TÜRKİYEM
– Dilâver CEBECİ’ye –
Bahadırlar silâhlanmış pür-dikkat,
Yağız toprak üzre selâm: dokuz kat!
Bir yiğit nârası, kişneyen kır at;
Şimşek gibi çakışına ölürüm…
*
Cihangirin yolu açık, alnı ak,
Burçlarda yükselir, hicaptan bayrak.
Cânân, gök gönlümü ateşinde yak;
Yüreğimi yakışına ölürüm…
*
Sevgilim, sancağım, silâhım: özüm,
Bir ferman, bin güven: erkekçe sözüm.
Kulağımda ezan, yürekte közüm;
Kıblegâha çekişine ölürüm…
*
ŞAHÎNOĞLU, Şimdi bir derin huşu,
Kartal pençeliler… Bir şahin kuşu!
En kısa zamanda en dik yokuşu
Alp erlerin çıkışına ölürüm…
(13 Mayıs 1979)
K Ü R Ş A D Mustafa KÜÇÜK
Şiir’in hikâyesi de var, çok kısaca size aktarayım.
Birgün bir vesile ile eski şairler gibi atışma yoluyla nasıl yazabilirim diye merak ettim ve Cebeci merhumun Hun Aşkı kitabını rastgele açıp çıkan ilk şiiri masaya koydum
Önce onun bir kıtasını daktilo ettim ve sonra aynı sürede kendim bir kıta yazdım. Ardından diğer kıtaları da yazıp, sanki benim şiirim de orada yazıyormuşcasına diğer kıtalarına nazire yazdım ve sonunda bu şiir ortaya çıktı.
Rahmetli ağabeyim bu şiiri mütevazi bir şekilde çok beğenmiş ve yayınlanmasına öncülük etmişti.
