Nazım CAFERSOY
Rusya tarafından 30 Eylül 2015`de sürpriz sayılabilecek biçimde Suriye`ye yaptığı askeri hamle benzer biçimde sona eriyor. Nitekim 14 Mart`ta Rusya Devlet Başkanlığı Ofisi Kremlinden yapılan açıklamada Başkanı Vladimir Putin`in Beşar Esat`la telefon görüşmesi yaptığı ve Rus hava gücünün esas kısmının 15 Mart`tan itibaren Suriye`den çekileceğini belirttiği bildiriliyor. Esasından dikkatli bakıldığında bu kararın 11 Mart`ta yapılan Rusya Güvenlik Konseyin`de görüşülüp karara bağlandığı anlaşılıyor. Kararın zamanlaması da dikkat çekicidir.
Keza bu karar tam da Cenevre`de Suriye`deki taraflar arasındaki müzakerelerin başlaması ile aynı günde açıklandı.
Yine kararın Rusya`nın petrol ihraç eden ülkeleri Moskova`da toplayarak fiyattaki düşüşü önlemeye ilişkin hamlesinin en azından Mart ayı bağlamında başarısızlığa uğrayacağının anlaşılması ile aynı güne denk gelmesine dikkati çekmek isterim.
Bu çabanın Rus Enerji Bakanının Tahran ziyaretinde İran`dan bu çabaya hayır gelmesi ile şimdilik başarısız kalması da dikkate alınması gerek bir başka önemli boyuttur.
Bu unsurlar zemininde Rusya`nın aldığı Suriye`den çekilme kararı esasında Moskova`nın bu müdahaleyle amaçladığı hedeflere de önemli ölçüde varmış bulunuyor. Nitekim Rusya’nın Suriye müdahalesinde 3 önemli amacından bahsedile bilir.
Öncelikle, kendi üslerini güvence altına almak ve güçlendirmekti. Bu noktada Rusya Suriye`nin geri çekilmesi durumunda bile, Tartus`da güçlendirilmiş deniz üssü ile bu süreçte edinilen Hmeymim hava üssü ile varlığını sürdürecek. Her iki üssün gerektiğinden Suriye`de Esad adına ve İŞİD`le mücadele bağlamında askeri müdahale için kullanılabilecektir.
İkinci olarak, Rusya bu müdahale ile Batı ile ilişkilerinde ciddi kriz haline gelen Ukrayna konusunu geri plana iterek, özellikle ABD ile yeni bir işbirliği zemini oluşturmak arzusundaydı. ABD yönetiminin İŞİD konusundaki hassasiyeti ve doğrudan Suriye`ye müdahalede seçeneğini ise tercih etmemesi etkenleri nedeniyle Rusya`nın bu hamlesini olumlu bir fırsat olarak görmüştür. Nitekim Suriye`nin ABD ile Rusya arasında çeşitli detaylarda farklılıklara rağmen bugün geldiğimiz noktada önemli bir ortaklık zemini oluşturulmuştur. Zaten Kremlinden verilen son açıklama da 15 Mart`ta Putinin Obama`yı arayarak hem Suriye konusundaki son adımını görüştüğü ve Ukrayna`nın da gündeme geldiği belirtiliyor. Açıklamada görüşmenin işbirliği havasında geçtiği vurgulanmıştır.
Üçüncü olarak, Rusya`nın amacı esas müttefiki Esad’in askeri ve siyasi konumunu güçlendirmekti. Nitekim Rusya`nın müdahalesi hem askeri, hem de siyasi. hem de diplomatik zeminde Esad`ın konumun güçlendiren en önemli hamle sayılabilir.
Sonuç olarak, Rusya`nın Suriye`de operasyonu durdurma ve askeri gücünü çekme kararı konunun esas ağırlık merkezinin diplomasi alanına kaydığını gösteriyor. Keza Başkan Putin de dışişleri bakanı Sergey Lavrov`a Suriye konusunun diplomatik boyutunu daha fazla önem atfetmesi talimatını vermiştir.
Özetle, Suriye konusundaki hedeflerin önemli ölçüde gerçekleşmesi ve enerji fiyatlarındaki düşüşün yarattığı maliyet Rusya`nın böyle bir karar alınmasını esas gerekçelerini oluşturmuştur. Rusya`nın bu hamlesinin Türkiye ile gerginleşen ilişkileri de yumuşatma fırsatı sağlaması mümkündür. Ama bu hamlenin Türkiye`ye Suriye`de siyasi ve özelikle askeri anlamda daha fazla etkin olmasına fırsat verip vermeyeceğini şimdiden belirtmek zordur.
http://www.kafkassam.com/rusya-suriyeden-neden-cekiliyor-2.html#.VukrSx3uQWE.facebook