KAVİM KARDAŞ NERDESİN?

Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşad Salihi

…………………………………….

 

Ganire Paşayeva;

Kıymetli Dostlar;

Biraz önce Irak Türkmen Cephesi Başkanı ve milletvekili kardeşimiz Erşat Salihî ile bir telefon görüşmesi yaptım.

Sesi öyle hüzünlü, öyle kederliydi ki… Onun sesindeki feryat, sanki yüzyıllar öncesinden geliyordu ve asırlardır bitmeyen bir çığlıktı. Söylediklerini dinlediğimde bir kardeş yarasının, yüreğimin ta derinliklerinde kanadığını hissettim.

Erşat Salihî, terör örgütü IŞİD tarafından, Iraklı Türkmen kardeşlerimizin yaşadığı, Kerkük’e bağlı Tazehurmatu kasabasına “hardal gazı” ve “klor gazı” içeren uzun namlulu roketlerle saldırıldığını ve kasabaya, yaklaşık elli roketin isabet ettiğini, bunun sonucunda yaşanan büyük felaketi anlattı.

Erşat Salihî’nin bildirdiğine göre bu saldırıdan birkaç saat sonra, kasaba halkı pis kokular hissetmeye başlamış ve hastanelere koşmuşlar. Doktorlardan ve uzmanlardan oluşan bir heyet, olay yerinde incelemelerde bulunmuş, incelemeler sonucunda, bu saldırılarda “hardal ve klor” gazı içeren kimyasal silahlar kullanıldığını tespit ederek bu bulguları raporlaştırmış. Kimyasal silahlarla yapılan bu saldırılar neticesinde 2600 soydaşımız, kimyasal etkiye maruz kalarak yaralanmış; 3’ü çocuk, biri kadın olmak üzere 4 kardeşimiz şehit olmuş…

Değerli dostlar;

Irak Türkmenleri, bu kimyasal silahlarla yapılan saldırıyı, sağır dünyaya duyurmaya çalışsa da bunu başaramıyorlar. Adeta bir cehennem ortasında kalmış olan soydaşlarımız, feryatlarını ve garip seslerini ne Birleşmiş Milletler Teşkilatına ne de diğer Uluslararası Kuruluşlara duyurabiliyorlar. Maalesef kardeşlerimizin bu feryadını işiten ve onların adalet çağrılarına destek veren hiçbir uluslar arası kuruluş yok.

Bu acımasız terör saldırısından dolayı yaralıların bir kısmı yerel imkanlar ile tedavi edilirken, ağır kimyasal etkiye maruz kalan ağır yaralanan 15 soydaşımız, uçakla Türkiye’ye nakledilmiş.

Erşat Salihî, sesi biraz daha boğularak ve yaşlarını içine akıtarak:

“Ganire Hanım, biz Türkmen olduğumuz için, hür dünya bizin sesimize kulak asmıyor, uluslar arası teşkilatlar da bizi yok sayıyor, semsizi duyuramıyoruz,” diyor.

Telefonun diğer ucundaki keder dolu o ses, o kardeş feryadı yüreğimi dağladı. O kadar üzüldüm ki… Erşat Salihî’nin bu çığlığına, en azından katılmak gerektiğini, bir kardeş selamıyla bu feryadı bütün Türk yurtlarına, bütün dünyaya duyurmak gerektiğini düşündüm.

Ey kavim kardeş!

Irak’ta, bu acıları yaşayan, kasaplar elinde kurbanlık koyunlar gibi can veren bizim soydaşlarımızdır! Onların canı canımızdan, kanı kanımızdandır! Onlar bize, atalarımızın emanetidir!

Ey Türk Dünyası!

Ey dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan Türkler! Size sesleniyorum. Susmak vakti değildir! Irak’taki soydaşlarımıza karşı işlenen insanlık dışı bu cinayetleri ve kardeşlerimizin “hak” sesini bütün dünyaya duyurmak için çalışmalı; bulunduğumuz konuma göre elimizden geleni yapmalı, kardeşlerimize destek olmalı ve onların yanında olduğumuzu hissettirmeliyiz.

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen