Orta Asya Türk Tarihi Hakkında Dersler

 kirmizilar.com

Yazar: V.V. BARTHOLD
Hazırlayanlar: K.Yaşar Kopraman ve Dr. A. İsmail Aka
ISBN:978-605-07-0988-9
Yayınevi: İstanbul Üniversitesi
Basım Bilgisi: 4. Basım 
Sayfa Sayısı: 405

Hazırlayan: Mehmet MEMİŞ, (E) Öğretmen

 

 

Rus bilim adamı Vladimir  Vilhelm Barthold,1926’da İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü tarafından davet edilerek ‘Orta Asya Türk Tarihi’ hakkında bir dizi dersler vermiştir. Bu kitap o derslerin derlenmesiyle hazırlanmıştır. Bu konunun en önemli uzmanlarından biri olan hocanın birinci kaynaklara dayanarak anlattıkları tarihimizin karanlık ve az bilinen bir bölümüne ışık tutmaktadır.

Barthold, Orhun Kitabelerinden başlayarak Türk Destanları, Çin ve İran kaynaklarından Divân-u Lügât-it Türk’e kadar yararlanmıştır. Kitapta, Türklerin ortaya çıkışları, birbirleriyle ve komşu kavimlerle yaptıkları mücadeleler, yaşadıkları yurtlar, kaynakların el verdiği ölçüde ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Orta Asya Tarihi, İslamiyet’ten önceki Türk boyları ve mensup oldukları dinler, Türklerin İslâmlaşması, Oğuzların ortaya çıkışı, Türklerin Batı’ya ve Güney’e göçleri, Moğol İstilası ve Cengiz Han’dan sonra kurulan devletler, Türk hanedanları ve Türkleşmiş Moğol hanedanlarının politik mücadeleleri ve kültürel çöküşleri; Timur Devri, iç kargaşalıklar, Orta Asya’nın Ruslar ve Çinliler tarafından işgali ve yeni zamana kadar Türklerin durumu  başlıklarında verilmektedir.

Türk Tarihi’nin geneli içinde Orta Asya Tarihi’nde Türklerin uzun süreli birlikler kuramadıklarını, sürekli birbirleriyle mücadele ettiklerini hatta büyük katliamlar yaptıklarını, oluşturdukları medeniyet ve eserleri gene bu mücadeleler sırasında mahvettiklerini ibretle okuyoruz. Bu mücadeleler ve sülâle kavgalarından doğan zafiyet ve geri kalmışlık onların sonunu getirmiştir. Gene de Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra  Orta Asya’ da Türk devletleri bağımsızlıklarına kavuşmuştur. Çin  zulmü ve asimilasyonuna uğrayan Doğu Türkistan hariç.

*****

KİTAPTAN

“Hiçbir milletin tarihini Türkler olmadan yazamazsınız. Bunun sebebi de, Türklerin dünyanın pek çok coğrafyasına dağılmasını ve başka milletlerin tarihlerini etkilemesidir” diyen  V. V. Barthold derslerinin  girişinde şunları söylemektedir. “Verilecek derslerden maksat, sizlere Türk kavimlerinin tarihi hakkında Rus ve Avrupa ilimlerinin elde ettiği neticeleri –bana verilen ders saatlerinin müsaadesi nispetinde– tanıtmaktır. Lâkin bu neticelerin pek zengin olmadığını ve buna ilişkin birçok meselelerin henüz tamamen hallolunamadığını göreceksiniz. Bunun sebebi Türk tarihini ilk kaynaklardan öğrenebilmenin zorluğu ve bir şahısta bir arada bulunması müşkül olan çeşitli ilim dallarını ve lisanları bilmenin gerekliliğidir.

Bir kavim veyahut bir ülkenin tarihinin belirli bir devri hakkında oldukça ayrıntılı bilgilere sahip olduğumuz halde aynı kavim veya ülkenin o belirli devirden önce veya sonra nasıl bir hayat geçirdiği hakkında ekseriya herhangi bir kaynakta mevcut birkaç kelime ile yetinmek mecburiyetindeyiz. Hâlbuki bir kavim veya ülkenin aşama aşama oluşan tarihî olaylarını layıkıyla öğrenmek için o kavmin tarihindeki her safhayı iyice görmek imkânına sahip olmalıyız.”

Prof. Bahaddin Ögel  tarafından yazılan önsözde  bir tarihçi gözünden kitabın değerlendirilmesi yapılmaktadır: “ Wilhelm Barthold’un, «Ortaasya Türk Tarihi Hakkında Dersler» adı ile yayınlanan bu eseri, konuşma dilimizle sadeleştirilerek sunulmaktadır. Sadeleştirme işinde, Râgıp Hulusi Özden tarafından dilimize çevrilen ve Türkiyat Enstitüsü yayınları arasında çıkan baskı, esas olarak alınmıştır. Ayrıca, notları bulunan Almanca tercümesi ile de karşılaştırmalar yapılmıştır. Bu yolla Türkçe tercümesindeki yanlış ve eksikler düzeltilmiş, yeni olarak da notlar ilâve edilmiştir. Bilindiği üzere Barthold, Almanca tercümesini sağlığında gözden geçirme imkânını bulabilmişti.
Bu kitap, Barthold’un en son eserlerinden biridir. Bu nedenle Barthold’un geniş araştırmalarının birçok sonuçlarını, özetlenmiş olarak bu eserde bulabiliriz. Ayrıca kitabı meydana getiren derslerin Türkiye’de verilmiş olması da Barthold’un Türk tarihi hakkında daha tarafsız konuşabilmesi için bir ortam hazırlamıştır. Bununla beraber Türk okuyucularının yabancıların Türk tarihi hakkında yazdıkları her eserde olduğu gibi, bu kitapta da kabul edemeyecekleri bazı görüşler olacaktır. Bunun da birçok nedenleri varılır. Barthold’un ihtisası Orta Asya tarihi üzerindedir. Türk tarihinin gelişmesini bir bütün olarak izlemek, elbette ki Barthold’un görevi değildir. Orta Asya Türk tarihinden edinilen görüşleri, «Türk tarihinin devamlılığı» bakımından sonraki çağlarla karşılaştırmak, Türkiye’de doğmuş yeni bir okul ve metoddur. Bu metod da Türkiye’de F u a d Köprülü okulunda başlamış ve gelişmiştir. Bu nedenle Barthold ile aramızda bazı görüş ayrılıklarının bulunması da normal görülmelidir.
Barthold’un araştırma metodunun başlıca iki özelliği vardır. O, her şeyden önce yeni kaynaklara önem vermiş ve bütün kaynakların bir araya getirilerek yayınlanması için çaba göstermiştir. Bu bakımdan arşivci bir eğilime sahip olan Barthold, bütün kaynakları toplayarak tanıtma ve yayınlamayı, bütün hayatı boyunca kendisi için bir görev saymıştır. Şunu da açık olarak söyleyebiliriz ki, Barthold’un işleyip tanıttığı kaynaklara, henüz daha yenilerini katmış değiliz.
Barthold’un ikinci bir yanı da gerçek bir tarihçi olması idi. O, kaynaklarını şehir, bölge ve devletlerin tarihlerini yazmak için toplamıştı. Barthold’un amacı, tarihçilik idi. Kaynaklar ise, o’nun yalnızca vasıtasıydı. Barthold kaynaklara, tarihin daha iyi ve doğru anlaşılabilmesi için önem vermiştir. Bu nedenle kaynaklar onun elinde, daha gerçek bir anlam kazanmış ve değerlenmiştir. Bundan dolayı da kaynak bilgileri geniş; fakat tarihçilik tarafları eksik olan Marquart gibi bilginler, Barthold’un karşısında daima başarısı: kalmışlardı.
Şunu da unutmayalım ki Barthold bir Rus bilgini ve tarihçisidir. Orta Asya tarihi araştırmalarına da kendi milletinin istek ve eğilimleri ile girmiştir. Bu nedenle sunulan bu kitapta da gelecek için bazı yol gösterme çabaları görülecektir. Meselâ, Orta Asya’nın Çin ile değil de Hindistan ile ilgili irinin pekiştirilmesi konusunda. Büyük bir bilgin olarak, Barthold’un bu gibi görüşleri de ayrı ve taze bir değer taşır. Eserde, Timur’un soyu ile Türk dilinin yayılması konusunda da bazı hissi inanışlar görüyoruz. Fakat kitap devamlı okunacak olursa, az önce verilen bu gibi görüşle n sonradan düzeltildiği ve daha tarafsız bir yola girildiği de gözden kaçmayacaktır. Böyle ufak kusurlarına rağmen kitap, özellikle kaynak bakımından eskimemiştir. Bu sebeple Türk okuyucularının kitabı okuyup ve değerlendirirken, yukarıda belirttiğimiz görüş açılarını, göz önünde tutmaları faydalı olur.”

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen