“Protokol” dilimize; eski Latince ve Yunanca’dan geçme “Proto” ve “Kolos” sözcüklerinin birleşmesinden türetilmiştir. Lafın açığı “Önde Gelen ve Öne Oturanlar” anlamındadır.
Hemen, hemen her etkinliğin olmazsa olmazıdır protokol. Mesleğim gereği birçok seminer ve kongrelere katıldım. Kimilerine konuk, kimilerine konuşmacı, kimilerinde de oturum başkanlığı olarak.
Ben bu uygulamaya kökten karşı değilim, abartılmasına ve uygulanış şekline karşıyım. Elbette ki; korunması önemli üst düzey kişiler ve yabancı konuklar ön sıralarda toplansın ama ayakta kalan yaşlı başlı insanların yerini şube müdür yardımcılarına varıncaya kadar hazırlanan protokol ordusu işgal etmesin.
Düşünebiliyor musunuz; Yüz Elli kişilik bir salonda Elli kişilik protokol koltuğu. İşin daha da vahimi; her an gelebilir düşüncesiyle program sonuna kadar boş tutulan protokol koltukları ve etkinliği sonuna dek ayakta izleyen insanlar gördüm. Şayet protokol insanlarının davete saygısı olsa zamanında gelirdi.
Oturum yönettiğim birçok etkinlikte ev sahiplerinin hoşuna gitmese de boş protokol yerlerinin ayakta kalanlarca doldurulmasını sağladım.
Konuk olarak katıldıklarımda yer bulmadığım hallerde ise gelmeyen protokol sahiplerinin boş yerine gidip oturdum. Görevlilerin gelip bana yaptıkları uyarılarına da “Evladım sen herhalde beni tanımıyorsun ben bu yılın Türkiye vergi rekortmeni İbrahim Baykan’ım” diye sallamışımdır ve görevli de affedersiniz efendim diyerek yanımdan ayrılmıştır.
Öğretmen evlerine gidenler bilir; hem loca da hem de yemekhanede üzerine pirinçten yazılmış protokol levhaları vardır. Ben genellikle Öğretmen Evlerine en sık gidenlerdenim. O protokol masalarının dolu olduğunu daha hiçbir gün görmedim. Yemekhanede yer bulamadığım günler masalardaki O meşhur levhayı alıp görünmez bir yere atarım ve otururum.
Garsonlar benim bu protokol alerjimi davranışlarıma karşı yanımıza gelir; hocam, yemekten sonra fazla oturmayacaksınız değil mi? Diye sorar ben de; yemek sonrası boşalan yerlere geçeceğimizi söylerim ve konu tatlıya bağlanır.
Maalesef bu baş belası protokol cenaze namazlarına bile yansıdı. Bir defasında katıldığım bir cenaze namazında hocanın ön sıradaki cemaati kollarıyla iterek; beklenen hatırlı kişilere yer açtığını; hatta onlar gelinceye kadar cenazeyi beklettiğini çok gördüm.
Protokol konusunda aslında çok yazacaklarım var ama ben burada bu önde oturanlar konusunu daha fazla uzatmayayım.