KUR’AN BU… KUR’AN NEDİR?


 

Prof.Dr. Orhan ARSLAN

Kur’an son vahiydir. Evrenseldir. Korunmuştur; eşi ve benzeri yazılamaz. Sorumlular için kurtuluşun kaynağı ve doğru yolun rehberidir. Hakikatin tâ kendisidir. Doğruyu yanlıştan ayıran Furkan’dır.

Kur’an; anlayarak okunan demektir. Ruh’dur, hayat veren Nur’dur. Derin düşünülmek üzere gelen bir müjdedir. Rahmet ve şifadır. İnsanları zora sokmak için gelmemiştir. 23 yılda eşkıya toplumundan sahabe toplumu inşa etmiştir.

İnsanların rahat anlaması için kolaylaştırılmıştır. İnsandan başka hiçbir varlığın taşıyamayacağı ağır bir emanettir.

 

KUR’AN’IN ÖNEMİ

Allah’a yemin ederim ki, Kur’an’dan daha üstün bir zenginlik olmadığı gibi, ondan mahrum olmaktan daha büyük fakirlik yoktur.

Bütün kitaplar, bir tek kitabın daha iyi anlaşılması için okunur.

Hafızamızdaki Kur’an değil, hayatımızdaki Kur’an bizim için kurtarıcıdır.

“Ben Kur’an’ı okudum Müslüman oldum. İlk önce Müslümanları tanısaydım asla Müslüman olmazdım (Yusuf İslam).”

“Din, ne onun ne bunun, ne de şunun dediğidir. Kur’an’dan konuştuğun kadar doğrusun, Kur’an’a uyduğun kadar Müslümansın (Muhammed İkbal).”

“İnsan, Allah’ı tanıdığı kadar insandır (Fatih Sultan Mehmet).”

Bir insan Kur’an’ı tanısın da neşesiz ve ümitsiz olsun.

 

KUR’AN ÜSTÜNLÜK, GÜÇ VE ŞEREF’İN KAYNAĞIDIR

“Her kim şan ve şeref istiyorsa, bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah’a aittir (Fatır 35:10).”

“Kuşkusuz bu Kur’an, senin ve kavmin için bir şeref ve itibar kaynağıdır, zamanı gelince hepiniz ondan hesaba çekileceksiniz (Zuhruf 43:44).”

Kur’an çağdaş olmaktır. Kur’an modern olmaktır. Kur’an’lı olmak insan olmaktır; çünkü Kur’an dünyadaki bütün insani değerlerin toplamıdır.

 

KUR’AN ANLAŞILMADAN OKUNUYOR…

Maalesef günümüzde okuyan okuduğunu anlamıyor, dinleyen dinlediğini anlamıyor. Geriye ne kalıyor? Hafızın sesi güzel mi? Makamı tutturdu mu? Nefesi uzun mu?

“Kur’an’ı kaç kez hatmettim” diye övünenlere bir soru: “Ne anladın?”

MÜSLÜMAN, KİTABINI OKUMUYOR…

Okumadığı bir kitaba iman eden Müslüman, güdülmeye mahkûm olduğu için, tam da tarikatçıların istediği mümin tiplemesidir.

Rabbim kuluna “Oku” dedi. Kul duvarına süs eyledi.

Rabbim kulu ile konuştu. Kul ise, duvarda asılı unuttu.

Doktorun dediğine inanmayıp prospektüsü okuyorsun ama hocanın dediğine inanıp Kitabı okumuyorsun. Garipsin İnsanoğlu…

Hangi kitaba inanıyorsun? Kur’an’a. Okudun mu? Hayır. Peki, insan okumadığı ve anlamadığı bir kitaba nasıl inanır?

KUR’AN ANLAŞILIRSA…

Herkes Kur’an’ı anlayarak okusa, din adamları dünya malına tamah etmez, lüks makam aracına binmez, şeyh, tarikat filan da kalmaz. Arapçada ısrar bu yüzden.

Kur’an’ı anlamaya başladığınızda, artık sizi kimse din konusunda aldatamaz.

Kur’an anlaşılırsa hırsızlık ve soygun kalmaz, adaletsizlik biter, ehliyet, liyakat, meşveret ve merhamet geri gelir.

KUR’AN KURSLARI

Kur’an kurslarında Kur’an’ın ne dediğini değil de, Arapça harflerin nasıl okunduğunu öğrenmeye devam ettiğimiz sürece, kimse gelişmiş, erdemli ve ahlaklı bir toplum beklemesin. Bizim en hayırlımız Arap alfabesini sökenler olmayacak (Ali Şeriati).

Kur’an hayat kitabıdır, sevap makinası değil.

KURAN OKUMAYI KOLAYLAŞTIRIN, ÖZENDİRİN

Kur’an’ı saklamayın, dolap üstlerin, yorgan aralarına sıkıştırmayın, araba aynaların asmayın. Okuyun, anlayın ve yaşayın.

Kur’an’ı çocuklarınızın erişebileceği yerlere koyun. Korkmayın, Kur’an bozmaz ve bozulmaz.

KUR’AN’DA YERİ VAR MI?

Her konuda bu soruyu sorun ve Kur’an’a bakın. “Başkaları ne der” demeden önce, “Allah ne der” deyin.

Yanınızda Kur’an taşıyın. Kur’an’la hep ilişkide olun.

Kur’an’larınızı eskitin.

KURAN ANLAŞILMAZ MI?

Kur’an’ı anlayamazmışız! Neden? Çünkü anlamak için Arapça, Hadis, Fıkıh gibi ilimler bilmeliymişiz. Ne yani, Allah ne demek istediğin kuluna açık açık anlatamamış mı (Hâşâ)?

Kendisini apaçık olarak tanıtan bir kitap için, “Sen Onu anlayamazsın” demek, o kitabın yazarına iyi anlatamamışsın demenin kibarcasıdır (Hâşâ).

“O size Kitabı Tam Detaylı olarak indirmişken, ben Allah’tan başka kanun koyucu mu arayayım? (Enam 8:114).”

Ümmet olarak Kur’an’ı öpüp alnımıza koyduktan sonra, anlamını öğrenip kalbimize koysaydık bu halde olmazdık.

PEYGAMBERİ ANLAMAK

Peygamber vahyi kaynağından alandır (Nebi), eksiksiz iletendir (Resul), Kur’an’ı doğru yaşayarak, muhteşem ahlakıyla güzel örnek olandır (Usve Hasene).

Peygamberi doğru anlamının yolu, Kur’an’a yönelmekten geçer.

Gittiğin yol Kur’an değilse, “Peygamberin izindeyim” deme. O’nun yolu Kur’an’dı.

Peygamberi Kur’an’da arayın, Kur’an’ı Peygamberde. O; vahyi okunan Peygamber, kendisi yürüyen Kur’an’dı.

KAYNAK BİR OLMADAN ÜMMET BİR OLMAZ

(Ey din adına konuşanlar!): Siz mi daha iyi bilirsiniz, Allah mı? (Bakara 2:140).”

“Biz kitabı sana, her şeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik (Nahl 89).”

“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin (Ali İmran 3:103).”

İmanda Tevhid, ümmette vahdet: Tek çözüm Kur’an’da birleşmek. Kaynak bir olmadan ümmet bir olmaz.

Bize Kur’an’la tenezzül eden Rabbimiz. Bize Gök Sofrası ikram eden Rezzak’ımız. Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz.

Hayırlar diliyorum

Ankara, 29 Temmuz 2018

Yazar
Orhan ARSLAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen