Kültüre Dair Bazı Notlar

 
Mustafa Kadir ATASOY

 
Kültüre ilgi duyuyorsunuz. Açıp kültürle ilgili kaynak kitap okuyacaksınız. Bu kitaplar genelde şöyle başlar. Kültür Latince “colere”den türemiştir, ekip biçmekle ilgili bir anlamı vardır. “Agri cultura” ile bağı vardır. Efendim, Kluckhohn’a göre kültürün 164 tanımı vardır. Bu tanımları okuyup bir süre sonra usanacaksınız.

Arabistanlı Lawrence diye birisi var değil mi? Arkeolog ve casus… Ama Arabistanlı değil… Arabistanlı olmayan arkeoloğun casus olması gibi kültür de aslında başka bir şeydir.

Anlamı unutursak kültür inşa edemeyiz. Kara Fatma bir kadın kahramanımızın ismidir. Mahmut peygamberimizin bir ismidir, Neriman aslında nur-u imandan gelmektedir. Peki, bu isimlerle neden dalga geçiliyor?

Bazı şeyleri unutturuyorlar. “İşlerimiz Mehter gibi iki ileri, bir geri” diyerek Mehter’i aşağıladılar. Tanımlamadaki oyunu fark ettiniz mi? Zaten geri adım yok Mehter’de… Önemi şu, dünyanın en eski askeri bandosu ve bize ait… 18. Yüzyıl’dan itibaren Avusturyalılar, Prusyalılar, Ruslar ve Almanlar Mehteran bölüklerinden etkilenerek mızıka takımları kurdular. Mozart, Haydn, Beethoven’ın Mehter’den ilham alarak besteledikleri Türk marşları var. Batı orkestraları zili mehterden almıştır… Türkiye’de dünyanın en büyük on festivali arasına girecek etkinlik büyük bir Mehter festivali olabilir. Ama o adi bir şey gibi takdim ediliyor. Mehter gibi iki ileri, bir geri…

Parti programlarında kültür yok. Kültür yoksa sen nasıl muhafazakâr, sen nasıl milliyetçi, sen nasıl cumhuriyetçi olacaksın? Öyle bir ülke ki zengini otel açıyor, yabancı isim veriyor. Restoran açıyor içinde yerli bir ürün yok. Bakın İtalya’da ve Rusya’da döner yasaklanmaya başladı. Adamlar rekabet edemiyorlar.

İtalya Avrupa Birliği üyesi değil mi? Bu ayrımcılık değil mi? Hatırlarsanız Eskişehir’in Milli Eğitim Müdürü “çocuklar okula Süpermen, Spaydırmen çantasıyla değil Keloğlan, Nasreddin Hoca çantasıyla gelmeli” dediği için linç ediliyordu. Hâlbuki taklit etmeyecek, taklit ettireceksiniz.

TV’deki bir sokak röportajında “Kıbrıs nerede” sorusu soruluyor. Kimse Kıbrıs’ın nerede olduğunu bilmiyor. Çocuklarımıza Kıbrıs’ı, Bosna’yı, 1915 olaylarını çok iyi anlatmamız gerekiyor. Kültürümüzü anlatmamız, kültürümüzü aktarmamız gerekiyor. Anlatamazsak devletimizin ayakta kalması zorlaşır.

Eğitim ve kültürde başarısızsak hiçbir alanda başarılı sayılmayız. İkinci olarak dünyanın en iyi kültür şurasını yapsak da, en iyi politika belgesini üretsek de asıl mesele onu uygulayacak olanların kim olduğudur.

Bu uygulayıcı meselesi her ölçekte karşımıza çıkıyor. Öğretmen ve din adamlarımızın yurtdışı mülakatlarından edindiğimiz tecrübe, çocuklarımızı irşat edecek adamların büyük bir kısmının tarihimizi ve kültürümüzü tanımadığıdır. O halde hangi eğitim politikasını koyarsanız koyalım buna dair bir sorunumuzun olduğunu unutmayacağız.

Bizim eski medeniyetimiz dürüstlük medeniyetiydi. 19. Yüzyılda İstanbul’da yaşamış Fransız gezgin A. Brayer’in “Neuf annees â Constantinople” isimli eserinde İstanbul’da evlerin kapısının şöyle böyle kapatıldığı ve dükkânların çoğunlukla umumî ahlâka itimaden açık bırakıldığı ve her yıl en fazla beş-altı hırsızlık vakasının görüldüğünü anlatır. Yine eski insanımız için misafir Allah’ın emanetidir ve misafirin yedi hayır getirdiğine inanılır. Misafir için evlerin en güzel odası ayrılır, evdeki en iyi malzemeden yapılan en güzel yemek ikram edilir. Misafir bir odaya girdiği zaman herkes ayağa kalkar. Bu incelik ve üstün anlayış Osmanlı medeniyetiyle karşılaşan Batılıların da dikkatini çekmiştir. Luigi Ferdinando Marsigli Osmanlı devletinde hali vakti yerinde olan köylülerin etrafta misafir aradıklarını ve eğer bulacak olurlarsa evlerine davet ettiklerinden bahseder.

Belki kasabaya, köye dönmemiz gerekiyor. Oralarda hâlâ arifler var. Kastamonu’da tezgâhına “sarımsak alırsan lütfen parasını bırakıver” yazılı not bırakarak diğer işleriyle ilgilenen çiftçi Eşref Koca var. Orada bir yerde, dualara canı gönülden âmin diyen insanlar var.

Yazar
Mustafa Kadir ATASOY

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen