Unutulan Pozantı Kongresi

Ali Alper ÇETİN

Mustafa Kemal’in Erzurum ve Sivas Kongrelerini hepimiz biliriz. Fakat Pozantı Kongresi ve Nutku bilinmez. Pozantı Kongresini bilmemek, Erzurum ve Sivas Kongrelerini dilsiz, zayıf bırakmaktır. Görülüyor ki, Pozantı Kongresini tarihe tescil edemeyenlerin omuzlarına çöken Milli vebal, affedilmeyecek derecede ağırdır.

 

Unutmamak lazım ki; Mustafa Kemal’in Birinci Kongresi Erzurum, İkinci Kongresi Sivas, Üçüncü Kongresi de Pozantı Kongresidir.

 

Kurtuluş Savaşına, Milli mücadeleye yön veren kongreleri şöyle bir inceleyelim;

 

Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a Çıkışı (19 Mayıs 1919)

   C:\Users\alialpercetin\Desktop\UNUTULAN POZANTI KONRELERİ\Atatürk-Kapak.jpg

Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra Doğu Karadeniz’deki Rumlar, Rum Pontus Cemiyeti’nin yönetiminde Pontus devletini yeniden kurmak için çalışmaya başlamışlardı. Yöredeki Kuvayı Milliye birlikleri ise Rumların bu hareketlerine karşı çalışmalara girmişlerdi. İngiltere padişah Vahdettin’e bu bölgede çatışmaların durdurulması için baskıda bulundu. Padişah yöredeki karışıklıkların önlenmesi, Mondros Ateşkes antlaşmasına uygun olarak padişaha bağlı bir düzenin sağlanması için Mustafa Kemal’i 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirdi. Mustafa Kemal Paşa buna ilaveten Hükümet Komiserliği ve askeri makamlara emir verme yetkisini aldı ve 19 Mayıs 1919’da Samsuna çıktı.

İngilizler İstanbul hükümetine verdikleri raporda Samsun ve çevresinde Müslüman halkın Rumlara baskıda bulunduklarını ileri sürmüşlerdi. Mustafa Kemal yaptığı incelemelerde durumun İngilizlerin iddia ettiklerinin tam tersi olduğunu tespit etti, eldeki kuvvetlerden yararlanarak Samsun ve çevresindeki Rumların çalışmalarını önledi ve asayişi düzenledi. 

Havza Bildirisi (28 Mayıs 1919) 

Mustafa Kemal Paşa Samsun’dan Havzaya geçerek Yunanistan’ın Batı Anadolu’da yaptığı işgallere karşı milli bilinci uyandırmak için bildiri hazırladı. Havza Bildirisi telgrafla askeri yetkililere, idari amirlere ve müdafaa–i hukuk cemiyetlerine gönderildi.

Amasya Genelgesi  (22 Haziran 1919) 

Mustafa Kemal Paşa, Ali Fuat Paşa, Rauf Orbay, Refet Bele ve Kazım Karabekir ile haberleşti. Ali Fuat Paşa, Rauf Orbay ve Refet Bele ile Amasya’da buluştu. Amasya Genelgesi hazırlandı. Genelgeyi Kazım Karabekir ve Mersinli Cemal Paşalar gönderdikleri haberlerle benimsediklerini bildirdiler. Genelge, askeri ve sivil makamlara şifreli olarak gönderilmiştir. Amasya Genelgesi ile Mili Mücadele bir düşünce olmaktan çıkıp, eyleme dönüştürülmüştür.

Milli Mücadelenin Yerel Kongreleri:

14 Kasım 1918 tarihinde yapılan 1’inci Kars Milli İslam Şurası

30 Kasım 1918 tarihinde yapılan 2’inci Kars Milli İslam Şurası

17-18 Ocak 1919 tarihinde yapılan 3’üncü Kars Milli İslam Şurası

17-19 Mart 1919 tarihinde yapılan İzmir Müdafaa-i Hukuk–ı Osmaniye Cemiyeti Kongresi

28 Haziran-12 Temmuz 1919 tarihinde yapılan 1’inci Balıkesir Kongresi

26-30 Temmuz 1919 tarihinde yapılan 2’inci Balıkesir Kongresi

23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihinde yapılan Erzurum Kongresi

6-9 Ağustos 1919 tarihinde yapılan 1’inci Nazilli Kongresi

16-25 Ağustos 1919 tarihinde yapılan Alaşehir Kongresi

4-11 Eylül 1919 tarihinde yapılan Sivas Kongresi

16-22 Eylül 1919 tarihinde yapılan 3’üncü Balıkesir Kongresi

19-23 Eylül 1919 tarihinde yapılan 2’inci Nazilli Kongresi

16 Ekim 1919 tarihinde yapılan 1’inci Edirne Kongresi

19-21 Kasım 1919 tarihinde yapılan 4’üncü Balıkesir Kongresi

15 Ocak 1920 tarihinde yapılan 2’inci Edirne Kongresi

10-23 Mart 1920 tarihinde yapılan 5’inci Balıkesir Kongresi

31 Mart-2 Nisan 1920 tarihinde yapılan Lüleburgaz Kongresi

9-13 Mayıs 1920 tarihinde yapılan Büyük Edirne Kongresi

2 Ağustos 1920 tarihinde yapılan Afyonkarahisar Kongresi

Erzurum Kongresi ( 23 Temmuz-7 Ağustos 1919)

Erzurum Kongresi, 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum’da toplanan kongredir. 17 Haziran’da Vilâyât-ı Şarkiye Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti Erzurum Şubesi tarafından toplanan Erzurum Kongresi, Erzurum Umumî Kongresi veya Umumî Erzurum Kongresi olarak da anılmaktadır.

Kongreye çoğunluğu işgal altındaki 5 doğu ilimiz, Trabzon, Erzurum, Sivas, Bitlis ve Van’dan gelen 62 delege katılmış; 2 hafta süren kongrede alınan kararlar Kurtuluş Mücadelesinde izlenen çizgide önemli ölçüde belirleyici olmuştur.

C:\Users\alialpercetin\Desktop\UNUTULAN POZANTI KONRELERİ\Erzurum Kongresi Heyeti.jpg

Erzurum Kongresi heyeti

Kongreyi geçici başkan olarak Erzurum delegelerinden Hoca Raif Efendi açmış; yoklamanın ardından yapılan oylamada Mustafa Kemal Paşa kongre başkanlığına seçilmiştir.

Aslında Kongre görüşmelerinin 10 Temmuz’da başlaması öngörülmüş, delegelerin bir bölümünün anılan tarihte Erzurum’a gelememesinden dolayı ertelenerek, 23 Temmuz’da görüşmelere başlanılmıştır.

  • Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Ermeni tehlikesine karşı düzenledi.
  • Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez.
  • Her türlü yabancı işgaline ve müdahalesine millet birlikte karşı koyacaktır.
  • İstanbul Hükümeti vatanın bağımsızlığını sağlayamazsa bu amaçla geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümetin üyeleri Milli Kongre tarafından seçilecektir. Kongre toplantıda değilse seçim işini Temsil heyeti yapacaktır.
  • Milli kuvvetleri etkili, milli iradeyi egemen kılmak esastır.
  • Manda ve himaye kabul edilemez.
  • Azınlıklara ayrıcalıklar verilemez.
  • Meclis derhal toplanmalı.

Önemi:

1)Toplanış şekli bölgesel, alınan kararlar geneldir.

2) Mustafa Kemal Paşa başkanlığında 9 kişilik Temsil Heyeti kuruldu.

3) Vatanın bütünlüğü, bölünmezliği ilk defa vurgulandı. “Milli sınırlar” ifadesi ilk kez kullanılmıştır.

4) Manda ve himaye ilk kez reddedildi.

C:\Users\alialpercetin\Desktop\UNUTULAN POZANTI KONRELERİ\Kongre binası.jpgC:\Users\alialpercetin\Desktop\UNUTULAN POZANTI KONRELERİ\Erzurum Kongre binası.jpg

Erzurum Kongre Binası

Sivas Kongresi (4 -11 Eylül 1919)

Amasya Genelgesiyle toplanacağı duyurulan Sivas Kongresi, çağrılı olanların yarısı kadar bir delegeyle 4 Eylülde toplanmıştır. Tartışmalı oturumlardan sonra, başkanlığına Mustafa Kemal Paşa seçilmiştir.

