Şahver ÇELİKOĞLU
Allah Teâlâ’yı sevmenin alâmetlerinden birisi de, O’ndan gelen belâ ve sıkıntıya râzı olduktan sonra, onu gizleyip kimseye şikâyet etmemektir. Çünkü sevgiliden gelen sıkıntı, sevenin yanında sevgilinin bir sırrıdır; ona karşı edebli davranmaktır.
Sehl (k.s) korkunç bir hastalığa yakalanmıştı. Başkalarının vücûdunda bulunan aynı hastalığı tedâvi ettiriyor ama kendi hastalığını tedâvi etmiyordu. Bâzıları bu tavrını kınayarak kendisine sebebini sordular. Sehl (k.s) cevâben: “Dosttan gelen darbe acıtmaz” dedi.
Başa gelen sevimsiz durum ve hastalıklar karşısında muhabbetin artması ve belâ ânında sevgiliyi zikretmek, gerçek sevginin bir alâmetidir. Çünkü bütün sıkıntılar aslında ona Yüce Mevlâ’sından gelen birer lütuftur. Sıkıntıda sevgiliye yakınlık vardır. Bir de ilâhî muhabbet kalbi tam olarak sardığı zaman, başa gelen bütün belâ ve musibetlerin vereceği sıkıntı azalır.
Bunun için Allah dostlarından birisi şöyle demiştir: “Benim en sâfî, en güzel zikir hâlinde olduğum an, dertli ve üzüntülü olduğum zamanlardır.”