Dünyanın neresinde olursanız olun kaynaklar kısıtlıdır. Bu kaynakları akıllıca ve israf etmeden, tutumlu biçimde kullanmak gerekir. Bu gerçek her birey, her aile, her şirket ve her ülke yönetimi için geçerlidir. Atalarımız bunu “Ayağını yorganına göre uzat” diye tanımlamışlar. Peki, uzatmazsanız ne olur? Üşürsünüz; daha da açılırsanız, bir tarafınız donar. Hesabınızı bilmek zorundasınız. Hesabını bilmeyen kasap, ne bıçak bırakır, ne de masat. Şirket mezarlıkları, hesabını bilmeyen şirketlerle doludur. Eğer şirket şahsa ait bir şirketse, hesabını bilmeyen patron kendi parasını kaybeder; hovardalığının zararı önce kendisi öder. Ama şirket halka açık bir şirketse, para başkalarına da aittir. O zaman şirketin başındaki yönetici kaynak kullanmada daha da dikkatli davranmak, savurganlıktan kaçınmak zorundadır. Hele hele ülke yönetiminden söz ediyorsak, yöneticiler ülke kaynaklarının emanetçisidir. Bıçak da, masat da milletindir.
*****
Dr. Uğur TANDOĞAN
Bir Örnek
Bir zamanlar yurtdışından kitap getirtmek kolay iş değildi. Örneğin, yurtdışındaki bir dostunuzu arardınız; parasını bir şekilde yollardınız; o da işini gücünü bırakıp o kitabı bulur ve size postalardı. Ancak adeta bir mucize gerçekleşti. Amerika’dan bir firma çıktı. İşi, yılbaşı tebriği yazmak kadar kolaylaştırdı. Şöyle kolaylaştırdı: internet sitesine gir, kitabı bul, kredi kartı bilgilerini ver, sana ulaşma süresi alternatiflerinden işini geleni seç; kitap sana istediğin sürede ulaşsın. İlk kitabımı, acaba gelecek mi diye çekine çekine ısmarlamıştım. Ama kitap geldi. İkincisini ısmarladım, o da geldi. Üçüncüsü gelmedi. Bunun üzerine bir e-mail yazdım. Özür dileyerek tekrar yolladılar. Bu kitap geldikten sonra, postada geciken kitap da geldi.
Bu firma, Amazon idi. İlk kurulduğu 1995 yılında kitap satışı ile işe başlayan bu firma şimdi kitaptan elektroniğe, giyime, oyuncağa kadar aklınıza gelen her şey satıyor. Perakende sektöründe büyük bir devrim yarattı. Alışveriş etme alışkanlıklarını alt-üst etti. Ekonomistlere göre müşterinin cüzdanına sağladığı katkının ötesinde ülkesinde ekonomik dalgalanma etkisi (economic ripple effects) yarattı. Sabit giderlerinin daha az olması nedeniyle fiyatları piyasaya göre daha düşük oldu. Bunun karşısında rakipleri de fiyatlarını düşürerek daha düşük kâr marjı ile çalışmaya başladılar. Bu, geniş bir piyasayı ilgilendirdiği için enflasyona etki yaptı. İşgücü piyasasında da payı önemli, şu anda Amazon’un dünyada tam zamanlı ve yarı-zamanlı 1.2 milyon çalışanı var. Buna ek olarak firma, mallarını taşıyan taşeron firmalarda çalışanlara da dolaylı iş sağlıyor. Şirket, hisselerini satın alan yatırımcıları da sevindirmiş. Amazon, piyasada hatırı sayılır bir şirket; pazar değeri 1.57 trilyon dolar. Bu rakama bir boyut kazandırması için söylemek gerekirse Türkiye’nin 2019 gayri safi yurtiçi milli hasılası 0.761 trilyon dolar. Firmanın eylül ayı itibarı ile geçmiş 12 aylık hasılatı 0.349 trilyon dolar. İşte Amazon böylesine bir şirket…
Jeff Bezos, Amazon’un kurucusu ve CEO’su. Şu anda dünyanın en zengin kişilerinden, kişisel serveti 109 milyar dolar. Firması yöneticileri için koyduğu liderlik ilkeleri arasında tutumluluk “(Frugality) önemli bir sırada. Tutumluluk, daha az şeyle daha çok şey başarmak olarak tanımlanıyor. Bezos, bu ilkeyi her yerde dile getiriyor. Kısıtlar, becerikliliği, kendi kendine yetmeyi ve yaratıcılığı besler diye her fırsatta tekrarlıyor. Yöneticileri için “Çalışan sayısını, bütçeyi ve sabit giderleri artırmaya prim yoktur.” diye de kırmızıçizgi çekiyor. Jeff Bezos, bunları söylerken bir lider olarak örnek oluyor; kendi yaşamında da tutumlu. Örneğin, hâlâ 2013 model Honda Accord kullanıyor. Amazon’un ilk yıllarında da siparişleri postaneye 1987 Model Chevy Blzer arabası ile taşırmış. İşte Jeff Bezos böylesine bir lider.
Bir yorum
Dünyanın neresinde olursanız olun kaynaklar kısıtlıdır. Bu kaynakları akıllıca ve israf etmeden, tutumlu biçimde kullanmak gerekir. Bu gerçek her birey, her aile, her şirket ve her ülke yönetimi için geçerlidir. Atalarımız bunu “Ayağını yorganına göre uzat” diye tanımlamışlar. Peki, uzatmazsanız ne olur? Üşürsünüz; daha da açılırsanız, bir tarafınız donar. Hesabınızı bilmek zorundasınız. Hesabını bilmeyen kasap, ne bıçak bırakır, ne de masat. Şirket mezarlıkları, hesabını bilmeyen şirketlerle doludur. Eğer şirket şahsa ait bir şirketse, hesabını bilmeyen patron kendi parasını kaybeder; hovardalığının zararı önce kendisi öder. Ama şirket halka açık bir şirketse, para başkalarına da aittir. O zaman şirketin başındaki yönetici kaynak kullanmada daha da dikkatli davranmak, savurganlıktan kaçınmak zorundadır. Hele hele ülke yönetiminden söz ediyorsak, yöneticiler ülke kaynaklarının emanetçisidir. Bıçak da, masat da milletindir.
Yöneticiler, “Ele verir talkını, kendi yutar salkımı” türü bir davranış sergilememelidir. Her konuda olduğu gibi, tutumluluk konusunda da çalışanlarına örnek olmalıdır. Jeff Bezos işte böyle bir örnektir. Öte yandan, itibarda tasarruf olmaz biçimi söylemler, israfa kafiye arama, bahane bulma çabalarıdır; savurganlığa gerekçe olamaz. Savurganlık, itibar getirmez. Aksine, itibar götürür; sonunda şirketi de götürür. Yukarda örneğini verdiğim, tutumlu olmayı ilke edinmiş Amazon Şirketi ve Jeff Bezos sizce itibarsız mıdır?
——————————————-
Kaynak:
https://www.dunya.com/kose-yazisi/savurganlik-itibar-getirmez/600666