Kongrenin en tartışmalı konusunu “manda” sorunu oluşturur. Kurtuluş Savaşı’nda önemli konumları olan birçok kişi manda savunuculuğunu yapmıştır. Mandacılık, kurtuluşa varan başka bir yol olarak sunulmuştur. Ülkenin farklı güçler tarafından parçalanması yerine tek bir devletin mandası altına girmesinin daha uygun olacağı savunulmuştur. Mandater devletin kim olacağı sorusuna verilen yanıt ise ABD’dir. Kongrede üç gün boyunca tartışılan Manda sorunu, Rauf Bey’in ABD senatosundan bir heyetin Türkiye’de inceleme yapmak üzere telgraf çekilerek çağrılmasını içeren önerisinin kabul edilmesiyle çözümlenmiştir.

C:\Users\alialpercetin\Desktop\UNUTULAN POZANTI KONRELERİ\Sivas Kongresi delegeleri-1.jpg

11 Eylül 1919’da çalışmalarını sona erdiren kongre, şu kararları almıştır:

  • Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla birleştirildi.
  • Erzurum Kongresi’nin kararları genelleştirilerek kabul edildi.
  • Bütün ülkeyi temsilen, başkanı Mustafa Kemal olan Temsil Heyeti oluşturuldu.
  • Ali Fuat Paşa, Umum Kuvayı Milliye Komutanlığına atandı.

Önemi:

1) Erzurum Kongresi kararları ulusa mal edildi.

2) Bölgesel mücadeleden ulusal mücadeleye geçiş sağlandı.

3) Temsil heyeti, TBMM’i açılana dek Bakanlar Kurulu işlevi gördü.

4) Misak-ı Milliye’ye kesin biçimi verildi.

Not: Kongre günlerinde ulusal mücadelenin ilk gazetesi olan İrade-i Milliye yayınlanarak halka bilgi verilmiştir.

C:\Users\alialpercetin\Desktop\UNUTULAN POZANTI KONRELERİ\Sivas Kongresi binası.jpg

Sivas Kongre Binası

I. ve II. Pozantı Kongresi

(5 Ağustos 1920) (8 Ekim 1920)

Mustafa Kemal Atatürk, Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan bir gün sonra 31 Ekim 1918’de Adana’ya gelerek Liman Von Sanders’ten Yıldırım Orduları Komutanlığı’nı devralmıştır.

Atatürk, 31 Ekim-10 Kasım 1918 tarihleri arasında Yıldırım Orduları Komutanı sıfatıyla Adana’dan Ahmet İzzet Paşa’ya gönderdiği telgraflarda kendisine izin verildiği takdirde düşmanı (İngiliz ve Fransız kuvvetleri) Anadolu’ya sokmayacağını bildirmiştir. Ancak Ahmet İzzet Paşa, İtilaf devletleriyle ateşkes antlaşması imzalandığını belirterek hiçbir şekilde düşmana karşılık verilmemesini istemiş; düşmana ateşle karşılık vermekten söz eden Atatürk’ü de görevinden alıp İstanbul’a çağırmıştır. Atatürk ise İstanbul’a gitmeden önce Adana’da ilk direniş hazırlıklarını yapmıştır. Silah arkadaşı Ali Fuat Paşa (Cebesoy) ile yaptığı “Adana Mülakatı” sonrasında “ilk direniş yuvaları” Adana’da kurulmuştur.


Sivas Kongresi’nden sonra Güney Anadolu Kuvayı Milliye teşkilatını Temsil Heyeti Başkanı sıfatıyla Atatürk organize etmeye başlamıştır. Bu doğrultuda öncelikle bölgedeki Kuvayı Milliye Teşkilatlarının başına subaylar göndermiştir.C:\Users\alialpercetin\Desktop\UNUTULAN POZANTI KONRELERİ\Atatürk Pozantı-1.jpg


Kılıç Ali (Üsteğmen Asaf), Yörük Selim (Yüzbaşı Salim), Kozanoğlu Doğan (Binbaşı Doğan), Aydınoğlu Tufan (Yüzbaşı Osman Nuri), Polat Paşa (Yüzbaşı Kamil), Tekelioğlu Sinan (Yüzbaşı Ratıp) adlarıyla Güney Cephesi’ne gönderilmiştir.



Nitekim Atatürk Nutuk’ta, “Maraş ve Antep’e Kılıç Ali Bey’i ve Kilikya mıntıkasına da Topçu Binbaşı Kemal ve Yüzbaşı Osman Tufan Beyleri göndererek ciddi teşkilat ve teşebbüsata geçtik.” demiştir.

Kurtuluş Savaşı Tarihi yazımındaki en büyük eksiklerden biri, 1918-1922 yılları arasında Anadolu’da düzenlenen “ulusal” ve “yerel” kongrelerin tam olarak anlatılmamasıdır. Örneğin, Erzurum, Sivas, Balıkesir ve Alaşehir Kongreleri dışında Anadolu’da düzenlenen birçok kongreden ya hiç bahsedilmez, ya da birkaç cümleyle geçiştirilir. Söz edilmeyen bu kongrelerden özellikle Sivas İttihad-ı İslam Kongresi ve Pozantı Kongreleri çok önemlidir. Ulu Önder Atatürk’te bu kongrelerle özel olarak ilgilenmiştir.

Atatürk, Sivas Kongresi’nden başlamak üzere, Güney Anadolu’nun düşman işgalinden kurtarılması maksadıyla Çukurova, Maraş, Antep, Hatay ve Urfa’da Kuvayı Milli Teşkilatlarını kurmak üzere, emrindeki subayları bölgede görevlendirdi. Bu milli teşkilatlanmaya ilaveten, stratejik ve siyasi girişim olarak, bölgede “doğrudan” etkili olacak Pozantı Kongresi’nin

hazırlık talimatını verdi.

Atatürk’ün Güney Anadolu’nun kurtarılmasında “doğrudan” etkili olduğunun en açık kanıtlarından biri I. Pozantı Kongresi’dir.

5 Ağustos 1920’de Mustafa Kemal, yanında Millî Müdafaa Vekili Fevzi Paşa (Çakmak) ve heyeti ile birlikte Pozantı’ya geldi. Pozantı’ya gelenler arasında Ankara, Sivas ve Kayseri milli heyetlerin temsilcileri de vardır. Pozantı, etrafı haşmetli dağlar, ormanlarla çevrilmiş bir çukurdu, o zaman küçük bir bucak merkeziydi. Bucak Müdürü, gene bir Kuva-yı Milliyeci olan Hulûsi (Akdağ) Beydi. Bir elinde silâh, diğer elinde Nahiye’nin mührüyle tam bir Kuva-yı Milliye devri idarecisi. Çizmeli, kalpaklı, kamalı, bıçaklı bir çeteci idareci…

C:\Users\alialpercetin\Desktop\UNUTULAN POZANTI KONRELERİ\I. Pozantı Kongresi.jpg

Mustafa Kemal Paşa Pozantı’da


Toplantı veya kongreye; Kayseri’den, Niğde’den, Bor’dan çağrılan delegelerden başka, bütün güney cephelerinden temsilciler davet edilir. Konya-Ulukışla yoluyla Pozantı’ya gelen Mustafa Kemal’i istasyonda, ovalardan göçen, dağlardan inen halk yığınlarıyla millî savaşçılar karşılarlar. Tekbirler, dualar, tehliller Toros boğazlarını inletir.


5 Ağustos 1920 tarihinde Pozantı’da Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında I. Pozantı Kongresi yapıldı. Pozantı Kongresi, Mustafa Kemal’in Meclis Başkanı sıfatıyla katıldığı ilk ve tek kongredir. TBMM’nin var olduğu bir dönemde gerçekleştirilen bu kongrede,  Pozantı, Adana’nın vilayet merkezi ilan edildi, aynı zamanda vali ve mülki amirleri de seçimle işbaşına getirildi. Böylelikle, ulusa ve dünyaya bölge halkının mukadderatına doğrudan sahip çıktığı duyuruluyordu. Karaisalı’da bulunan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkezinin Pozantı’ya alınması Karaisalıları kızdırmışsa da bu kararın neticesi hayırlı oluştur. Bundan sonra seçimle yönetime gelen idareciler, Ankara Hükümeti tarafından onaylanmıştır. Bölgedeki ilk “direniş yuvaları” oluşturulmuştur.

 

 C:\Users\alialpercetin\Desktop\UNUTULAN POZANTI KONRELERİ\Fevzi Çakmak paşa.jpg

Atatürk Pozantı’ya gelişini şöyle anlatmıştır:


“Güneydeki Adana cephesinde bulunan arkadaşların karargâhı Pozantı’dır. Biz de oraya gittik. Yalnız orada bulunan çeşitli Müdafaa-i Hukuk Heyetleri ki onları da Pozantı’ya davet ettik ve orada milli görevle ilgilenen kişileri davet ettik. İleri gelenlerle, askeri ve siyasi durum hakkında görüşmeler yaptık…”

Fevzi Paşa (Çakmak)

  1. Oturumda ise daha çok Pozantı’nın “vilayet merkezi olması” konusu tartışılmıştır. Bu oturumda delegeler  Atatürk’e, Pozantı’nın “müstakil bir liva haline getirilmesi” önerisinde bulunmuşlardır. Bu öneriye Atatürk şu teklifle karşılık vermiştir:


“Güzel Adana şimdi işgal altındadır. Biz burada yeniden bir vilayet teşkilatı kuralım. Bu suretle Adana’yı burada milli bir hareket merkezi ve vilayet teşkilatı olarak vücuda getirmiş oluruz. Böylece bütün kaza ve nahiyeleri de buradan, bir elden idare etmek imkân dâhiline girer. Bu düşman için daha büyük endişeler hâsıl olur.”

 C:\Users\alialpercetin\Desktop\UNUTULAN POZANTI KONRELERİ\Ali Fuat Paşa (Cebesoy).jpg

Atatürk böylece bölgeye, bölgeyi bilmeyen birinin vali olarak atanmasını da önlemek istemiştir. Atatürk’ün isteğiyle 12 kişilik bir heyet oluşturulmuş ve İsmail Safa Bey vali seçilmiştir. Hemen göreve başlayan İsmail Safa Bey Pozantı mülki erkânını belirleyip listeyi kongre başkanı Atatürk’e sunmuştur. Atatürk’ün okuduğu 12 kişilik liste kabul edilmiş ve Adana vilayet teşkilatı Pozantı’da kurulmuştur. Böylece Pozantı Adana’nın merkezi olmuş ve Güneydeki milli direniş hareketi buradan organize edilmiştir.

Ali Fuat Paşa (Cebesoy)

İşte Atatürk’ün Güney Anadolu’nun kurtarılmasında “doğrudan” etkili olduğunun en açık kanıtlarından biri I. Pozantı Kongresi’dir.

8 Ekim 1920’de de II. Pozantı Kongresi toplanmıştır. Atatürk’ün katılımı ve başkanlığıyla gerçekleşen I. Pozantı Kongresi, Fransızları ve Ermenileri moralman çökertmiştir. Atatürk’ün, Fransızların bulundukları cephelerin en uç noktasına kadar sokulması ve buradaki milli kuvvetleri denetlemesi, emirler vermesi ve üstelik burada bir de kongre düzenlemesi Fransızları Süleyman Hatipoğlu’nun deyimiyle “çileden çıkarmıştır.”

Atatürk, Pozantı dönüşü TBMM’de yapılan Gizli Oturumda şunları söylemiştir:


“Şimdilik Pozantı’yı Adana’ya merkez olmak üzere kurmaya lüzum gördüm. Mersin livası oluştu. (…) Karaisalı kazası diye halk kendi kendine idare etmeye başlamıştır. Mersin ve Tarsus kazalarını doğrudan doğruya merkezi vilayetle irtibatlandırdık ve oralarda vekâleten görev yapmakta olan kişileri vekil olmak üzere tayin ettik ve hükümet için gereken tedbirleri aldık ve onlarda derhal göreve başladılar.”

Mustafa Kemal Pozantı Nutkunda ise şöyle seslenir:

“Bütün Millet Meclisi namına cepheleri ziyaret ederek, Meclis’in muhabbetli teşekkürlerini muhterem mücahitlerimize tebliğe memur olan heyetimiz; mücahit orduların öncüsü, bütün İslâm âleminin iftihar vesilesi ve gözünün nuru olan Adana vilâyeti halkı ile temasa gelmiş olmaktan pek büyük haz duymaktadır.


“Adana’nın muhterem Müslümanları! Peygamber’in esaret tanıma yan bir dindar ümmetinin cihad ordularına öncü olmak şerefiyle bahtiyar olan siz aziz Adanalı dindaşlarımız! Adana İslâmları, bütün Anadolu için vatanseverlik timsali oldu.


“Şeref ve istiklâl davasında faydalanacağımız muvaffakıyet vasıtalarının kaynağı yalnız Anadolu değildir. Avrupa’nın bin türlü zulüm ve gadrine uğramak suretiyle her türlü esaret duygularının ıstıraplarını çekmiş olan Mısır’da, Hindistanda, Rusya’da, Afrika’da Müslüman kardeşlerimiz gözlerini, Allah’ın merhametine ve tecavüzlerini Peygamber’in kabrine kadar uzatmış olan düşmanlarımızın kahrına çevirmiş olarak bize maddî, manevî yardımlara karar vermiş bulunuyorlar. Fazla olarak Rusya’da insanî ve ulvî gayeler etrafında toplanmış olan ve her millet hukukuna riayet etmeyi esas olarak kabul eden ve günden güne genişleyerek, zulüm ve tagallüp âlemini yıkmakta olan muazzam kuvvet, bize azamî muavenette bulunulmasını vaat etmişlerdir.”

C:\Users\alialpercetin\Desktop\UNUTULAN POZANTI KONRELERİ\Mustafa Kemal Adana'da.jpg

Mustafa Kemal, Pozantı Nutkunda şöyle devam eder:


“Hakikî kuvvetini Allah’ın yardımından alan, istiklâl ve şerefini korumak uğrundaki azamî fedakârlık duygularını şanlı ve şerefli atalarımızdan miras edinen milletimizin yakın bir zamanda her türlü mânâsıyla, dinî ve millî tarihine şanlısayfalar ilave edeceğine şüphe yoktur.

“Allah’ın yardımının yüksek tecellilerine mazhar olmamızı dua ve niyaz ederek cümlenize gerek Büyük Millet Meclisi, gerek bütün İslam âlemi namına teşekkürlerimizi arz ederiz, muhterem gaziler…”[1]

C:\Users\alialpercetin\Desktop\UNUTULAN POZANTI KONRELERİ\Pozantı-2.jpgC:\Users\alialpercetin\Desktop\UNUTULAN POZANTI KONRELERİ\Pozantı-1.jpg

Pozantı ve Pozantı Şehir Merkezi

Pozantı Kongresinin Önemi:

  1. Karaisalı’da bulunan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkezi Pozantı’ya taşınarak yapılan seçimde Ahmet Remzi (Yüreğir) başkan seçilmiştir.
    2. 41. Tümen Pozantı’ya yerleştirilmiştir.
    3. Milli kuvvetlerin ihtiyacı olan silah ve cephaneyi sağlamak için Kelebek’te bir depo yapılmıştır.
    4. 41. Tümen Komutanı Sinan Tekelioğlu askere alımlarla milli kuvvetleri güçlendirmiştir.
    5. Çukurova’daki Kuvayı Milliyeciler Pozantı’dan kontrol edilmiştir.
    6. Kelebek’te bir dispanser yapılmıştır.
    7. Pozantı’dan cephelere telefon bağlantısı kurularak bölgedeki milli hareket güçlendirilmiştir.
    8. Cephe gerisini kontrol etmek için Pozantı İstiklal Mahkemesi kurulmuştur.
    9. Pozantı’da bir haber alma teşkilatı kurularak başına Ahmet Remzi Bey getirilmiştir.
    10. Bir süre sonra Atatürk Pozantı’ya arkadaşı Mehmet Nuri Bey’i Adana Valisi ve 41. Tümen Komutanı olarak göndermiş, böylece Çukurova’daki sivil ve askeri teşkilatı tek çatı altında birleştirip bölgedeki milli hareketi TBMM’nin kontrolü altına alarak organize etmiştir.

31 Ekim-10 Kasım 1918 tarihleri arasında Yıldırım Orduları Komutanı sıfatıyla Adana’daki faaliyetleriyle, Ali Fuat’ın deyimiyle, “bölgedeki ilk direniş yuvalarını” kuran Atatürk, 19 Mayıs’ta Anadolu’ya geçtikten sonra da Adana ve civarıyla ilgilenmeye devam etmiş, bölgedeki direniş hareketini bizzat takip edip yönlendirmiş, özellikle I. Pozantı Kongresi’ne katılarak Çukurova’nın kurtuluşu için yapılması gerekenleri bölgenin ileri gelenleriyle konuşmuş, bölgeye silah ve cephane yardımı yapmış ve dahası Pozantı’yı Güney’deki milli direnişin merkezi haline getirmiştir.C:\Users\alialpercetin\Desktop\UNUTULAN POZANTI KONRELERİ\Ahmet Remzi Yüreğir.jpg


“Güney’de Fransızlara karşı kazanılan zaferde Atatürk’ün etkisi yoktur” diyen Cumhuriyet Tarihi yalancılarına ithaf olunur!…

Atatürk’ün, ne 1918’de Adana’dan İstanbul’a gönderdiği “İngiliz karşıtı” telgraflarını (raporlarını), ne Adana’da yaptığı direniş toplantılarını, ne Kuvayı Milliye’nin oluşumundaki katkılarını, ne Pozantı Kongrelerine katıldığını ne de Güney direnişini örgütlediğini bu Cumhuriyet tarihi yalancılarının kitaplarında göremezsiniz!…

Sonuç:

Mustafa Kemal’in Erzurum ve Sivas Kongrelerini hepimiz biliriz. Fakat Pozantı Kongresi ve Nutku bilinmez. Pozantı Kongresini bilmemek, Erzurum ve Sivas Kongrelerini dilsiz, zayıf bırakmaktır. Görülüyor ki, Pozantı Kongresini tarihe tescil edemeyenlerin omuzlarına çöken Milli vebal, affedilmeyecek derecede ağırdır. Pozantı Kongresi Mustafa Kemal’in Meclis Başkanı olarak katıldığı ilk ve tek kongredir.

Erzurum ve Sivas Kongreleri birer fikirdi. Pozantı Kongresi ise Milli Mücadelenin cihadıdır, cidalidir, savaşıdır. Fakat Mili Mücadeleye zafer gücünü veren, zafer tacını giydiren Pozantı Kongresi hep meçhul bırakıldı, unutuldu. Bu gafletten Mustafa Kemal’in de üzgün olduğunu bildiğimiz gibi, bunu bilmemek her Türk çocuğu için talihsizlik olduğu kuşkusuzdur.

Şunu unutmamak lazımdır ki; Mustafa Kemal’in başkanlığında toplanan birinci kongre Erzurum, ikinci kongre Sivas, üçüncü kongre de Pozantı kongresidir. 

Milli Mücadele tarihine ışık tutalım. Pozantı Kongresini arşivlerin tozlu raflarında çıkarıp, gaflet örtüsünü yırtalım. Yoksa milli tarihimize karşı olan vazifemizi ihmal etmiş oluruz. Diğer taraftan Fransızları Ankara Antlaşmasına getiren, düşmanı Adana topraklarından uzaklaştıran Mustafa Kemal’in Pozantı Kongresinin önemi mutlaka bilinmelidir. Ankara Antlaşmasından 1,5 ay sonra 5 Aralık 1921’de Mustafa Kemal’in yayımladığı Beyannamenin idrakinde olmalıyız.

[1] Bu Nutuk’un metni, Atatürk’ün, “Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü” tarafından neşredilen 3 ciltlik söylev ve demeçleri arasında yoktur. Bu sebeple elde resmi bir metin mevcut değildir. Yalnız şahıslar elinde bazı metinler olduğu anlaşılmaktadır.
Yusuf Ayhan’ın, Pozantı Kongresi hatıraları olarak: 2 Ocak 1963’te Adalet gazetesinde çıkan yazılarından alınmıştır.

KAYNAKLAR

1) Ayhan Yusuf, Mustafa Kemal’in Pozantı Kongresi ve Adana’nın Kurtuluşu – (1963)

2) Meydan Sinan, “Bütün Dünya”, Nisan 2015

3) Aydemir, Şevket Süreyya: [1964] 2006. Tek Adam: Mustafa Kemal, 1919-1922 Cilt II. İstanbul: Remzi Kitabevi. 175-176.

4) Meydan Sinan: Cumhuriyet Tarihi Yalanları, Yoksa siz de mi kandırıldınız? İnkılap Kitabevi, 2017-03, İstanbul.

5) Meydan Sinan: Atatürk’ün Unutulan Pozantı Kongresi ve Adana Merkezli Güney Direnişi.

“Bütün Dünya”, Nisan 2015, www.guncelmeydan.com/pano

6) Çetin Ali Alper, Pozantı Kongresinin Gaflet Örtüsü 90. Yılında Yırtılıyor. cukurovader.org.tr

Yazar
Ali Alper ÇETİN

1955 yılında Ceyhan’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ceyhan’da tamamladı. 1980 yılında Çukurova Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Makina bölümünü başarı ile bitirerek Makina Mühendisi unvanını aldı. Devlet Lisan Okulu İngiliz... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen