Şeriat, Hilafet ve Osmanlı Üzerine Basit Sorular

Cennet, insanoğlunun bu dünyadaki mutsuzluğunun panzehiri. Sonsuz mutluluk umudu…

Cennete ulaşmak için de iyi dindar olmak gerekiyor. İnsan okuyarak, araştırarak, bilerek dindar olsa sorun yok. Ama bilmek için çaba gerekir. Okumak, araştırmak gerekir. Ama bunlar çok zor… İşin kolayı “bir bilen”e sığınmak. Ve kolaycı insanımız, cennete ulaşmak için kendisine “bir bilen” olarak takdim edilen “Seyit”,  “Şeyh”, “Hocaefendi”, “Mele” gibi etkileyici ünvanlara  sahip din tüccarlarına, göz bağcılarına teslim olurlar… Ve Fesli Deli Kadir gibi tarih cahili sözde tarihçilere…

Bunların sonucunda da; Osmanlı, Şeriat, Hilafet kavramları aynileşir. “Biz Osmanlı Torunuyuz”, “Hilafet kalktı ümmet parçalandı”, “Şeriat gelecek, İslam dirilecek” gibi içi boş, birbirleriyle paralel görünen ama birbiri ile çelişen sloganlar atılmaya başlanır. Sloganlar her zaman cezbedicidir. Hele ucunda “cennet umudu” varsa. Böylece sloganlar yaygınlaşır. Sloganın yaygınlaşması aklın dışlanması demektir. Bakarsınız; alnı secdeye değmeyen, hırsızlıktan mahkûm, uyuşturucu parası temin için annesini döven insanlar bile bu sloganlara sarılırlar… Ciddi bir sosyolojik araştırmanın konusu olan bu konunun nedeni, niçini beni aşar…

Bu sloganları atanlar hem din, hem tarih cahilidirler… Bu sloganları atanlara tarihten birkaç soru yöneltmek isterim…

“Halife Kureyş’ten olur” hadisi sahih midir? Hazreti Ebubekir ve  Hz. Ömer Halife olmak isteyen Ensardan Sa’d b. Ubade’nin önünü bu hadisle kesmemişler midir?  Ensar’dan bir kişinin bile Halifeliğini kabul etmeyen Arapların bu hadis ortada dururken Osmanlı’nın halifeliğini kabul etmiş olmaları mümkün müdür?

Halifeliğin babadan oğula geçmesi Şeriata uygun mudur? Uygunsa Emevilerden Abbasilere, Abbasilerden Osmanlılara geçişi şeriate uygun mudur?

Memlüklüklerin korumasındaki son Abbasi Halifesi El Mütevekkil-Alellah’ın de Yavuz öldükten sonra Kahire’ye dönerek ölene kadar Halife unvanını kullandığı bilindiğine göre Halifelik Osmanlıya nasıl geçmiştir? Yavuz ile 3. Selim arasındaki padişahlar “Halife” ünvanını neden kullanmamışlardır?

Halifelere İslam Dünyasının tamamı biat etmiş midir?  Tarihte aynı anda üç veya daha fazla  Halifenin olduğu dönemler olmuş mudur?

İslam dünyasında bilimsel gelişmeler, neden Halifelerin pek hükmünün geçmediği Endülüs ve Türkistan’da olmuştur?

Halifelik Osmanlı’ya geçtikten sonra; genellikle Ulema’nın başı çektiği, bazen yeniçerilerin, bazen sipahilerin, bazen ayak takımının bazen esnafın öncü durumda olduğu “Şeriat İsterük” talebiyle kaç ayaklanma olmuştur? “Şeriat İsterük” nidaları ile kaç padişah (halife), kaç sadrazam katledilmiş veya alaşağı edilmiştir? Halifeye karşı “Şeriat İsterük” diye ayaklanmak şeriata uygun mudur? Cahil Patrona Halil’e, Kabakçı Mustafa’ya padişahlarını teslim eden, en genç en zeki padişahı Genç Osmanın vahşice katledenlere engel olmayan  devlete Hilafet, yönetim hukukuna “Şeriat” demek ne derece doğrudur?

Halifelerden kaçı ayyaş denecek ölçüde içki müptelasıdır? Mollalar ve onların güdümündeki halk,  kaç Osmanlı Sultanına moderneşme çabaları nedeniyle “Gâvur Padişah” lakabını takmıştır? Bir önder hem “Halife” hem “Gâvur” olur mu?

Madem Halifelik İslam Ümmetinin birliğini sağlar, Neden Abbasi Halifesi Vasık’ın ölümünden (847)  sonra Abbasi Devleti parçalanmış ve sınırları içinde Büveyhîler, Tâhirîler, Samânîler, Şirvânîler, Saffârîler, Hamdânîler, Mervânîler, Mirdâsîler, Ukâyliler, Zengîler, Karahanlılar, Tolunoğulları, Ihşidîler, İdrisîler, Murabıtlar, Muvahhidler, Hafsîler, Aglebîler, Fâtımîler ve Karmatîler isimli devletler nasıl kurulmuştur?

847’den Halifeliğin kaldırıldığı 1924 yılına kadar Hilafet İslam Ümmetinin birliği adına ne yapmıştır?  Bu dönemde çoğu müslüman devlette okunan hutbeler neden halife adına değil de o bölgenin sultanı, beyi adına okunmuştur? 847-1517 arasındaki Abbasi Halifeleri İslam Dünyasına yön vermek bir yana hayatiyetlerini sürdürmek adına bölgelerindeki güçlü Müslüman Devletlerin yönlendirmesine tabi olmuştur. Bazen Tuğrul Bey’e yalvarmışlar, bazen Baybars’a…

Osmanlı Hilafetinin cihat çağrılarına rağmen Hint Müslümanları neden bize karşı İngiliz Ordusunda savaşmışlardır? Arap kabileleri, Osmanlı Ordusuna neden saldırmışlar, gözlerin görmediği vahşeti sergilemişlerdir?

Şeriatla yönetilen bir devletin bakanlar kurulunun yarısı Gayri Müslümlerden oluşur mu? Dikkatinizi çekerim devşirilmiş ve müslüman olmuş (veya Müslüman gözükmüş) vezirlerden, nazırlardan bahsetmiyorum, 1840 ile 1915 arasındaki hükümet üyelerini bir inceleyin göreceksiniz ki; her hükûmetin yarısı gayrimüslimdir. Özellikle Dışişleri ve Maliye Bakanlarının tamamına yakını gayrimüslimdir.

İki bakanlıktan somut örnek  vereyim;

1840-1915 arası Posta; Posta Telgraf, Telefon Nazırları; Anton Tıngır Yaver Paşa (1868-1871) Garabet Artin Davut Paşa (1860-1861) Aleko Efendi (1862-1863), Dikran Efendi (1863-1864), Algaton Efendi (1864-1868), Anton Tıngır Yaver Paşa (1875-1877) Mösyö Sterpan ( 1909-1911), Mozoros Bey (1912-1913), Oskan Mardikyan Efendi (1913-1914)

Orman Genel Müdürleri ve Orman ve Maden Nazırları Aristidi Baltacı (1869-1869), Bedros Kuyumciyan (1869-1873 ve 1878-1893) Artin Datyan Paşa (1873-1873). Bedros Kuyumcuyan’ın 19 sene Genel Müdürlük yapmış olması ilgi çekicidir. Orman, Maden ve Ziraat Nazırları arasında da Selim Melhamme Paşa (1907-1908), Movrokordoto Paşa (1908-1909), Gayrimüslim Nazırlar olarak dikkati çekmektedir.

Siz devleti elin gâvuruna -ki muhtemelen bir kısmı  da İngiliz veya Fransızların adamıdır- teslim edenlere Halife, Şeriat Devletinin başı diyeceksiniz. Adı “Türkiye” olan bir devlet kuran, o devleti Müslüman Türkler ile yöneten Mustafa Kemal Atatürk’e hayâsızca saldıracaksınız. Hangi vicdan kabul eder bunu?

Şeyhinin ayağını öpen, sakalı şerif karşısında kendinden geçen ham softaya göre heykel put demektir? Pekiyi o ham softa ülkemizde heykelini ilk yaptıran kişinin Osmanlı Sultanı ve Halife-i ruy-ı zemin Abdulaziz Han olduğunu bilir mi? At üzerindeki Abdulaziz Heykeli Beylerbeyi Sarayı Müzesindedir.  Son Halife Abdülmecit Efendi de “Nü” resimler de yapan dünya çapında ünlü bir ressamdır. Pekiyi Halifenin Nü resim yapması şeriata uygun mudur beyler?

Bilin ki sloganlarla, doğmalarla, kurtarıcı formüllerle başarıya ulaşılmaz. Başarının tek anahtarı vardır: Bilgi…

En büyük noksanımız Uğur Mumcu’nun dediği gibi “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak”tır.

Beyler; fikrimiz ne olursa olsun fikrimizin dayanaklarını hiçbir engel tanımadan  araştıralım,  sorup sorgulayalım. Slogancılığın bizi götüreceği tek bir yer vardır; koyu cehalet…

Şair Nabi’nin dediği gibi

Cehle Hak mevt dedi ilme hayât

Olma hem-hâl-i gürûh-ı emvât[ii]

[i] Bilgisiz olduğumu bilmeyecek kadar cahil değilim; eksiklerimin farkındayım, kâmil olduğumu söyleyemem.

[ii] Câhillik yokluktur, ilim ise varlık; hiç varlık ile yokluk bir olabilir mi?

Yazar
Fazlı KÖKSAL

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen