Rahmankul Berdibay ve Türk Birliği

 

8 Aralık 2017 tarihinde Rahmet-i Rahman’a uğurladığımız Türk Dünyası’nın büyük ilim adamı, Prof.Dr.Rahmankul Berdibay aynı zamanda Kazakistan Devlet İlimler Akademisi’nin de bir üyesidir. 

Onu son yıllarda  “Kardeş Türk Halklarının Edebiyatları” konusundaki araştırma ve inceleme çalışmalarıyla da tanımaya başladık. Türk-Kazak halkları edebiyatlarının birbiriyle olan bağlantısını, ortak edebi değerlerimizin ilgi çekici yönlerini gündeme getirmesi, gelecek nesillere bırakacağı en anlamlı çalışmaları olsa gerek. Mesela; “Kardeşlerin Yüreklerini Yakınlaştırmak” başlıklı makalesinde Türk dünyasının büyük ozanı ve düşünürü Yunus Emre’nin Kazakça tercümesini yapan Avbekir Hilibayev’e  memnuniyetini belirterek Yunus Emre ile büyük Kazak şairi ve düşünürü Abay arasındaki ortak ses ve ortak düşüncenin anlamını vurgulamaktadır. Rahmankul Berdibay bu düşüncesini şöyle yansıtmaktadır: “İnkar etmemize gerek yok. Sovyet dönemindeki engellemeler nedeniyle bizler kanı bir kardeşimiz Türkiye halkıyla bağlantımızı uzak tutmak zorunda bırakıldık. Sorumsuz siyasetin edebiyata, insanın can dünyasına ne denli sıkıntılar getirdiği sadece bu örnekten hareketle anlayabilmemiz mümkündür. İşte, bağımsızlığımız sayesinde asırlar boyunca tek millet olduğumuz gerçeği inkar edilen Türk kardeşlerimizle şimdi kavuşmuş durumdayız.” Diyerek, Hilibayev’in çevirisini önemli bir çalışma olarak kabul etmiştir. Bu çeviriyi okuyarak, Abay’la Yunus Emre’nin benzerliklerini vurgulamış; “İşte gerçek düşünürler asırları kültür açısından bağlayarak toplulukların birbirlerine benzerliklerini ortaya koyarlar.” Diye düşüncelerini açık yüreklilikle ifade etmiştir.

Bu değerli Türk bilim adamı, Abay Kunanbay sahasında da birçok eserler ortaya koymuştur. Adı geçen kitapta “Büyüklüğe Yarım Yamalak Anlayışlar Yeterli Değildir.” Başlıklı makalesini okuduk. Bu makalede Büyük Düşünür Abay eserlerinin en az 1500 yıllık geleneği bulunan Eski Türk Edebiyatıyla doğrudan ilişkisi bulunduğunu açıkça ifade etmiştir. Büyük şairin Türk Dilinde yazılan tarihi eserlerle şecereleri, menkıbelerle efsaneleri düzenli olarak okuduğunu belirterek, “Abay ve Türk Halklarının Folkloru ile Yazılı Edebiyatı” başlıklı konular bugüne kadar sıra beklenmeden incelenmesi gereken çok önemli konulardır.” Diyerek ortak edebiyatımızın hassas noktalarına dikkat çekmiştir.

Bundan 2500 yıl önce tarih sahnesinde yer alan Türk Hun imparatorluğu devrinde şimdiki Türk halklarının ataları Orta Avrupa’daki topraklara kadar beyliğini sürdürmüştü. Türk Kağanlığıyla birleşen ulusların bazı kolları da yer yüzünün değişik coğrafyalarına dağıldığı bir hakikattir. Şimdilerde genel sayısı otuzu bulan Türk halkları ile toplulukları geniş topraklar üzerinde kök salan konumuyla önceki Türklerin soylarıdır. Bunlar Baykal’dan Balkan’a kadarki geniş coğrafyayı kendilerine mekan edinmişlerdir.

XVI. Asırdan sonra Rus İmparatorluğu Türk Halklarını siyasi ve ekonomik bakımdan çok sıkıntılı bir döneme sürüklemiştir. En anlamlısı da bu tarihi ve kültürel bağlarla birbirine bağlı olan Türk soylu halkları ruhani bir kulluğa sürüklemek için fırsat kollamış ve Türk halkları birliği fikrini kökünden ortadan kaldırmayı açık açık beyan etmiştir.

Türk Halklarının tarihi henüz tam anlamıyla yazılmamıştır. Önceden soydaş halklar kendi tarihlerini çok açık bilmekteydi. Tarihin unuttuğunu halk hafızası unutmamaktadır. Mesela Kazak milli efsanesi olan “Kozı Körpeş Bayan Suluv” Türk halklarının yarınlarda ortak tarihi birlikteliklerinin canlı şahidi olarak bilinmektedir Rahmankul Berdibay’a göre.

Bozkırın bu büyük atası, adı geçen bu kitabında Türkçülük yanıyla göründüğünü ilk başta belirtmek gerek. Ondaki esas konuların biri: Türk Alemi, Türk Birliği, Türk Halklarının Geleceği, Türk Halklarının Ortak Edebi Hedefleri, Türk Halklarını Birleştirme İdealleri…Dersek yanlış olmaz herhalde.

Rahmankul Berdibay bunlarla birlikte, Türk Halklarının üç alfabe (Arap,Latin,Kiril) kullandığını belirterek Türk Halklarını ruhani bir yapıda birleşmesinin ilk adımının da Latin alfabesine geçmek olduğunu açıkça beyan etmektedir. Bu isteğini de delilleriyle ortaya koymaktadır.

 O, “Atatürk ve Türk Birliği” başlıklı makalesini şu cümlelerle sonlandırmaktadır: “…O nedenle Türk Halklarının bundan sonra yaşadıkları yerde kök salıp büyümesi için sadece tek yol vardır. Bu yol da Atatürk’ün açtığı yoldur. Yani Türkçülük yoludur. Bu ülkü XXI. Asırdaki ulu idealimiz olmalıdır.”

               

Yazar
Cemal ŞAFAK

Cemal ŞAFAK 1952 yılında Ardahan ili, Çıldır ilçesi, Aşık Şenlik köyünde dünyaya geldi. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimini Kars’ta tamamladı. Erzurum Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsünden mezun oldu. Eskişehir Anadolu Ünive... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen