında ABD Başkanı Donald Trump ile görüştüğü esnada ve moderatörlüğünü yaptığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) oturumunda bütün Orta Asya adına açıklamalarda bulunarak; Afganistan dahil olmak üzere bölgenin uluslararası gündemdeki yerine dikkat çekmiştir. Son yıllarda dünyada yer alan hızlı gelişmeler ışığında uluslararası ve bölgesel konularda en üst düzeyde görüş alışverişinde bulunmak, uzun vadeli işbirliği ve ortak planlar konusunda iştişare yapmak için bölge liderlerinin bir araya gelmesi çok önemli bir husustu.
Bu bakımdan Özbekistan liderinin son iki yıl art arda Nevruz Bayramı arifesinde Astana’yı ziyaret etmesi çok manidardır. Taşkent ile birlikte Astana bölgede yeni pragmatizm ve stratejik işbirliği temellerini güçlendirme niyetindedir. Ülkelerin potasiyellerini birleştirmek, ticaret hacmini arttırmak, bölgenin güvenlik sorunlarını çözmek ve halkların birbirine yaklaşmasını sağlamak maksadıyla düzenlenen toplantı beş devletin diyaloga ve etkileşime hazır olduğunu göstermiştir. Toplantının esas amacı bölgede karşılıklı güvenin sağlanması olmuştur.
Nazarbayev zirve toplantısının anlayış ve iyi komşuluk ruhuna uygun olarak geçtiğini ve en güncel konulara ilişkin öncelikler ve planların detaylı şekilde değerlendirildiğini açıklamıştır. Bölgenin ticaret, yatırım, transit geçiş, ulaştırma, su ve enerji, gıda, üretim gibi iç sorunlarının bölge ülkeleri tarafından çözülebileceğinin altı çizilmiştir. Bu bağlamda aşağıda belirtilen konular görüşmelerin odak noktasını oluşturmuştur:
Orta Asya’daki güvenlik meseleleri etraflıca ele alınarak; bundan böyle beş ülkenin Güvenlik Konseylerinin düzenli olarak toplanacağı ve ilgili organların daimi işbirliği ve koordinasyon içinde çalışacağı yönünde karar alınmıştır. Bölgenin istikrarı için sınır sorunlarının bir an önce çözülmesi gerektiği vurgulanarak; Afganistan sorununa ayrıca dikkat çekilmiştir.
Ülkeler arasındaki ticaret hacminin arttırılması, ihracat ve ithalat istatistiklerine dair bilgi paylaşımı, transit geçişlerin kolaylaştırılması ve yatırım işbirliği konuları bağlamında anlaşma sağlanmıştır. Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için başbakan yardımcılarından oluşan çalışma komisyonunun kurulması önerilmiştir. Bölgesel kalkınma bağlamında iç kaynaklardan yararlanmak gerektiğinin altı çizilmiştir.
Sınır-aşan nehirlerin kullanımına dair tarafların çıkarlarının sağlanması şartıyla su sorunlarının siyasileştirilmemesi konusunda anlaşmaya varılmıştır. Tacikistan Devlet Başkanı İmamali Rahman’ın komşularını susuz bırakmayacağı yönündeki açıklaması hem ikili ilişkiler hem de bölgesel kapsamda önemli bir husustur.
Toplantı sonucunda hiçbir siyasi açıklama yapılmamakla birlikte aynı kültürel ve tarihi değerleri paylaşan komşu halkların ortak Nevruz Bayramı’nın birleştirici ehemmiyette olduğu vurgulanmıştır. Şimdiye kadar Afganistan’dan bine yakın öğrenciye karşılıksız burslar sunan Kazakistan, bölgenin diğer ülkeleri için de benzer eğitim programları başlatacağını açıklamıştır. Bölgede ortak ve koordine turizm projelerinin lanse edileceği hususu da masaya yatırılmıştır. Örneğin; yabancı turistler tek seferde Taşkent, Almatı, Çimkent, Semerkand, Bişkek gibi şehirleri uygun fiyatlarla ziyaret edebilecektir.
Aynı tarihlerde Kazakistan’da “Özbekistan Yılı”nın açılış töreninin yapılması kültürel ve insani ilişkilerin gelişmesi adına büyük ilerlemedir. Daha sonra Nazarbayev’in Nevruz kutlamaları için Semerkand’ı ziyaret ederek; Mirziyoyev ile görüşmesi ikili ilişkilerin ciddi bir düzeye yükseldiğini göstermiştir.
Netice itibariyle bölge liderlerinin ortak güvenlik, kalkınma ve işbirliği sorunlarını karşılıklı destek ve anlayış içinde çözmeye başlaması oldukça yerinde bir gelişmedir. Beş ülke Astana’da bölgenin sorunlarını birlikte çözmeye istekli olduğunu ortaya koymuştur. Şöyle ki, bu yıl Kazakistan’ın desteğiyle Türkmenistan’da Aral Denizi Kurtarma Fonu toplantısı ve Tacikistan’da su-enerji meseleleri konulu uluslararası konferans düzenlenecektir.
Bu bağlamda Kazakistan başta olmak üzere Orta Asya ülkelerinin bölgenin geleceğini nasıl gördüğü, halkların söz konusu duruma ilişkin görüşleri ve ülkelerin önceliklerini tespit etmek çok önemlidir. Bölgede güçlü işbirliği temellerinin atılması için Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan’ın her birinin ulusal çıkar ve özelliklerini dikkate almak gerekir. Bir organizmanın ayrılmaz unsurları olan kardeş halklar bölgeye ve birbirlerine ait görüşlerini değiştirmediği takdirde diğer oyuncuların da bu husustaki düşünceleri değişmeyecektir. Bu nedenle Orta Asya’nın beş ülkesi ve kardeş Türkiye arasında oluşturulması düşünülen C5+Türkiye mekanizmasının hayata geçirilmesi çerçevesinde ihtiyatlı davranılması şarttır.
——————————-
Kaynak:
https://ankasam.org/orta-asyada-yeni-bir-donem-basladi/
https://vlast.kz/novosti/25872-lidery-stran-centralnoj-azii-mogut-vstretitsa-v-astane-na-nauryz-abdrahmanov.html
—————————————————-
[i] Yrd. Doç. Dr. Janat MOMINKULOV
1981 yılında Almatı bölgesi doğmuştur. El-Farabi Ulusal Üniversitesi Doğu Bilimleri Fakültesi’nde öğrenimini tamamlamış ve Mısır’da eğitim görmüştür. 2008 yılına kadar aynı üniversitede doktora öğrencisi ve Felsefe Bilimleri adayı olmuştur. Daha sonra Uluslararası İlişkiler ve Doğu Bilimleri fakültelerinde Türkçe ve Arapça öğretmeni, doçent, (2013 yılında) diplomatik çeviri bölümü başkan yardımcısı ve Avrasya Araştırma Enstitüsü müdür yardımcısı olarak çalışmıştır. 2014 yılından itibaren Uluslararası Türk Akademisi’nde araştırmacı uzman olarak görev yapmaktadır. Birçok ülkede yayımlanan 180’e yakın makale ve Türk Dili ders kitabının yazarıdır.