Çeğen Tepesi’ndeki Yiğit: Enver Paşa

Metehan KAYGI

Bir Kurban Bayramı sabahıydı. Tarihler 4 Ağustos 1922’yi gösteriyordu. Her zamanki gibi erken kalkan Enver Paşa askerlerine toplanmalarını emreder.Onlarla bayramlaşacak ve harçlık dağıtacaktır. Ancak tam bu sırada uç nöbetçilerinden düşmanın hücuma başladığı haberi gelir. Aslında Moskof ordularının planı bellidir. Enver Paşa’yı ve birliğini bayram namazı kıldığı sırada pusuya düşürmek. Ancak cennetmekan Enver Paşa bu ihtimali düşünmüş olmalı ki askerleriyle birlikte bayram namazını ordugahın olduğu yerde değil,Belcivan bölgesi kumandanı Devletmend Bey’in karargahında kılmıştır. Yani ileri görüşlülüğü sayesinde ordusunun silahsız haldeyken ateş altında kalmasını önlemiştir.

Ama düşmanın saldırısını haber alınca durur mu hiç yiğit? Atına atladığı gibi koşar ve ateş hattını yara yara düşman siperlerine ilerler. Bu ani taarruz karşısında şaşkına dönen Rus ordusunun bir kısmı silahlarını bırakarak mevzilerini terk etmeye başlar. Paşa’nın bu yalınkılıç taaruzunu gören askerler de morallerini toplar ve düşman mevzilerine taarruza kalkar.

Tam bu sırada en önde ilerleyen o yiğit, kahpe bir mitralyöz mermisinin kalbine isabet etmesiyle peygamberlikten sonraki makamların en yücesine ulaşır ve şehadet şerbetini kana kana içer. Bu sırada bir gün önce bayram namazını kıldıkları Devletmend Bey’de yine bir mitralyöz mermisiyle şehadete erer.

Çatışmalar ertesi gün sona erer. Bizim askerlerimiz Devletmend Bey’in köyünde toplanırlar. Herkes Paşa’nın naaşının düşman eline geçtiğini düşünür ve bu düşünceyle kahrolur. Daha sonra Paşa’nın naaşının Payan Deresi’nde olduğu haberi alınır ve adı geçen bölgeye gidilir. Paşanın naaşı bayraklarla örtülür ve binlerce insanın katıldığı bir törenle namazı kılındıktan sonra bir pınarı gölgeleyen iri bir ceviz ağacının altına Devletmend Bey’le birlikte defnedilir.

Enver Paşa’nın cenaze namazındaki feryatlar tüm Türkistan coğrafyasını kaplar adeta. O artık sadece Türkistan coğrafyası için değil Tüm cihan Türklüğü için sembol isimlerden biri olmuştur.

Enver Paşa’nın idealleri yaşadığı dönemi aşmıştır. Onun idealleri yüzyılları aşarak günümüze gelmiş ve –Allah’ın izniyle-bundan sonraki kuşaklar için de gürül gürül çağlayan bir ırmak gibi olacaktır.

Geçtiğimiz son yüzyılda yaşadığımız büyük acılar,felaketler,toprak kayıpları Enver Paşa’nın fikirlerini haklı çıkarmıştır. Yüzyıllar boyunca dillerine,dinlerine,yaşayış biçimlerine karışmadığımız üstelik güvenliklerini sağladığımız topluluklar adeta şer şebekesi olmuş,hep birden kutlu vatanımızdan birer parça koparmaya uğraşmışlardır.

Ancak Enver Paşa bize öğretmiştir ki vatan sadece coğrafi sınırlarla çizilen yerlerden ibaret değildir. Vatan mefkure birliği etmiş,aynı sevdaya sevdalanmış,aynı davaya inanmış insanlardan meydana gelir. Bu yüzden nasıl ki İstanbul,Ankara bizim canımızdan bir parça ise Hive,Kaşgar,Doğu Türkistan da canımızdan bir parçadır.

Enver Paşa’nın yattığı yer nur,mekanı cennet olsun.Allah rahmetiyle muamele eylesin.Selam olsun o yiğit komutana,Türk sevdalısına….

Yazar
Metehan KAYGI

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen