Bilinç (Şuur)

Prof.Dr. Orhan ARSLAN

Bilinç; insanın kendisini, çevresini ve olup biteni üst düzeyde tanıma, algılama, kavrama, fark etme ve bilme yetisidir.

Bilinç farkındalıktır, bilinç, kişiyi kişi yapan şeydir.

“SORUMLULUK BİLİNCİ” OLARAK TAKVA

İnsan yeryüzü halifesidir ve çok özel üst düşey varlıktır. Durumuna uygun özel bir bilinç tarafından beslenmelidir ki, işte bu “sorumluluk bilincidir” (Takva).

Takva, iç içe geçmiş sınırsız bir tekâmül süreci olarak, “kâfiri imana, mümini ihsana, muhsini îkâna, mûkini irfâna” ulaştıran muhteşem bir sermayedir.

Sorumluluk bilincinin en küçüğü, varlığın en aşağı mertebesine karşı; zirvesi de, Yaratıcıya karşı sorumluluktur. Hesap günü inancı, böylesine zirve bir sorumluluk bilincinin, imana dönüşmüş hâlidir.

ALLAH BİLİNCİ: TEVHİD

Allah bilinci ilk olması gereken bilinçtir, hayatın paradigmasıdır;

“Biliyorum ki Allah’tan başka ilah yoktur (inanıyorum ki değil). “Kim Allah bilinciyle hareket ederse O, onun için bir kapı açar (Talak 65/2).”

FAALİYET BİLİNCİ…

Faaliyet; bilinçli yapılan harekettir.

Her fail bilinç sahibidir, zira bir hareketi “faaliyet” kılan onun bilinçli yapılmış olmasıdır. Hareket ile fiil arasındaki fark, bilinç farkıdır.

Nesneler hareket ederler; yalnızca özneler faaliyet yaparlar ve “fail” olurlar.

NASIL BİLİNÇLİ OLUNUR? ​

İnsanın bilinç sahibi olma sürecinin iki yüzü vardır: Biri fıtrata bakan yüzü ki, bu alt yapıdır. Diğeri terbiyeye bakan yüzü, bu da üst yapıdır.

Bilincin fıtrata bakan yüzünde, ben idrakine sahip bireyin akıl+irade+vicdan üçlüsünden oluşan doğal sermayesi yatar.

BİLİNÇ İNŞASINDA VAHİY

Bilincin terbiyeye bakan yüzünde ise, insanın eğitim ve öğretim süreçlerinin tümü yer alır. İnsan Allah tarafından “yeryüzünün halifesi” olarak atanmıştır. Vahiy tarafından eğitilmeli, vahyin terbiyesinden geçmelidir. Bunun olmazsa olmaz şartı vahyi anlamaktır. Vahiy anlamı olan bir hitaptır.

Allah abesle iştigal etmez. El Hakk olan Allah, her şeyi bihakkın yaratandır; anlamlı ve amaçlı.

Kur’an’ın bir anlamı vardır, çünkü bir amacı vardır. Kur’an’ı anlamak Murad-ı İlahiyi anlamaktır.

Tüm vahiyler muhatabında, bu bilinci inşa etmeyi amaçlar.

YENİ BİR TOPLUM İNŞASI…

Yeni toplum, yeni bir bilince sahip, Müslüman şahsiyetlerle oluşacaktır.

Şahsiyet fark edilen; silik, düz, sıradan olmayan kişi demektir.

Kişilikli bu bireyler, birlikte iş yapabilme yeteneğine sahiptir.  Yani, sıradan bir iş yapmak değil, “ben konumumdan” “biz konumuna” geçme bilinciyle iş yapmaktır.

Şahsiyetlerin sahip olduğu Tevhid bilinci, benliği ortadan kaldırır ve her şey biz olur.

KUR’AN BİLİNCİ

Anlamak, Kuran bilincinin temelidir. Furkan (farkında olan kitap), anlayan insanlar ister; Sonra da gereğini yapan…

“Bu kitap bana indiriliyor, şimdi indiriliyor, anlamalıyım, yaşamalıyım ve anlatmalıyım” heyecan ve mutluluğunu içinde yaşamaktır.

Ve insan en güzel zikri keşfeder: “Kuranla meşgul olmak…”

DUA BİLİNCİ

Dua bilinci, duanın anlaşılarak yapılmasıdır.

Mucib; Rabbimizin dua ile ilgili Esmasıdır. Kulunun duasına icabet eder, çağrısına karşılık, sorusuna cevap verir, imdadına yetişir

Dua bilinci:

– Samimi olmak,

– Allah’tan istediğinin farkında olarak, bütün varlığıyla isteme kesilmek,

– Ne istediğini bilmek,

– Elinden geleni yapmış olmaktır.

Mucip olan Allah’ın dualara icabet yasası; elinden geleni yapmak, bittim deyinceye kadar uğraşmaktır.

Kul Allah’tan ister, Allah da kuldan ister; Vahiy Allah’ın kuldan istedikleridir.

Bizi bilinç nimetiyle donatan Rabbimiz! Bizden istediklerini naçizane verebilme uğraşı içinde, Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz.

Hayırlı Cumalar diliyorum…

Ankara, 30 Aralık 2016

Yazar
Orhan ARSLAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen