Sıcak para tuzağı

Çözüm için; birinci doğru, cari açığı önlemektir. İkinci doğru, bu açığı uzun vadeli yabancı yatırım sermayesi ile kapatmaktır. Bunları yapacak olan siyasi iktidarlar ve Hükümetlerdir. Ama her durumda siyasi istikrar gerekir.

*****

Esfender KORKMAZ

1990’lı yıllarda gelişmiş ülkeler ve bu ülkelerdeki iktisatçılar küreselleşmeyi daha çok savunuyordu. Gelişmekte olan ülkeler içinde çekimser olanlar daha fazla idi. Bugün geldiğimiz noktada, cari açığı artan ABD gibi ülkeler ve büyüme sorunu yaşayan Avrupa’da küreselleşmeyi sınırlamak isteyenler daha fazladır. Çin gibi ülkeler küreselleşmeyi daha çok savunuyor.

Yani küreselleşme konusunda da iktisat kuramları ve iktisatçılar tökezledi.

Parantez içinde söylemek gerekir ki, bizde bu konular daha az tartışılıyor. Zira Melih Gökçek gibi politikacılar dini o kadar kötü kullanıyor ki, toplum olarak biz de bunları tartışmak zorunda kalıyoruz. Gökçek yerinde kalabilmek için; ‘‘Şunu söylemek isterim ki Recep Tayyip Erdoğan’a destek olmak ümmetin her ferdinin görevidir. Çünkü Sayın Erdoğan sadece Türkiye’nin değil ümmetin lideridir. ” Normalde Anayasasında Laiklik ilkesini benimsemiş bir ülkede, yerinde kalabilmek için ümmetçilik yapan birisine en sert tepkiyi herkesten önce Sayın Erdoğan’ın göstermesi gerekir.  

Sıcak paranın sevdiği ortam

Portföy yatırımları dünyada çok hızlı hareket ettiği ve girdiği ekonomiyi ısıttığı için, sıcak para denilmiştir. Sıcak para dünyada ki ekonomik gelişmelere ve özellikle de ülke içinde faiz-kur makasına bağlı olarak girip çıkmaktadır. 

Bizler, sıcak para ve spekülatif sermaye, reel sektör ile finansal sektör arasındaki dengeyi bozduğu için sürdürülemez diye tahmin ediyorduk. Oysa ki artan bir tempoda sürüyor. 2009 krizi oldu ve fakat hızla toparlandı.

Türkiye’de, kırılganlık arttıkça sıcak para girişi de artıyor. Kurt karanlığı sever. Sıcak para da kırılgan ve spekülatif ortamı sever.

Biz Türkiye olarak cari cari açığı sıcak para ile kapatıyoruz. On yıl önce portföy yatırımları 120,6 milyar dolar iken, bugün 172,3 milyar dolara çıktı. (Aşağıdaki tablo.)  

 

 

Öte yandan 2007-2017 on yılda Portföy Yatırımları içinde hisse senetlerinin payı azaldı. Borçlanmanın payı arttı. Bu tablo bile sıcak paranın giderek riskli hale geldiğini gösteriyor. 2007 yılında hisse senetlerinin Portföy Yatırımları içindeki payı yüzde 53 iken, 2017 yılında yüzde 28’e geriledi.

***   

 

***

“Sıcak para” neden bu kadar sıcaktır?

* Sıcak para ne zaman çıkacağı belli olmayan kısa vadeli dış borçtur.

* Manipülasyona ve spekülasyona açık olduğu için piyasa düzenini bozuyor. Dünyada borsa hareketlerini üç-beş büyük uluslararası fon belirliyor.

* Ekonomide kırılganlık yaratıyor. Maalesef dünyanın en kırılgan ülkesi olmamıza sıcak para neden oldu.

* Sıcak para aniden çıktığı için döviz dengelerini alt-üst ediyor… Ve yüksek kur dalgalanmalarına neden oluyor… Bu nedenle, Merkez Bankası yüksek miktarda döviz rezervi tutmak zorundadır… Döviz tutmanın da bir maliyeti bulunuyor… Merkez Bankası bu dövizlere faiz ödüyor… Buna rağmen çok hızlı çıkışlarda panik yaşanıyor… Ve rezervler de yetmiyor… Çünkü, çıkan yalnızca sıcak para olmuyor…

* Siyasi iktidarlar sıcak para serabı içinde gerçekleri göremiyor. Gerçekte ise sıcak para ekonomide geçici rahatlık yaratır.

Çözüm için; birinci doğru, cari açığı önlemektir. İkinci doğru, bu açığı uzun vadeli yabancı yatırım sermayesi ile kapatmaktır. Bunları yapacak olan siyasi iktidarlar ve Hükümetlerdir. Ama her durumda siyasi istikrar gerekir.

——————————————————–

Kaynak:

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/sicak-para-tuzagi-44519yy.htm

08.10.2017

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen