ABD’nin tuzu görece kuru olduğu için 8 Mart itibariyle Rusya’dan kömür, petrol ve doğalgaz (LNG) alımlarını durdurdu4, alternatif kaynak arayışına girdi. Aynı gün AB, 2022 sonuna dek kaynak ülkelerini çeşitlendirerek, hidrojen ve biyometan yatırımlarını hızlandırarak ve doğalgaz depolarını doldurarak 2022 sonuna dek Rusya’dan hidrokarbon alımlarını üçte iki oranında azaltma; 2030’a kadar da Rusya’ya enerji bağımlılığını sonlandırma planının ana başlıklarını yayımladı5. Bu planın, en azından 2022 sonu hedefinin ne derece gerçekçi olduğu tartışılır, burada bunu ele almaya çalışacağız, sonucunu ise bekleyip göreceğiz. Son olarak Rusya, bu hamlelere cevaben Rusya’dan hammadde ve ürün ihracatını yılsonuna dek yasakladı. İhracat yasağı getirilen emtia içinde kömür, petrol ve doğalgazın olup olmadığı henüz açıklanmadı, iki hafta boyunca yasaklı ürünler listesi üzerinde çalışacağı söylendi6. Yani taraflar el artırmaya başladı, sonumuz hayrolsun.
******
Leyla KARAKAYA[i]
Dünyanın en önemli hidrokarbon üretici ülkesi büyük bir komşusunu işgal etmeye kalkarsa, dünya da buna beklenmedik derecede ters tepki verirse, dünyayı neler bekler?
Aslına bakarsanız Rusya, Ukrayna’ya karşı askeri bir hamle yapacağının işaretlerini uzun süredir veriyordu. Ama kimse bu denli kapsamlı bir saldırı beklemiyordu. Olsa olsa, Rusya’nın daha önce Osetya ve Kırım harekâtlarında da yaptığı gibi, Donetsk ve Luhansk bölgelerini ilhak edip ya uydu devletler yaratması, ya da kendine yeni bir sınır çizgisi çekmesi beklenebilirdi. İşin gidişatına bakarsanız, bu Vladimir Putin açısından da görece daha makul bir hamle olurmuş. Putin ise birçok noktadan sınırı geçip başkent Kiev dâhil olmak üzere Ukrayna’nın birçok bölgesini eşzamanlı olarak işgal etmeye kalkıştı.
Putin neden bu yolu seçti? Muhtemelen geçmişteki askeri operasyonlarının uluslararası camiada çok da büyük tantana koparmaması Putin’e cesaret verdi. Belki hem Ukrayna’da karşılaşacağı direnci hem de Batı’dan gelecek tepkiyi azımsadı. Ukrayna’ya bir nevi Suriye muamelesi yaptı. Sebep ister Putin’in çizmeyi aşmışlığı ve Avrupa/NATO sınırına dayanmışlığı olsun, ister Batı’nın latent ırkçılığı ve ikiyüzlülüğü; Putin’in bu aşırılığı neredeyse bütün dünyadan dev bir tepki dalgasıyla karşılandı. Gerek ülkeler, gerek bloklar, gerekse beklenmedik biçimde şirketler ve bankalar Rusya’ya ve Ruslara finanstan enerjiye, teknolojiden spora, akıllarına gelen hemen her alanda yaptırım getirdiler. Kantarın topuzunu kaçırıp ilkokul çocuklarına ve Dostoyevski’ye de yaptırım uygulayan olmadı değil. Sadece Putin rejimi değil, bütün bir ülke, bütün bir ulus dışlandı ve yalıtıldı.
Makalenin tamamına erişmek için tıklayınız.
—————————————-
[i] TEPAV Enerji ve Sürdürülebilirlik Danışmanı