Susarak söyle. Seni anlarım. Sözlerin olmadan konuş gözlerinle. Seni duyarım. Baştan ayağa lisan ol. Seni hissederim. Bağırmana lüzum yok. Sözle bulandırma hâlini. Kelimeler olmadan da konuşabilirsin. Hem daha tesirli olursun. Seni sadece ben değil, dağlar, kuşlar, ağaçlar ve çiçekler de anlar. Benimle onların lisanıyla konuş. Çiçek gibi söyle, kuşlar gibi şakı, dağlar gibi heybetinle ifade et kendini. Seni o zaman anlayabilirim.
Kelimeler iğreti elbiseler gibi dökülüyor cümlelerinin üzerinden. Lütfen susmayı dene. Benimle susarak konuş. Seni o zaman anlayabilirim. Hakikatte işte o zaman seni hissedebilirim. Dereler gibi hafif, sular gibi şırıl şırıl akıver ruhuma.
Yaklaş… Sakin ol. Sükûta sarıl. Sözlerinden değil gözlerinden anlıyorum seni. Bağırınca seni duyamıyorum. Sağır değilim merak etme. Gönlüm kararıyor sen bağırıp çağırınca. İçim coşuyor. Bir dalga olup kıyılara sürüklemek istiyorum seni. Ve sonra denizler gibi yutmak… Fakat ben sakinim. Bazen öyle olamasam da sakinliği pek severim, bilirsin. Kelimeler olmadan benimle konuşabileni ararım. Cümlelere mahkûm olmadan söyleyenleri… Sen söylemesen de anlarım seni. İçimden duyarım.
İşte böyle… Sakin, daha sakin… Şimdi ağaçları dinle, çiçekleri sev, gülerken ağlayan kimseleri gör, çırpınan ruhları hisset… Bu bizim hikâyemiz… Hepimizin… Görüntülere kanma. Onlar aldatır insanı. Dağları hisset… Ve şimdi benim gönlümü… Binlerce yıldan beri arıyorum seni. Mekânı sil, zamanı kaldır aradan… Âna sığın. Duy şimdi beni. Sessiz, daha sessiz. Korkma!
Anlıyorsun şimdi sükûta sarılmış isyanım neden… Hissediyorsun ruhumun çığlığını… Gönlüm berrak bir sırça köşk. Neler var âlemimde değil mi! Günahlar, sevinçler, pişmanlıklar, mutluluklar…
Bu, duygularımın sığındığı dünyam… İşte bu benim. Yalnız, yapayalnız… Seni aradığım gibi O’nu da arıyorum. Hesapsız zamanlar geçti başlangıçtan beri. Bulacağımı biliyorum. Seni bulduğum gibi… İyisin, çünkü sen de arıyorsun.
Söylemene gerek yok. Seni duyabiliyorum. Çırpınışların neden, anlayabiliyorum. Bir yaprağı hissettiğim gibi seni de hissedebiliyorum. Ağacın gövdesine yürüyen suyu işittiğim gibi… Her şey yolcu… Sen de öylesin.
Odaklan her şeye. Hayatı fark et. O sessiz ve yaratıcı yokluğu duyalım beraber… Anlamaya çalış. Ağacı, kuşları, toprağı, dağları, çiçekleri, böcekleri…
Günbatımında dağların söylediklerini işit. Baharda toprağın kokusunu duy… Yağmurun bütün bir hayat olduğunu hisset. Güneşin ve ayın sana fısıldadıklarını… Varlığın lisanı bir… Susarak konuş onlarla. Bir de benimle…
O’nu anlamaya giden gizli bir yol var her şeyde… Bu muhteşem dili sözlerinle bulandırma lütfen. Kelimeler gönle yük olur bazen. Şimdi bırak onları. Anlamaya çalış. İşte böyle… Hiçbir şey senden ayrı değil. Bu senin varlığın, senin lisanın, senin huzurun… Sadece sen varsın. Ben de senim… Sen ise ben. Unutma.