Prof.Dr. Orhan ARSLAN
Beyaz atlı şehzadenin ak sakallı, nur yüzlü bir Cemal amcası vardı… Osman Gazi’nin Şeyh Edebali’si, Fatih’in Akşemseddin’i gibi…
Ülkü Ocaklarına Genel Başkan olduğunda daha makamına oturmadan: ”Oğlum Muhsin,şimdi derhal Sivas’a git ve yüz bin lira bulup bana getir” der Cemal Amca…
Muhsin Başkan, ”Ben bu kadar parayı nasıl bulurum” dese de laf anlatamaz ve gider… Bulur, getirir, Cemal amcasına verir…
“Şimdi bu paraları Gölbaşı’na götür, barajın sularına serp ve ardına bakmadan geri gel” der Cemal amca… Dediğini aynen yapar Muhsin Başkan…
Geri döndüğünde Cemal Amca odasının kapısında karşılar şehzadeyi… ”Şimdi odana geç ve yerlerde serili paraları ayaklarınla ez” der… Bu görevi de yerine getirdikten sonra besmele ile makamına oturur Muhsin Başkan…
Para ile imtihanı başarı ile geçmiştir…
İşte biz senin bu dünyaya tenezzülsüzlüğünü sevdik Yiğit Adam… İnanmışlığını, adanmışlığını, delikanlılığını… Bütün sınavlardan başarı ile çıkmanı…
Yüzde bir buçuk oy aldığında da, Keş Dağlarından Sonsuzluğun Sahibi’ne ulaştığında da hep başardın sen imtihanı… Biz senden hep razıydık,
Rabbim de razı olsun…