Kök Türk târîhinde, 630-680 yılları arasında yaşanan bir karanlık devir vardır. Çin esâretinde geçen bu yarım asırlık dönem, her türlü zilletin ve eziyetin Türk’e revâ görüldüğü bir zamânı gösterir. Bu acılı yıllarda, bâzı istiklâl hareketleri olmamış değildir. Başta Kürşad olmak üzere, birtakım Kök Türk töreleri, yâni tiginleri, destân kıvâmında ihtilâl hareketleri yapmışlardır. Ne var ki, sözü edilen bu hareketlerin hepsi, Çin tarafından kanlı şekilde bastırılmış, nice Türk, bu yolda şehîd olmuştur. Buradaki “şehîd” sözünü, vatan ve istiklâl yolunda ölmek mânâsına anlamak lâzımdır. Yoksa, o çağda Türkler, henüz İslâm dâiresine topluca girmemişlerdi.
Kürşad’ın açtığı istiklâl ve hürriyet yolunda yürüyen Kök Türkler, elli yılın sonunda Kutlug Hân’ın başbûğluğunda Çin’i alt edip yeniden devlet kurdular. Türk’ü dağınıklıktan ve esâretten kurtardığı için, ili derleyip toparladığı için, Kutlug Hân’a “İlteriş” dediler. İlteriş Hân, Orhun Âbideleri’nden ikisine adlarını veren Bilge Hân ile Kültigin’in babalarıdır.
İlteriş Hân’ın, hem istiklâl mücâdelesinde, hem de saltanatında, devâmlı yanında olan Bilge Tonyukuk, Türk’ün gönül bahçesini hazırlayan büyük bir bahçevân makâmında durmaktadır. İlteriş Hân’ın yapıp ettiklerinin ardında, kocaman kocaman Tonyukuk fikir ve tasavvurları vardır. Tonyukuk, İlteriş’in ardından Bilge Hân’a da vezîrlik yapacak, Orhun Âbideleri’nden ilki, onun adına dikilecektir. O, kendi adına dikilen bu âbidedeki metni de bizzat kendisi yazmıştır. Tonyukuk, bizim adı bilinen ilk yazarımız olma şerefini de taşır. İlteriş Hân’ın kurduğu Türk Devleti’ne, “İkinci Kök Türk Devleti” deme alışkanlığımız teşekkül etmiştir. Bu büyük devletin iki mîmârından biri Bilge Tonyukuk’tur.
Ertuğrul Gâzî de, Kayı Boyu’nu devlet merhalesine taşıyan bir mevkide duruyor. XIII. asır içinde giriştiği mücâdele sonunda Kayı oba ve çadırlarını Söğüt-Domaniç arâzisine getiren ve Bizans’ın burnunun dibine yerleştirem Ertığrul Gâzî, birçok tavrı ve hasleti ile İlteriş Hân’a benzer. Ertuğrul Gâzî de, İlteriş Hân gibi, Anadolu’daki dağınık ve perîşân Türk boylarını bir araya getirmiş, Kayı’nın önderliğinde Türk’e devlet vermiştir. Nasıl, İlteriş Hân’ın yanında ve omuzu dibinde bir Bilge Tonyukuk var ise, Ertuğrul Gâzî’nin kolunda da, ona sımsıkı yapışmış bir Şeyh Edebâlî vardır. Bilge Tonyukuk ile Şeyh Edebâlî’nin beden ve gönül kumaşları aynı tezgâhda dokunmuştur.
Orhun Âbideleri’nde Tonyukuk’a âit cümle ve satırları okuyup hakkıyla idrâk eden her Türk çocuğu, Şeyh Edebâlî’nin, hem Ertuğrul Gâzî’ye, hem de Osman Gâzî’ye nasîhat eden sözlerini hatırlayacaktır. Ne mutlu bize ki, Tonyukuk ve Edebâlî gibi atalarımız var..