Malumunuz ülkemiz bir referandum sürecinde daha girdi.

Sürecin ülkemiz adına khayırlara vesile olmasını diliyorum.

Yukarıdaki cümlede bilerek “khayr” yazdım çünkü “hayır” yazınca yanlış anlaşılma ve subliminal mesaj veriyor yaftası yemekten endişe ediyorum (Neyse bu konu uzun bir tartışma başka yazıları gerektirir).

Referandum sürecindeki tartışmaları iletişimle meşgul olan bir akademisyen gözü ile takip etmeye çalışıyorum.

Ancak takip ettikçe her geçen gün ülkemiz adına üzülüyorum.

Çünkü referandumda ‘evet’ ve ‘hayır’ diyen tarafların kimi zaman siyasi aktörleri kimi zaman taraftarları öyle paylaşımlar yapıyorlar ki üzülmemek elde değil.

Bir gün biri çıkıyor camide insanlara “evet” verin diye telkin ve yönlendirmede bulunuyor.

Bir gün HDP milletvekili çıkıyor ve “Hayır demek dinimizin gereği” şeklinde açıklama yapıyor.

Bir gün biri çıkıyor, “Şeytana sormuşlar niye cehennemdesin diye, herkes evet derken ben hayır dedim” gibi akla mantığa aykırı bir yaklaşım gösteriyor.

Bugün gördüğüm bir sosyal medya paylaşımındaki illustrasyon ise gelinen son noktayı ve tehlikenin boyutunu bir kez daha gösterdi.

Fotoğrafta iki kişi var.

Biri evet diyor ve kişinin beyninin içine bakıyoruz, bomboş.

Diğeri ise hayır diyor, bakıyoruz beyninin içi kitaplarla dolu.

Evet diyen kişinin tasvirine bakıyoruz, alabildiğine “çirkinleştirilmeye”, “korkutucu” gösterilmeye çalışılmış.

Hayır diyen kişiye bakıyoruz Steve Jobs tarzı yuvarlak gözlükleri ve tasviri ile adeta Mahatma Gandi’yi andırıyor.

Yani bu işi yapanlar diyor ki, evet diyorsan “beyinsizsin”, hayır diyorsan “entellektüel, aydın, okumuşsun”.

Yahu yapmayın şunu.

İnsanları verdiği kararlardan ötürü aşağılamayın.

Metaforlarla, göndermelerle onları aşağılamayın.

“Evet” diyeni cahil, “hayır” diyeni kâfir yapmayın.

Her iki taraf ve taraftarları için tek dileğim şu, demokratik teamüllerin getirdiği gibi niçin evet veya niçin hayır denmesi gerektiğine ilişkin akla, mantığa, bilime uygun argümanlarınız ne ise söyleyin.

İnsanları kendi görüşünüzü desteklemeye ikna etmeye çalışın.

Sonrasında da milletin karar vermesi için sandığı önlerine koyun ve milletin kararını bekleyin.

Çok mu zor, bir siyasi konuyu demokratik teamüller çerçevesinde kırmadan, dökmeden, aşağılamadan, saflaşmadan, kutuplaşmadan tartışmak.

Ülkemizin birliğinin, dirliğinin muhafaza edilmesi, referandumdan çıkan sonucun ülkemizin birlik ve dirliğine güç katması dileğiyle…