Türk maarifinin en önemli özelliği kitlenin nabzına göre şerbet vermek. Kitlenin isteği ile eğitim sulandırılıyor. Latince’yi kaldırmaları da böyle oldu. Filolog dediğin adam Latince bilir, Türkolog Arapça ve Farsça. Türkiye’de eğitim inşaatçıların talebine göre yapılıyor. Bin kişilik sınıfta hukuk mu okunur? Ama bu nabza göre şerbet vermeyi her parti, her politikacı yapıyor.
*****
Pervin KAPLAN
Ezber olmadan eğitim olur mu?
Türkiye’de eğitimde son yıllarda en çok tartışılan konulardan biri de “ezbersiz eğitim.’ Başta Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) olmak üzere neredeyse tüm eğitimcilerin dilinde “ezber değil, anlayarak öğrenme” sözlerini duyuyoruz.
Geçtiğimiz hafta Türkiye Özel Okullar Derneği’nin Antalya’da düzenlediği konferansta her zaman olduğu gibi “ezber” bozan bir isim olan Galatasaray Üniversitesi öğretim görevlisi ve Milli Saraylar Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı’yı dinleme fırsatı bulduk. “Ezbere dayalı eğitim” olmaz diyenlere de yanıt verdi, “Eğitim kitlesel olmalı” diyenlere de.
İşte Ortaylı’nın konuşmasından satırbaşları:
ANLAYARAK DEĞİL EZBERLEYEREK ÖĞRENİLİR:
‘Ezbere dayalı eğitim olmaz, anlayarak öğreteceğiz’ deniliyor. İnsanlar anlayarak değil, ezberleyerek öğrenirler. Ezber eğitimin temelidir. Matematik de lisan da ezberlenir. Haritayı ilkokulda öğrenemeyen üniversitede harita yapamaz. Çocuklar da en güzel küçük yaşta ezberler.
15 YAŞINDA LİSAN ÖĞRENİLMEZ:
5 yaşında lisan öğrenmeye başlanır, 15 yaşında değil. 15’inden sonra öğretemezsin. O yaşa kadar grameri öğrenmeli. O yaşta piyona çalmayı öğretebilir misin? Sporu öğretebilir misin? Ata biner ama düşer.
DERS YAPMAMA METODU:
Ders yapmama metotlarından birine aktif metot derler. İşi çocuğa atarsın, kendin derse hazırlanmazsın. Çocuk anlayarak öğrensin dersin, kendin çalışmazsın.
TÜRKLERİN EĞİTİM ANLAYIŞI:
Türkler eğitimi sosyal tırmanma için amaç olarak görüyor. En fakir köylüsünden sanayicisine, en cahilinden okumuşuna kadar çocuğu şu okula giderse kurtulacak, sosyal tırmanma olacak diye bekler. Okulun katip yetiştirmesiyle çocuğun kurtulacağına inanır böyle bir şey yok. Elit eğitim vermezsen olmaz. Eğitim insanların kabiliyetine göre olur, doğuştan gelir siz belirli paralarla, statülerle ‘Elit yetiştireceğiz’ diye okul kuramazsınız. Eğitim ise elitist olmak zorundadır. Kitlesel eğitim olmaz.
BİZİM ELİT ÇOCUKLAR SİMİT BİLE ALAMAZ:
Ayrıca elit insan demek iyi hukukçu, iyi hekim demek değildir, aynı zamanda musluk tamircisi de elit olur. Türkiye’de üst sınıf çocuklarını Levent’ten Aksaray’a bırak, yolda simit bile alamaz. Biz ‘Elit çocuk yetiştiriyoruz’ diyorlar, neyin elitini yetiştiriyorsun? Elit eğitim üstün yeteneği tespit edecek. Her çocuğun kendine göre yeteneği vardır. Hiçbir toplum yetenekli çocuklarını harcayarak batıracak lükse sahip değildir. Yetenekli insan her toplumda çok azdır ve hiçbir toplum bunları harcayamaz. Seçkinci eğitim sistemini terk edersen Avrupa’nın yaşadığı gibi geriye düşersin.
ÖZEL OKUL HER DERDE DEVA MI?:
Özel okul her derde deva değildir. İster özel okul ol, ister kamu ama iyi lisan, iyi matematik, iyi gramer öğretmek zorundasın.
İMAM HATİPLER NASIL OLMALI?:
‘İmam hatipleri kaldıracağım’ dersin. Kaldırırsın. Ama o silah senin kafanı teper. O zaman sen de 15 yaşından sonra çocuğunu Fransız okuluna yollamak zorunda kalırsın. Türkiye’de her türlü eğitim olmalı, ama kalitesi de olmalı. İmam hatip de yetiştirecekseniz o zaman onlara iki dil öğreteceksiniz. Bu çocuklar Arapça bile bilmiyor, çünkü öğretecek adam yok. Aileler çocuklarını disiplinli diye bu okullara yollamak istiyor. Aksini söyleyen boş laf eder. Ama misyoner okulu olacaksa o zaman 5 bin tane değil, 50 tane gerek. Bu okullarda Doğu, Batı dillerini, matematiği, mantığı öğreteceksin. O zaman bu okullardan çıkan adama kimse yobaz demez. Kardinal König gibi adamlar çıkar.
NABZA GÖRE ŞERBET VERİLİYOR:
Türk maarifinin en önemli özelliği kitlenin nabzına göre şerbet vermek. Kitlenin isteği ile eğitim sulandırılıyor. Latince’yi kaldırmaları da böyle oldu. Filolog dediğin adam Latince bilir, Türkolog Arapça ve Farsça. Türkiye’de eğitim inşaatçıların talebine göre yapılıyor. Bin kişilik sınıfta hukuk mu okunur? Ama bu nabza göre şerbet vermeyi her parti, her politikacı yapıyor.
İSTANBUL TÜRKÇESİ:
Bütün kızlar Ajda Türkçesi konuşuyor. RTÜK televizyonlarda böyle konuşanlara ceza vermeli. Harf devrimi yaptık, Türkçe’nin 8 seslisini kullanacağımız alfabemiz var. Yerel lehçeler evde konuşulmalı. Eğitimde genel Türkçe kullanılır. Bu da İstanbul Türkçesi’dir.
—————————————
Kaynak:
http://www.haberturk.com/yazarlar/pervin-kaplan/1825773-ezber-olmadan-egitim-olur-mu