Parçalandığımız dönemler, küçük küçük beyliklere, hanlıklara ayrıldığımız dönemler de olmuştur. Böyle dönemler, eğer birleşmeyle sonuçlanmamışsa yutulmayla sonuçlanmıştır. Altın Ordu, hanlıklara bölündükten sonra Rusya tarafından yutulmuştur. 19. yüzyılın başlarında Azerbaycan hanlıkları, ikinci yarısında da Türkistan hanlıkları yine Rusya tarafından yutulmuştur. Doğu Türkistan ise Çin tutsaklığına girmiştir. Bütün bunlar parçalanmış olmanın sonucudur.
*****
Prof.Dr. Ahmet B. ERCİLASUN
19 Mayıs’ın 102. yılını da kutladık. Cumhuriyet’e ve Atatürk’e ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar Türk milletinde bunun bir karşılık bulamayacağını artık saldıranlar da anlamışlardır. Ağızlarından dökülen zoraki kutlama sözleri bunu göstermektedir. Atatürk de Cumhuriyet de Türk milletinin kalbinde yerleşmiştir; hiç kimse ve hiçbir güç bunu söküp atamaz.
İstiklal Savaşı ve bu savaşı başlatan 19 Mayıs 1919 günü millî kutsallarımız arasına girmiştir. Savaş sonrasında Türklük, Mustafa Kemal’in önderliğinde aydınlanma ve çağdaşlaşma yolunda önemli adımlar atmıştır. Bu gidişten dönülmesi de artık mümkün değildir. Türk milletini geriye götürmek isteyenler, çabalarının boşa çıktığını görmüşlerdir. Görmeyenler de mutlaka göreceklerdir.
Türkler büyük bir millet olduklarına ve tarihte çok önemli roller oynadıklarına inanırlar. Büyüklük dönemlerinin özlemini her zaman çekerler ve tekrar büyük olmak arzusunu içlerinde daima muhafaza ederler. Biz bu arzuya millî ülkü adını veriyoruz.
Parçalandığımız dönemler, küçük küçük beyliklere, hanlıklara ayrıldığımız dönemler de olmuştur. Böyle dönemler, eğer birleşmeyle sonuçlanmamışsa yutulmayla sonuçlanmıştır. Altın Ordu, hanlıklara bölündükten sonra Rusya tarafından yutulmuştur. 19. yüzyılın başlarında Azerbaycan hanlıkları, ikinci yarısında da Türkistan hanlıkları yine Rusya tarafından yutulmuştur. Doğu Türkistan ise Çin tutsaklığına girmiştir. Bütün bunlar parçalanmış olmanın sonucudur.
Anadolu yabancılar tarafından istila edilememiştir çünkü Osmanlı Beyliği, diğer beylikleri hâkimiyeti altına alarak birlik ve bütünleşmeyi sağlamıştır. Osmanlı yerine başka bir Türk beyliği de birliği sağlayabilirdi. Önemli olan parçaların birleşmesi ve bütünlüğün sağlanmış olmasıdır. Bunu Osmanlı atalarımız yapmıştır ve iyi ki yapmıştır. Bu sayede dünyanın en büyük gücü hâline geldik ve yüzyıllarca birliğimizi koruduk.
Anadolu Beylikleri de tarihimizin önemli bir bölümüdür. Beyliklerin her biri, bulundukları yerin Türkleşmesinde önemli rol oynamışlardır. Ama böyle devam edemezdi. Beyliklerden biri şu veya bu şekilde hâkimiyeti sağlayacaktı. Bu işi yapan Osmanlı Beyliği olmuştur.
Anadolu Selçukluları, beylikler, Akkoyunlular, Karakoyunlular ve nihayet Osmanlılar… Hepsi de Batı Türkleri tarihinin önemli dönemleridir ve bizi bugüne getirmişlerdir. Öte yandan Safeviler, Nadir Şah, Azerbaycan hanlıkları ve Kaçar hanedanı da Batı Türklüğüne ait dönemlerdir. Bağımsız Azerbaycan bu tarihî dönemlere dayanır. İran Türklüğü de aynı tarihî dönemin sonucudur ve onlar da hiç şüphesiz tarihlerinin gereği olan bağımsızlığa kavuşacaklardır.
Tarihteki bütün devletlerde olduğu gibi Osmanlılarda da gerileme, çözülme ve çöküş devirleri yaşanmıştır. Eleştiririz ama o devirler de bizimdir. İstiklal Savaşını yapanlar ve Cumhuriyet’i kuranlar, Osmanlı’nın en ağır döneminde yetişmiş olan kumandanlar ve devlet adamlarıdır. Polis teşkilatı, Ziraat Bankası gibi birçok Osmanlı kurumu Cumhuriyet döneminde devam etmiştir. Hatta borçlarımızda dahi bir devamlılık vardır; düyûn-ı umûmiye denilen Osmanlı borçlarını Cumhuriyet ödemiştir. Demek ki yeni bir başlangıç, yeni bir yönetim tarzı demek olan Cumhuriyet, Türk’ün Osmanlı döneminin devamıdır.
Büyük Selçuklular, İlhanlılar ve Temürlüler dönemlerinde Doğu ve Batı Türklüğü, çok uzun sürmeyen birleşmeler yaşamışlardır. Fakat 13. yüzyıldan sonra Doğu ve Kuzey Türklüğünün tarihî macerası genellikle farklı mecralarda yürümüştür. Buna rağmen kültürel temaslar kopmamış; batıdaki, doğudaki ve kuzeydeki Türkler kendilerini farklı algılamamışlardır. Hemen hepsinde Oğuzname, Köroğlu, Nasrettin Hoca vardır. Nevayi Batı ve Kuzey Türklerinde de okunmuş, şiirlerine nazireler yazılmıştır. Aynı şekilde Nesimi ve Fuzuli de diğer Türk sahalarında okunmuştur.
Sonuç olarak tarihimiz Sakalardan ve Hunlardan bu yana bir bütündür. İhtişamlı devirleri de olmuştur, çöküş devirleri de olmuştur. Ne olursa olsun hepsi bizimdir, bizim tarihimizdir. Yanlışları görür, eleştiririz ama bizim olduğunu unutmadan. Türk milleti ve Türk devleti, dünyanın uzak köşelerindeki bazı milletçik ve devletçikler gibi yeni yetme değildir.
Büyük ve şanlı bir tarihten geldik; büyük ve şanlı bir geleceğe doğru ısrarımız vardır, azmimiz vardır, inancımız vardır.
————————————————–
Kaynak:
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/tarihe-bakisimiz-453156h.htm