Toparlayıcı Olmak Lazım

Odgurmuş: Bazı insanlar var ki kendisine yaklaşanları dışarıya iterler. Bazıları da vardır ki etrafta bulunan insanları kendine çekerler. Bu konuda neler söyleyebiliriz?

Ögdülmüş: Evet sizin de belirttiğiniz gibi; Bazı insanların gerçek yüzleri uzaktan bakıldığında pek görülmez. O kişilere ve o kişilerin gerçek yüzlerini ve nasıl bir insan olduklarını ancak ona yaklaştığınızda anlayabilirsiniz. Dışarıdan baktığınızda güler yüzlü, sevecen, babacan ve ideal biri olarak gördüğünüz kişi kendine yaklaşanlarca onu gerçek yüzü görülmeye başlar. Bu gibi insanlar güzel konuşuyor, sohbeti dinlenir biri dahi olsa ona yaklaşınca bazen garip davranışlarının olduğunu fark edersiniz. Belki de bu gibi insanların içinde insan sevgisi, tabiat sevgisi olmamış da olabilir. Bu yüzden etraflarında bulunan insanları ezme yolunu kullanırlar. Yani kısaca böyle insanlar etraflarına pek insan toplayamazlar. Dağıtırlar. Kültürsüz, bilgisiz, görgüsüz insanlar dardır ve hazımsızdır. Bu yüzden toplayamazlar.

Odgurmuş: Böyle insanlardan uzak durmak gerekli demek uygun gelebilir mi? Ayrıca herkes böyle olmadığına göre toplayan ve toparlayan insanlar yok mudur?

Ögdülmüş: Pek tabiidir ki bütün insanlar öyle değildir. Her insan olumsuz değildir. Hayatta pek çok olumlulukları bünyesinde taşıyan insanlar da vardır. Olgun, bilgili, kültürlü ve kendinden emin olan insanlar toplarlar.

Bilgi insanı güçlü ve hoşgörülü yapar. Bilgi insanı kendinden emin yapar. Bilgi bizatihi bir değerdir. Kimde varsa onu olgun-fikren zengin yapar. Bilgi ışık gibidir etrafı aydınlatır. Bilgili, insan da ışık saçar ve etrafını aydınlatır. Bu aydınlığa insanlar gelir, diğer insanlar da bu bilgiden faydalanmak isterler. Dolayısı ile bilgili insanlar dağıtmaz, toplar.

Zengin adam belki malından verir, fakir adam gönülden verir. Zengin adam ikide bir paradan söz etmez. Dar gelirli ve fakir adam paradan çok söz eder, çok hesap yapar, çünkü paraya ihtiyacı vardır. Gelirleri giderlerini karşılayamaz ve sık sık gelirlerinin giderlerinin hesabını yapar, bu arada zenginin malının mülkünün de hesabını yapar.

Bunun gibi bilgili adam kendinden emindir, bilgisine dayanarak bazı şeyleri görür, anlar ve panik yapmaz.

Bilgisiz adam bilgisiz olduğu için kendinden emin olamaz, emin olamadığı için de endişe eder, bağırır, çağırır, kızar, küfreder, şamata yapar.

Bilgisiz insan böyle davranarak karşıdakini bastırıp üstünlük sağlamaya çalışır.

İnsan dua ederken Allah’tan ne ister?  Kendinde olmayan şeyleri veya ilerde kendisinde olmasını istediği şeyleri ister.

Adam zenginse, para pul zenginlik demez. Adam fakirse, fakir olduğu için paraya ihtiyacı vardır, mal mülk ve zenginlik ister, paradan çok söz eder.

Bu yüzden zengin adam paranın iyi kullanılmasından, nasıl kazanıldığından bahseder.  Fakir, parasız insan, ihtiyacı olan parayı çok düşünür ve çok söz eder.

Bunun gibi,  bilgili adam olgundur. Bilgisiz adam şarlatandır, cahildir, saldırır.

Bir toplumda bilgili bir insan hemen anlaşılır ve onun sözü dinlenir, bilgili adam tek tek, tane tane konuşur, söylediği şeylerin kaynağı vardır. Söylediği şeylerin altı doludur, söylediğini direkt söyler.

 Bilgisiz insan laf kalabalığı yapar, bilgisizliği ortaya çıkmasın diye uçuk kaçık ve olmadık şeyler ileri sürer.

Bilgili adam her olayın, geçmişini, geleceğini içinde bulunduğu durumu düşünür tahlil eder, ona göre davranır.

Bilgisiz adam geçmişi geleceği düşünemez, yeteri kadar tahlil edemez, yanlışa düşer.

Bilgili adam toplar, toparlar.

Bilgisiz adam saçma sapan sözler sarf eder, etrafını rahatsız eder dolayısı ile dağıtır.

Bu yüzden; “hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?”

İlim kayığına binmeden ve irfan sâhibi olmadan cehâlet denizi geçilmez. Kâmil insan olmak için de, “bil”mek, “bul”mak ve “ol”mak esastır.

Kenan EROĞLU

Yazar
Kenan EROĞLU

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen