Şair Mehmet Ali Kalkan İle Şairliğe Kalkışan Saadettin Yıldız Arasında Söyleşme

Bazan bir kelime, bazan bir mısra insanı arkasından sürükler. “Kuş” dersiniz, kanat gelir, gökyüzü gelir, uçmak, özgürlük, hasret.. sıralanır ardından. Dünyamız dil, ağız tadımız, çiçek bahçemiz, can suyumuz…

Şairim Mehmet Ali, “Kuşlar mı çok, gökyüzü mü kocaman” diye sormuştu.

Ben de şairliğe özendim, birkaç mısra karaladım.

Sonrası şöyle geldi:

 

Mehmet Ali Kalkan

Kuşlar mı çok, gökyüzü mü kocaman

Saadettin Yıldız

Kuşlar mı çok, gökyüzü mü kocaman,
Söyle, şair, dane varsa, saçalım?
Yavru kuşlar aç mı kaldı, el-aman…
Biz de yavru kuşlar gibi uçalım,
Fezalarda yuva yok ki, kaçalım!

Mehmet Ali Kalkan

Saadetim Yıldız yıldız büyüdü,
Tuzaklara kuşlar uçar içimde,
Can evimde ninnilerle büyüdü,
Çiçek çiçek sevda açar içimde,
Beşparmak’tan bulut geçer içimde..

Saadettin Yıldız

Beşparmak’ın beşinde de bulut var,
Gün kısaldı, hava soğuk, içim dar;
Can evinde ninni açan şairim,
Kaç senedir yüreğime yağan kar
Çiçek oldu sözlerinde büyüdü
Yorgun gönlüm rahatladı, uyudu…

Mehmet Ali Kalkan

 Asya’lardan el alırım ne güzel,
Büyüyene gün olurum ne güzel,
Dağküplü’nün yaylasında her gece,
Yıldız ile yön bulurum ne güzel,
Damla damla yalnız aktım bu sıra,
Bulutlara gül bıraktım bu sıra…

Saadettin Yıldız

Bulutlara gül bırakan şairim,
Damla damla gönle akan şairim,
Dağküplü’ye konuk olsam bir bahar,
Rüzgârında ıtır bulsam bir bahar…
Akdeniz çıldırmış, “izin yok!” diyor,
“Biraz daha uzaklardan bak!” diyor…

Mehmet Ali Kalkan 

Kışımıza yaz getiren Ağabey,
Dilimizde gül bitiren Ağabey,
Bayram’sızdır, Uytun’suzdur köy şimdi,
Bahar bahar oradayız say şimdi.
Deniz ne ki getiririz karadan,
İzin versin, sağlık versin Yaradan…

Saadettin Yıldız

Mehmed’im, Kalkan’ım, şairim, Ali’m,
Şairle tatlanır benim de dilim…
Bayram, bayramlarda olsun “öte”de,
Uytun, rahmetlere dalsın “öte”de…
Bahar bahar burdasınız sayarım,
Nabız nabız vezninizi duyarım…

Mehmet Ali Kalkan

Gögümüzü duman kaplar,sis kaplar,
Günümüzü hüzün kaplar,yas kaplar,
Yazılanlar nefes nefes dem olsun,
Tenimize cemre düşsün şen olsun,
Gönlümüzde il tutmuşu özlerim,
Elinizde kalsın dudak izlerim…

Saadettin Yıldız

Hasret böyle bir şey:  Duman var, sis var;
Satır satır eskilerden bahis var…
Mısralar demlenir, renk hârelenir,
Yürek, alevlere denk hârelenir…
Beşparmak  yürü de Toros’a kavuş,
Toros, bir bak hâlimize, ne olmuş!

Mehmet Ali Kalkan

“Sivas ellerinde sazım çalınır,”
Sanmam ki yazılmış yazım çalınır.
Piyon bile efelenir şah çeker,
Orda Toros heybetlenir “ah!” çeker.
Kuzu bekler kanlı insan kasabı,
İnanırım O’nun da var hesabı…

Saadettin Yıldız

Söyle şair,  çalınır mı sazımız,
Ne zaman dinecek yürek sızımız
Kıbrıs dedikleri gelin kızımız
Piyona, kaleye, file mi kalır!
Denktaş, Topel, Uluçamgil nöbette,
Çifte bayrak, artık, ele mi kalır!

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen