Sadettin Kaplan, 1944 senesinde Ağrı‘nın Patnos ilçesinde dünyaya gelmiştir. İlkokulu Patnos’da okudu. Ortaokulu parasız yatılı olarak Erzurum Lisesi’nde okuduktan sonrasında 1964yılındana girdi. 1966 senesinde Zaptiye Astsubay olarak mezun oldu. Zaptiye Astsubay olarak 20 yıl yurdun çeşitli il ve ilçelerinde vazife yaptıktan sonra1986 senesinde emekli oldu.
İlk şiiri 1959 senesinde Erzurum’da Milletin Sesi dergisinde çıktı. Sadettin Kaplan, 1964 yılından itibaren askeriyede iken de Devinim, Boğaziçi, Ece, Ede, Edebiyatta Çığır, Kültür ve Sanat, Size, Türk Edebiyatı benzer biçimde birçok sanat ve yazın dergisinde şiir ve hikâyeleri gösterildi. Çocuk kitapları yazdı. Eserlerinde millî ve ahlâkî bir örgü hâkimdir.
Emekli olduktan sonrasında Türkiye Gazetesi, Türkiye Çocuk Dergisi ve Tve senarist olarak çalışan Sadettin Kaplan, edebiyatın derhal her türünde yazan ve yapıt veren bir imzadır.
Yazarın Çevre, Devlet ve Kültür Bakanlıklarıyla çeşitli kuruluş ve kuruluşlardan ödülleri bulunmaktadır. Sadettin Kaplan, Mesam, İlesam, Eskader, Birsad, Yazarlar Birliği ve Yazarlar Sendikası üyesidir.
Sadettin Kaplan, evlidir. 3 evladı vardır. 11 Haziran 2016 tarihinde 77 yaşında Kocaeli’nin Gebze ilçesinde vefat etti.
KİTAPLARI
Roman
1991 – Siyah Kasırga
1991 – Şahidim kılıcımdır
1993 – Uçurumun Çağrısı
1993 – İğde Dalı
1993 – Anatolianın Etekleri
1993 – Dağların Türküsü
1993 – Bir Demet Leylâ
1998 – Unutulmayan Sevdalar (7 kitaplık seri)
2007 – Plevne’ye Saplanan Tuğ
Hikâye
1992 – Yunus Meltemi
1992 – Sığ Sular
2001 – Camda Sinek Ezmek
2014 – Atasözlerinin Çıkış Hikâyeleri…
Masallar
1998 – Heybe (Büyükler için,)
2002 – Masal Bahçesi
2002 – Tuba (10 kitap)
2000 – Emre Dizisi(10 kitap),
2002 – Sena Dizisi (10 kitap)
Tecrübe etme
1992 – At Nalında Diş Yarası
1993 – Ölüler de Öldürülür
1993 – Dönemin Zembereği
2008 – Hüzün Adrese Gelir
İnceleme
1996 – Beş Ozan ((Tevfik Fikret, Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal Beyatlı, Nazım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek)
1995 – Şiirin Kanadında
2005 – Şiirin Sultanları
Derlemeleri
2005 – Sultanların Şiirleri Şiirin Sultanları
2005 – 20.Asır Türk Şiirinde Beş Ozan
Dinî Eser
2004 – Gençler İçin Peygamberler Zamanı (On kitaplık seri)
Çocuk romanları
– Aden Evlatları
– Altın Çocuklar
– Özlem Penceresi
– Kafesteki Çiçek
– Sihirbaz Kaval
– Vur Kelepçeyi
– Ninemin Beşiği
– Ağlayan Seccade
– Altın Kanatlı Böcek
– Nisan Tomurcukları
– Apar Meni Aras
– Tuna Boyları
– Çatlayan Çınar
– Gülcan’ın Gülüşü
– Gülcan’ın Günlüğü
– Güneşin Doğduğu Yer
– Çocukken de Büyüktüler
– Siyah Pençe
– Koçlar ve Kağnılar
– Akçaoğlan
– Uzaydan Gelen Çocuk
Çocuk hikâyeleri
2002 – Eskimeyen Dostlar
Şiir
1992 – Sular Susadıkça
1993 – Buyruk
1995 – Gönül Çeşmesi
1996 – Gülendam
1998 – Esintiler
2001 – Rüya Bedestânı
2011 – Nevâ Teli
Şiirlerinden Seçmeler
Bir Türküdür Anadolu
El kınalı/ yen yamalı/ can bacı
Ateş senin/ duman senin/ kül senin
Hasreti gurbete ulayan bacı
Gözyaşıyla gönül sulayan bacı
Kader senin/ keder senin/ döl senin
Cephede can kurtar tarlada savaş
Bir günlük ömründür kotardığın aş
Ne zaman dinecek ela gözde yaş
Başın pınar ayakların göl senin
Yağız kardeş/ yiğit kardeş/ er kardeş
Gurbet senin/ emek senin/ el senin
Kara bağrı karayele ger kardeş
Sanma hiçtir alnındaki ter kardeş
Al ömrümün yarısını böl senin
Bağrın açık/ alnın açık/ gizin yok
Yükün ağır/ dermanlıca dizin yok
Has bahçeye giremezsin izin yok
İstiyorsan şu boş çukur öl senin
Anadolu’m bir türküsün dilimde
Bahçe senin/ diken senin/ gül senin
Gül desenin gönlümdeki kilimde
Yayla senin/ bozkır senin/ çöl seni
23 Nisanlarda…
Dağıl, ey göklerimi bürüyen gam bulutu!
Ölüm yağdıran öfken yıldırmaz bu umudu…
Bu umut gökler gibi bir çift gözde parladı;
“İlk hedef Akdeniz’dir” diyen sözde parladı.
Bu özge bir güneşti doğacak her sabaha.
Bu umut egemenlik, özgürlük umuduydu;
Görmeyen onu gördü, duymayan onu duydu
Bu umudun açtığı gözlerde uyku olmaz,
Bu umudun girdiği yürekte korku olmaz! ..
Ya kahrolup yitecek, ya var olacaktı Türk;
“Ya istiklâl, ya ölüm” buyurmuştu Atatürk…
Destan gibi dinledi tarih bu şanlı sesi,
Dindi tüm mazlumların dinmeyen inlemesi…
Şimdi bekçisiyiz biz özgürlüğün, barışın;
Önündeyiz uygarlık denen zorlu yarışın.
Ey Asyalı çocuklar; Afrikalı çocuklar;
Bu bayramda sizin de sevinme payınız var.
Bu bayram karanlığa doğan gündür, uyanın!
Atatürk’ten size de selamlar var, inanın…
Her gün yeni bir güneş doğup batar ardarda;
Bu güneş ki; hiç batmaz Yirmi Üç Nisanlarda…
Şairin Ölümü
Yoruluruz
Dikenleşir bin kör çıbanın sızısı nasırımızda
O son çizgiye yaklaşır
Bir kâğıt gibi aklaşır
İnceliriz kalemlerce kırılırız
Duruluruz
Aydınlanır hayallerin deseni hasırımızda
Ümitlerin ötesinde
Bizi çağıran sesinde
Uyarız “dur” emrine vehmin dört yandan sarılırız
Vuruluruz
Akar kapkara kanımız ak kâğıda “âsâr”ımızda
Can kurgusunda zemberek
Yelkovan akrep engerek
Bir saatiz bileğinde yüreğin saat başı kuruluruz
Darılırız
Kahroluruz ufacık bir “iğne” kırılsa kusurumuzda
Bu kaçıncı turumuz
Şiir bizim “Sûr”umuz
Ölürüz ilk mısrada yeniden diriliriz
Tutsak Tuğ
Yedi renk ulu günden şu kalan ışık mı tan
Batmayan gün doğmuyor dağların doruğundan
Dünyayı destarına düğümleyen devlerin
Bu paçavra mı kalan murassa kavuğundan
Her gece bin Yıldırım iner Tuna üstüne
Niğbolu göklerinde gürleyen gün tuğundan
Hâlâ yanar bir elim bir elim mosmor üşür
Sahranın sıcağından Balkanın soğuğundan
Yırtar karanlıkları bir pala şimşek gibi
Yine bir güneş doğar bir çınar kovuğundan
Rüzgâr yelelerinden esmiş gibi atların
Akıncıların selam getirir Başbuğundan