Orta Doğu, İngiltere, Fansa ve ABD

Antalya Diplomasi Forumu’nda konuşan yahudi asıllı ABD’li Profesör Jeffrey Sachs:
“Ortadoğu bölgesi, Versailles Antlaşması’ndan bu yana 100 yıldır İngiltere, Fransa ve ABD tarafından manipüle ediliyor. ABD bu bölgeden çıkmadığı sürece bölgede ne güvenlik ne de barış olacak.
Bu savaş Washington’dan çıktı. Beşar Esad’dan kaynaklanmadı. 2011’de Esad’ı devirmek için bir karar alındı.
Aslında bu karar İsrail’den çıktı. Bu İsrail hükümetinin, 25 yılı aşkın süredir taşıdığı bir arzuydu.
Netanyahu’nun fikri, Ortadoğu’yu İsrail’in isteğine göre şekillendirmekti: İsrail’e karşı olan her hükümeti devirmek.
Bu konuda CIA ve ABD hükümeti de dostuydu. Yani savaş, Esad baskısından veya diktatörlüğünden kaynaklanmadı.
Bu savaş 2011 baharında Esad’ı devirmek için Başkan Obama’nın verdiği bir emirle başladı. Bu programın bir adı da vardı: Operation Timber Sycamore. ABD bu bölgedeki diğer ülkelerle birlikte isyancıları eğitti. Şu anda iktidarı ele geçirenler de dahil olmak üzere rejimi devirmek için özellikle cihadcıları eğitti.
Bu bir kaos yarattı. 14 yıl süren savaşta Suriye’de 600 bin kişi hayatını kaybetti.
Bu savaşın sonucu, CIA’in 2011’de istediği şeydi. ABD’nin silahlandırdığı cihadcı bir grubun Suriye’de iktidara gelmesi.
Bunu net şekilde söylemek istememin nedeni şu: Bu bölgede gerçek diplomasiden değil de CIA operasyonlarından kaynaklanan kamu diplomasisi sona ermedikçe barış olmayacak.
Ve İsrail, tüm Ortadoğu’yu askerileştirmeye son vermedikçe barış gelmeyecek. Çünkü Suriye savaşı, İsrail’in teşvik ettiği altı savaşın sadece bir tanesi. Diğerleri Lübnan, Irak, Libya, Somali ve Sudan’da.
Aslında bu liste bizde vardı. Wesley Clark (NATO eski başkomutanı) 2001 yılında Pentagon’da bilgilendirilmişti. Amaç beş yıl içinde yedi savaş çıkarmaktı. Netanyahu’nun üzüntüsüne rağmen gerçekleşmeyen tek savaş İran’la olandı. İsrail hala bu savaşı kışkırtmaya çalışıyor. Yani Suriye savaşı bölgesel bir trajedinin parçası. Gazze, Batı Şeria, Lübnan, Suriye, Irak, Sudan, Güney Sudan ve Libya’da trajedi var.
Bunların hepsinde ABD hükümeti ve müttefiki İsrail sorumludur. Çünkü bu savaşların hiçbiri olmak zorunda değildi. Bunların hepsi birer tercih savaşıydı. Hepsi rejim değiştirme operasyonları fikrinden doğdu. ABD hangi ülkede hangi rejimin olacağına karar verecekti.
Eğer dış emperyal güçler, örneğin ABD, bu bölgede şartlarını dikte etmeye devam ederse asla barış olmayacak. Barışın tek yolu, bu bölgenin geleceğine kendisinin karar vermesidir, dış güçlerin değil.
Ve İsrail bu savaşları tek başına yürütemez. Bunlar Amerikan savaşlarıdır. ABD finansmanı sağlar, askeri desteği verir, deniz desteğini verir, istihbarat operasyonları sağlar, mühimmat sağlar.
İsrail, ABD’nin desteği olmadan bir gün bile savaşamaz. ABD’nin desteği olmadan İsrail’in Gazze soykırımı mümkün değil. Sadece siyasi değil, doğrudan ve günlük operasyonel işbirliğinden bahsediyorum.
Bu sona ermeli. Bu bölge 100 yıldır bölünmüş durumda. Önce Britanya, sonra ABD tarafından. Ve bu hala devam ediyor. Hemen yanımızda, bugün bile insanlar umarsızca, pervasızca öldürülüyor. Çünkü ABD bu işin araçlarını sağlıyor. İşte Suriye’de olan budur.
ABD tarafsız mı? Hiç sanmıyorum. ABD bu işin baş aktörüdür.
Bu arada şahsen biliyorum, 2012’de BM Genel Sekreteri, Kofi Annan’ı Suriye’de barış için özel elçi olarak atamıştı. Annan’ı çok severdim, Ban Ki-Moon’u da. İkisiyle de çalıştım.
Annan 2012 yılında bir anlaşma ayarladı. Suriye’de barış için bir anlaşma yaptı. Peki neden gerçekleşmedi? Tüm taraflar barışa razı olmuştu. Sadece bir tanesi hariç. Kelimenin tam anlamıyla sadece bir ülke: Amerika Birleşik Devletleri.
ABD dedi ki: Beşar Esad gitmediği sürece barış olmayacak! Diğer taraflar, “hayır bu şekilde belirleyemezsiniz. Belki bir süreç olur, belki seçimler yapılır.” dedi, “Belki iki yıl, belki üç yıl sürecek bir geçiş dönemi olur.” ABD dedi ki: Hayır, Esad ilk gün gitmeli, yoksa engelleriz. Ve bu yüzden Annan, bir barış anlaşması müzakere etmiş olmasına rağmen görevinden istifa etti.
O zamandan bu yana 500 bin kişi öldü. Bu tür suçların normalleşmesine izin vermemeliyiz.
Bu bölge 30 yıldır aralıksız savaş halinde. Aslında bence en az 57 yıldır, yani 6 Gün Savaşı’ndan beri. Çünkü uluslararası hukukun dürüst bir muhasebesi yapılmadı, dürüst diplomasi olmadı. Sürekli bir askerileşme süreci yaşandı. Ve biz bu bölgede derhal barışı sağlayabiliriz.
Bence gereken tek şey, ABD’nin Filistin’in BM’nin 194. Üye devleti olmasını veto etmeyi bırakmasıdır. Bu temelde, bölgenin tamamını normalleştirecek ve bu savaşlar sona erecektir.
Ancak İsrail, ABD politikasını kontrol ediyor. Ve diyor ki: Hayır, daha büyük İsrail istiyoruz. Suriye’de istiyor, Lübnan’da istiyor, Batı Şeria’da istiyor, Doğu Kudüs’te istiyor, Gazze’de istiyor.
Ve bu bitmedikçe barış olmayacak. ABD tarafsız mı? Elbette hayır! Bu savaşın en büyük faili 14 yıldır ABD’dir.”
Yazar
Sait BAŞER

Aralık 1957 tarihinde Isparta-Yalvaç’ın İleği köyünde doğdu. İstanbul Sağmalcılar Lisesini bitirdi. Üç yıl Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde okudu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde yüksek öğren... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2025

medyagen