Küresel finans koskoca Sovyetler Birliğini sonlandırmakla sadece teslim almakla kalmamış, iki kutuplu dünya düzenini de bitirmişti, malum. İki kutuplu dünyanın mütecaviz doktrinin öznesi konumundaki Varşova Paktı tek kurşun atamadan üçüncü milenyuma çok az kala kepenk kapatmıştı. Bu durumun kuşkusuz getirisi büyüktü. Soğuk Savaş bitmişti, sözde galip diye dünyaya lanse edilen küresel finansın taşeronu ABD’nin mega güç konumunu sağlamlaştırmıştı. Sonrası malum ‘Süpermen’den ‘Kaptan Amerika’ya kadar küresel finansın ‘Marvel Evreni’ (marvel multiverse) ‘nde ABD’nin tek başına at oynattığı bir dünya ve liderliğinden taviz vermediği bir ortam. ‘Kaptan Amerika’ Marvel’in çizgi karakteri, ilk siyasi propaganda kahramanı. Kaptan Amerika İkinci Dünya Savaşı sırasında içerideki milliyetçi duyguları köpürtmek amacıyla Hitler’i öldürecek bir çizgi kahraman. Aslında ulus devleti bitirme projesinin küçük çapta ABD versiyonu. Güçlü yönetimleri, ABD’ye direnenleri bitirecek eylemlerin bir nevi stüdyo projesi. Bu arada paraya yön verenler, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğüyle açık toplumculuğu parlatmışlardı. Açık Toplumcular, güya sivil inisiyatifi, sivil toplum örgütlerini inşa etmek istiyorlardı. Belliydi, aslında sivil toplum üzerinden istedikleri, sömürü düzenini pekiştirilmesiydi. Açık Toplum Vakfı’nın simge ismi spekülatör dolar milyarderi George Soros’tu. Açık Toplum Vakfı’nın kurulduğu günden bu yana yaptığı harcamaların ise 15 milyar doları bulduğu öngörülmektedir. Her şey de olduğu gibi, küresel finansta da bir karşıtlık egemendi. Küresel finansın içerisindeki bu ikilem alana yansıyınca Putin’e parayı bulma yolunu da sağlamıştı. Böylece parayı bulan Putin de “Açık Toplum”cu oligarklara savaş açmıştır. Oligarklar malum, özellikle Rusya’da özelleştirmeler sayesinde inanılmaz servetlerin üzerine konan boynu kalın kodamanlara verilen addır. Bizde de durum bundan farklı değildir. Putin ülkesini bu oligarklardan geri alırken mücadele ettiği perde arkasındaki kişi ‘Komplo Teorileri’nin ‘vazgeçilmezi’ Soros’tu. Planları ise, Rusya ‘da sivil toplumu inşa ederek Putin’i ve rejimi değiştirmek. Hoş Soros her yere burnunu soktuğu coğrafyada bunu yapmaya çalışmıştı. Spekülasyonlarıyla ekonomik krizlerin kaderini belirleyen milyarder yatırımcı ve fon yöneticisi Soros milyarlarını bu işe hasretmişti. Bitmek bilmeyen komplo teorilerinin olmazsa olmaz ismi milyarder yatırımcı Soros, ABD’yi sarsan siyahilere karşı polis şiddeti ve ırkçılık karşıtı protestoları finanse etmekle de itham edilmişti. Gezi Olayları da ülkemizde bunun en tipik göstergesiydi. Erdoğan’dan Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a, eski ABD Başkanı Donald Trump’tan Rusya, Polonya ve İngiltere’de birçok liderin, kitlesel halk hareketlerinin ardında olmakla suçladığı kişi George Soros, Haziran 2020’de de ABD’deki ırkçılık karşıtı protestoları örgütlemekten suçlanmıştı. (1)
Bu arada söyleyelim, Osmanlı devletinin Balkanlar’da bıraktığı topraklar 100 yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına karşın, zayıf konumunu hala muhafaza etmektedir. İşte bu nedenle Macaristan doğumlu ABD’li spekülatör Soros, Osmanlı Devleti’nin doğrudan Balkanlardaki mirasına AB(D) ‘nin sahip olmasını bir misyonik görev olarak belirlemiştir. Bir savaş nedeni ‘casus belli’ gibi, hedef de bellidir. Osmanlı Devleti’nin Manastır, Kosova ve başkent Selanik’ten oluşan Makedonya Eyaletidir, hedef. Bugün Yunanistan, Bulgaristan ve Eski Yugoslavya Makedonya Cumhuriyetindeki topraklardır, hedef alınan. Ege, Epir ve Vardar Makedonya’sıdır, hedefte olan. İşte bu nedenle, ABD Büyükelçiliğini Vardar Makedonya’sında Üsküp’de Osmanlı şehitliğinin üzerinde yükseltmiştir. Osmanlı Şehitliği yanındaki Fransız Mezarlığında Fransız bayrağı hala dalgalanmasını sürdürmektedir. Ne demeli? Vietnam’da kaybolan Amerikan askerlerinin kemikleri için bütçeye para koyan ABD, Osmanlı şehitlerinin kemiklerini yok etmiştir. Unutmayalım, şehitler bir ülkenin varlığının tapu senedidir ve her şehit vatan topraklarına çakılan sökülmez bir çividir. Bir gül bahçesine girercesine toprağa düşen her şehit varlığımızın tescili, birer tapu senedidir. İşte bu nedenle bu bilincin yok edilmesi gerekli görülmüştür. Bu nedenle ABD, Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki 550 yıllık varlığını bu şekilde bitireceklerine inanmıştır. ABD, Amerika’nın yabancı topraklarda kurduğu gelmiş geçmiş en büyük askeri üssünü, “21. Yüzyılın silah deposu” olarak da anılan ‘Bondsteel Camp’bir başka Osmanlı toprağında Kosova’da inşa edilmiştir. Kosova’da görev yapan KFOR askerleri ‘Uzaydan görünen iki şey var. Biri Çin Seddi, diğeri bu üs’ demekteler. 460 bin metrekarelik bir alana yayılan üs, Presevo Vadisi’nde bulunmaktadır. Diğer bir deyişle AB’nin 1994’ten beri sponsorluğunu yaptığı 8 numaralı enerji koridorunun ve Amerika’nın sponsorluğunu yapacağı 894 kilometrelik dev Trans-Balkan petrol boru hattının planlanan güzergahı üzerindedir. (2)
Balkan Savaşında bir ‘oldu bitti’yle Yunanistan’ın eline geçen şimdilerde ABD’ye peşkeş çekilen Ege Makedonya’sı, ya da Yunanistan’ın Makedonya coğrafyası sadece Yunanistan’ın değil aynı zamanda bölgedeki diğer ülkelerin de ilgi alanına girmektedir. Bu durumdaki en kötü senaryo, çatışmanın Bosna Hersek de olduğu gibi diğer Balkan devletlerine de sıçrama tehlikesidir. Üçüncü Balkan Savaşı olarak adlandırılabilecek bu senaryoda, bölgeyle olan tarihsel ve kültürel bağları dikkate alındığında, Türkiye’nin tarafsız kalabileceğini söylemek zordur. (3)
Coğrafya Balkanlar olarak belli olduktan sonra yapılacak iş her zaman yapıla geldiği gibi, ötekinin yani bir stratejik düşmanın belirlenmesidir. Uygarlıklar çatışmasının mekanizması, sistematiği budur. İşte tam bu perspektiften, baba-oğul Soros’lar Balkanlar’daki Türkiye-Rusya-Çin etkisinin kırılabilmesi amacıyla ABD ve AB’yi ‘göreve çağıran’18 Haziran 2018’deki makalelerinde bu durumu bir planlama rehberi olarak ortaya koymuşlardır. Balkanlarda Türkiye-Rusya-Çin’i stratejik tehdit olarak açıkça ifade etmemekle beraber şöyle betimlemişleerdir:
“Bölgedeki tek aktör ABD ve Avrupa değil. Rusya, özellikle potansiyel NATO üyeliği söz konusu olduğunda, çıkarları tehdit edildiğinde müdahale edeceğini açıkça belirtti. 2016’da Karadağ’da başarısız bir darbede bunu zaten yaptı. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan varlığını her ülkede hissettiriyor ve Çin şu anda bölgedeki en büyük yatırımcılardan biri ve iddialı planları ile bölgedeki en büyük yatırımcılardan biri. Balkanlar, Tek Kuşak, Tek Yol girişiminin Avrupa’ya ana giriş noktasıdır.” (3)
Milat olarak da oluşumunda büyük emek harcadıkları, bu makalenin yazılımından bir gün önce 17 Haziran 2018 tarihinde Makedonya’nın isminin ‘Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’ anlamına gelen ‘Republika Severna Makedonija’ olarak değiştirilmesi olgusunu seçmişlerdir. Eski Yugoslavya Makedonya Cumhuriyeti’nin AB ve NATO üyeliklerine yönelik Yunanistan’ın vetosu kalkması konusunda Yunanistan’ı, Başbakan Çipras’ı açıkça kullanmışlardır. Bu durum kayıtlanmıştır, tescillenmiştir. Baba-oğul Soros, Açık Toplum Vakıfları’nın üst düzey yetkilileri sıfatıyla New York Times gazetesinde yayımladıkları bu makalede Türkiye’nin yumuşak gücünü bu nedenle hedefe oturtmuşlardır. Türkiye’nin Balkanlardan elinin çekilmesini bu nedenle istemişlerdir.
”Balkanlarda Avrupa’yı İstikrarlılaştırmak İçin Bir Şans” başlıklı bu makalede, trans-Atlantik ittifakında birliğin İkinci Dünya Savaşı’ndan beri en düşük noktaya gerilediği ve her ulusal genel seçimde Avrupa Birliği’nin birliğine meydan okunduğuna da dikkat çekilmiştir. NATO’nun bu sorunu çözemeyeceğini de açıkça ortaya koymuşlardır.
Gezi olaylarıyla açıktan açığa Türkiye’deki iktidarı ve hükümetin meşruiyet zeminini hedef alan yargıya intikal etmiş Soros kuryesinin serbest bırakılması için büyükelçilerin ortak bildiri yayımlamasına büyük tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, George Soros’u yeniden gündeme taşımıştır:
‘Büyükkarıştıran’dan “Soros artığı” olarak bahseden Cumhurbaşkanı, “Uluslararası camia içerisinde Soros ne ise Kavala o. Bunlar para ile istedikleri yeri istedikleri gibi sallamaya çalışıyorlar. Şimdi Soros’un oğlu da giriyor. O da babası gibi. Bunların çok iyi takip edilmesi lazım. Bunlar mesela şu anda Balkanlara sızmanın, Balkanları sindirmenin gayreti içerisindeler. Bunlara da tabii fırsat vermeyeceğiz, verilmemesi lazım” açıklamasında bulunmuştur.
ABD güdümünde olmayan Sırbistan’ın Türkiye tutumu olumlu olduğunu da ayrı bir tehdit olarak değerlendiren baba-oğul Soroslar, eğer bu duruma bigâne kalınırsa ‘Balkanlar, Rusya, Çin ve Türkiye’nin Nüfuzuna Girerler’uyarısını da yapmak zorunluluğunu hissetmiştir. Bunun gerçekleşmesi için bir şey yapılmamasının korkunç sonuçları olacağını öne süren Soroslar, yazdıkları makalelerini şu şekilde sonlandırmışlardır:
”Batılı güçler, Balkan ülkelerini, yerel işbirliği ve nihayetinde Avrupa Birliği’ne giden yolda tutmayı başaramazsa; bu devletler Rusya, Türkiye ve Çin’in nüfuz alanlarına itilecek ve muhtemelen bunların arasında bölünecektir. Yani Balkanlar bir kez daha Balkanlaştırılacaktır.”
Bütün bunlardan sonra demem odur ki, AB(D) tarafından kapalı kapılar arkasından planlanan ve örgütlendirilen bir planla stratejik ortaklıktan stratejik tehdit düzeyine indirgenen Türkiye Cumhuriyeti satranç tahtasında değil, doğrudan bir hedef tahtasındadır. Ankara merkezli millî ve dik duruşlu açılımlar bu saldırgan hedefli karşılayabilecek güçtedir. Türkiye Balkan’sız, Balkanlar da Türkiye ’siz huzurlu olamaz, devamlı istikrara kavuşamaz. Türkiye’nin Balkanlarda bir stratejik tehdit olarak görülmesi, son zamanlarda Balkanlarda artan Türkiye karşıtı propagandalar, böyle bir tehlikenin habercisidir, sevgili okurlar.
Dipnotlar
(1) Sputnik Türkiye, Soros’dan Balkanlar ‘uyarısı’: Erdoğan’ın etkisi her ülkede hissediliyor, 19.06.2018 (güncelleme10.08.2021); https://tr.sputniknews.com/20180619/soros-balkanlar-erdoganin-etkisi-her-ulkede-hissediliyor-1033926927.html/Erişim Tarihi 02.11.2021/
(2) Hürriyet Haberler servisi, Uzaydan görünen üs, 06 Nisan 2008 ; https://www.hurriyet.com.tr/dunya/uzaydan-gorunen-us-8600959/Erişim Tarihi 07.11.2021/
(3) Cenk Özgen, Balkanlar’da Güvenliğe Yönelik bir Tehdit: Yunanistan-Makedonya Anlaşmazlığı, U.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl: 14, Sayı: 25, 2013/2 s.
(4) George Soros , Aleksandr Soros, Balkanlar’da Avrupa’yı İstikrar İçin Bir Şans, New York Times, 18 Haziran 2018; https://www.nytimes.com/2018/06/18/opinion/northern-macedonia-rename-greece.html/Erişim Tarihi 07.11.2021/