Mazlum ÜMİT

Vergi Rekortmeni Ressam!

Ressam Mazlum Ümit Bursa’da bir tekstil firmasının sahibi olsa da resimden kopmamış…

Ayşegül GÜNEYSU

 

Mazlum Ümit, yaşamı tual, fırça ve renkler ile şekillenen bir ressam… Şu anda Bursa’da yıllık vergi listesinde ilk 10’a giren bir tekstil firmasının sahibi de olsa iş yaşamının koşuşturmasıyla geçen yıllarda resimden kopmamış…
1950 yılında Gaziantep’in Nizip İlçesi’nde yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğan Mazlum Ümit, Gaziantep Öğretmen Okulu’nda eğitim gördüğü yıllarda resme gönül verdi. Daha sonra 1972 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim İş Bölümü’nden mezun oldu. 1973-76 yılları arasında resim iş öğretmenliği yaptı.

ÖĞRETMENLİK…
1976’dan 1983 yılına kadar Uludağ Üniversitesi Bursa Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nde öğretmenlik ve bölüm başkanlığı görevlerini yürüttü. Ancak dönemin siyasi olayları nedeniyle çok sevdiği görevinden istifa eden Ümit, bambaşka bir kulvarda ilerlemeye başladı.
Mazlum Ümit aradan geçen sürede Bursa’da tanınmış bir tekstil firmasının sahibi oldu. Ümit, artık Bursa’da vergi sıralamasında ilk 10’a giren bir işadamı olsa da tuali ve fırçasıyla yeni dünyalar yaratmaya devam ediyor. Mazlum Ümit’in son yıllarda ürettiği eserleri Prof. Yüksel Uslay ile birlikte İzmir Devlet Resim Heykel Müzesi’nde açtıkları sergide sergileniyor. Ümit ile ilginç bir söyleşi gerçekleştirdik…


-İzmir’de Prof. Yüksel Uslay ile bir sergi açtınız. Bu sergi nasıl gelişti?
“Yüksel Uslay ile tanışmamız uzun yıllar öncesine dayanıyor. Ben Gaziantep Öğretmen Okulu’nda okurken Uslay benim resim öğretmenimdi. Bana resimi sevdiren kendisidir. Resme ilgim o yıllara dayanıyor. Onun sayesinde sanat yaparken ağacı, mukavvayı, çamuru seramiği ve renkleri tanıdık. Yıllar sonra bana bu sanatı sevdiren hocam ile aynı sergide buluştuk. Bu benim olduğu kadar hocam için de çok güzel ve anlamlı bir buluşma oldu.”
-Şu anda farklı bir sektörde olsanızda geçmişte bir resim iş öğretmenliği dönemi var biraz anlatır mısınız?
“Ben Gaziantep’in Nizip İlçesi’nde doğdum. Ailemiz öyle varlıklı değildi. Yoksul bir aileydi… Beni okutmak için durumları pek uygun değildi. O nedenle yatılı öğretmen okuluna gittim. Yatılı okullarda atmosfer çok farklı oluyor. Gece gündüz öğretmen ve arkadaşlarınızla iç içesiniz… Orada etkileşim daha fazla oluyor. Yüksel Uslay ve diğer öğretmenlerimden aldığım şevkle Gazi Eğitim Enstitüsü Resim İş Bölümü’ne girdim ve resim iş öğretmeni oldum.”


-Öğretmenliği neden bıraktınız?
“Uludağ Üniversitesi Bursa Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nde öğretmenlik ve bölüm başkanlığı görevini yürüttüğüm yıllarda -ki 80’li yıllardan bahsediyorum- siyasi olaylar çok yoğundu. O dönem pekçok meslektaşım gibi benim için de çok zordu. Artvin’in Hopa İlçesi’ne tayin olunca görevden istifa ettim. Bundan sonra da ticarete atıldım.”


İŞ HAYATI
-İş dünyasına girişiniz nasıl oldu?

“Ben çok küçük adımlarla ilerledim. Bu noktaya gelmek yıllarımı aldı. İlk olarak kendime bir atölye açıp matbaa ressamlığı yapmaya başladım. İstanbullu bir akrabam ziyaretime geldi. Sabun yapımında kullanılan sodyum hidroksit satıyordu. Bursa’daki firmalara pazarlamasında yardımcı olmamı istedi. Bu konuda aracılık yaparak öğretmenlikte bir yılda kazandığımı bir kerede kazandım. Böylece ticaretin güzelliğinin farkına vardım.”


-İlk olarak tekstil alanında mı başladınız?
“Hayır. İlk olarak deterjan üretmeye başladık. O yıllarda sabun ve deterjan zor bulunan ürünlerdi. Bu sektöre girdik. Selcan Deterjan’ı kurduk. Bursa bölgesinde ciddi bir müşteri potansiyeli yarattık. Kendi formülümüzü üretip Sağlık Bakanlığı’ndan onay aldık. Ancak daha büyük firmalar bizi piyasadan silmek için çok yıprattı. Bu geçiş sürecinde o yıllarda çok moda olan fantazi iplikleri üretmeye başladık. Bu sektör daha verimli olunca tekstile adım atmış olduk.”


-Şu anda Bursa’da büyük bir tekstil firmasının sahibisiniz?
“Evet. Ümit Örgü İpleri firmasının sahibiyim. Triko ve yün ürünleri üretiyoruz. 2000-2003 yılları arasında Bursa’da vergi sıralamasında ilk 10’lara girdik. 2004’te işler biraz azaldı. Artık işleri çocuklarıma bıraktım. Ben sadece resim çalışmalarımla ilgileniyorum.”


SANATA DÖNÜŞ
-Yaşamı renkler ve fırça ile şekillenen bir insan için ticaret hayatı zor olmadı mı?
“Zor dönemlerdi. Ancak o yıllar hepimiz için zordu. Gece gündüz resim atölyelerinde çalışırdık. İdealısttik. Ancak o dönemde ticaret yaşamına girmem gerekti. Bir işi yaparken başarılı olmak istiyorsanız o işe yoğunlaşmanız gerekiyor. Bu nedenle resimden uzak kaldım. Şimdilerde ise sadece resim var. Bu noktadan sonra maddi hırslarım yok.”

-Türkiye’de sanatçı olmak zor mu?
“Zor. Bu işi yapıp bundan para kazanmak zor. Sanatçı eserini satmak için kişiliğinden ödün veriyor. Ama ben yaptığım resimleri satmıyorum. Bu bu duruma karşı bir tavır. İleriki yıllarda yaptığım resimlerimi bir müzeye bağışlamayı düşünüyorum. Böylece eserlerim halkla kucaklaşacak.”

-Eserlerinizde hayvan ve doğa sevgisi dikkat çekiyor. Sizce sanat eseri neyi ifade etmeli?
“Bazı sanatçı kişisel ideolojisini, bazı sanatçı duygusal durumunu eserine yansıtır. Benim kişisel fikrim resimde güzellikleri, umudu yansıtmalı. Zaman zaman bende karamsar resimler yaptım. Eser bitip de duvara astığımda bende olumlu duygular uyandırmadığını gördüm. O dönemden beri çevremdeki güzellikleri yansıtan, sıcak ve pozitif eserler yapmaya başladım. Resimde konular aslında bellidir. Önemli olan ise sanatçının yorumu ve sanatçının o konuya kattıklarıdır. Resimde renkler ve çizgiler konuyu anlatır.”

Fabrikam ile atölyem yanyana
-Sergide kaç eseriniz var?

“Sergiye 31 eserim ile katılıyorum. Son yıllarda fabrikanın yanında kendime kurduğum atölyemde yaptığım resimler. İzmirli sanatseverlerden de beğeni alacağını düşünüyorum. 22 Şubat’a kadar sergi gezilebilecek, sanatseverleri bekliyorum.”

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen