Türk’ün Zafer Ayı; Ağustos

Dilek YILMAZ

Sevgili okuyucular, bu yazımızda Türk’ün zaferlerle dolu kutlu ayı Ağustos’ta meydana gelen, 26 Ağustos 1071 tarihli Malazgirt Zaferimiz ile başlayıp, 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muhaberesi ve 30 Ağustos Zafer Bayramından söz ettikten sonra Anadolu topraklarının dışına çıkacağız. Kardeş ülkelerimiz Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın 1991 Ağustos ayında elde ettikleri bağımsızlığa kısaca değineceğiz.

BARIŞIN GÜVERCİNİ SAVAŞIN KARTALI TÜRKLER

Dünya Türklüğünün tutsaklığa bir kez daha dur dediği zaferler ayıdır Ağustos. 26 Ağustos 1071 Anadolu tarihine Malazgirt Zaferi olarak geçmiştir. Şunu belirtmek gerekir ki; Malazgirt Türklerin Anadolu’ya ilk gelişleri değildir. Çeşitli Türk boyları sürekli olarak Anadolu’ya akınlar yapmaktaydı. Hatta İstanbul’u ilk kuşatanlar bir Türk boyu olan Avarlardır. Atalarımız Selçuklular da daha önce akınlar yaptıkları Anadolu’ya 1071’den sonra kitleler halinde yerleşmiş, Anadolu’yu yurt tutmuşlardır.

Doğu Roma imparatorluğunda Slavlar, Gürcüler, Ermeniler, Kürtler ve bunların dışında bir de Peçenek ve Uz Türkleri gibi birçok etnik halk bulunmakta idi. Tebaasındaki halklara karşı iyi bir tutum içinde olmayan Doğu Roma İmparatorluğu, Sultan Alparslan’ın kuşattığı yerlerdeki halka gösterdiği ‘‘nezaket’’ karşısında baştan kaybetmişti. Barışın güvercini savaşın kartalı Türkler, toprak fethetme konusunda olduğu gibi gönül fethetme konusunda da iyiydiler. Nitekim savaşın galibi Sultan Alparslan Romen Diyojen’i esir ettiğinde onu aşağılamamış ve affetmişti…

TURAN TAKTİĞİ

Savaş hazırlıkları tamamlanmıştı. Sultan Alparslan casuslar göndererek aynı soydan olduğu Peçenek ve Uz Türklerine haber ulaştırıp, Romalılara karşı savaşmalarını, kendilerine katılmalarını teklif etti. 70 bin kişilik Roma ordusunun karşısında 40 bin kişilik Türk ordusu vardı. Hilal biçiminde dizilen Selçuklu ordusu düşman üzerine hücum edip ilk vuruşları yaptıktan sonra yavaş yavaş geri çekilmeye başladı. Bu arada geriye doğru ok atabilen süvariler Romalılara kayıplar verdirdiler. Selçuklular geri çekilince bunu başarısızlık olarak gören Roma ordusu Selçukluların üzerine ilerlemeye başladılar. Bu sırada Peçenek ve Uz Türkleri daha önceden kararlaştırdıkları üzere Selçuklu saflarına geçtiler. Ermeniler de kendilerine öncelerden yapılan birtakım haksızlıklardan ötürü kin güttükleri Romalıların yanında daha fazla savaşmak istemeyip savaşı bıraktılar.

Roma ordusu kan kaybediyordu. Türkler kadar savaşma yeteneğine sahip olmayan diğer etnik halklar da kaçmanın yolunu arar oldular.  Rum ordusunda görülen kargaşa halinin aksine Turan (Hilal) Taktiği sayesinde Türkler birlikte hareket ederek düşmanı çepeçevre sarmıştı. Turan taktiği, Rum Prensesi tarihçi Anna Kommena tarafından şöyle ifade edilmiştir: ‘‘Öyle ki burgaçlı bir kasırga gibi sarıp, düşmanı darmadağın ederler.’’

Roma ordusu ağır kayıplar vererek yenilgiyi kabul etmek zorunda kaldı. 1071 yılından sonra özellikle ilk 20 yıl Anadolu’ya diğer Türk boylarından da sürekli göçler oldu ve Anadolu büyük ölçüde Türkleşti.

SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ, BÜYÜK TAARRUZ, BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ VE ZAFER BAYRAMI

Ruşen Eşref Ünaydın 7 Ağustos 1921’de Hakimiyet-i Milliye’de yayınlanan yazısında şöyle diyor: ‘‘…Bugün muharebe olan yerler, Osmanlı Devleti hayatına başlarken ilk emeklediğimiz topraklardır: Söğüt, Bursa, İznik, Domaniç, Eskişehir, hatta İzmir, altı yüz yıldır, tekfurlar yıkılalı, beylikler küçük mülklerini ilk sultanlarımıza hediye ettiğinden beri kan rengi ve barut dumanı nedir görmemiş, duymamış yerlerdi. Oralar her taarruzdan korunan Türk kucağı idi. Bugün buralar düşman elindedir’’

Sakarya Meydan Muharebesi Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası niteliğindedir. 23 Ağustos’ta vatanımızı işgal eden Yunanlılar taarruza geçmişlerdir. Türkler Yunanlıları ayaklarının altında çiğnemiş, Yunanlılar gerisin geriye kaçmak zorunda kalmışlardır. 13 Eylül’de Türk ordusunun zafer kazanmasıyla Yunanlılar savunmaya, Türkler taarruza geçmişlerdir.

NEYİMİZ VARSA HEPSİNİ, HER ŞEYİ 30 AĞUSTOS ZAFERİ’NE BORÇLUYUZ

26 Ağustos 1922’de Afyon’da başlatılan Büyük Taarruz ve 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da Yunanlılara karşı kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi gerçekten çok büyük zaferlerdir. Gazeteci, yazar ve milletvekili Falih Rıfkı Atay Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nden sonra; ‘‘Neyimiz varsa hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferi’ne borçluyuz’’ der.

AĞUSTOS AYININ KARDEŞ ÜLKELERİMİZ AÇISINDAN KISA BİR DEĞERLENDİRMESİ

Sovyetlerin dağılmasından sonra 30 Ağustos 1991’de Azerbaycan Bağımsızlık Beyannamesi’ni duyurmuş ve onu ilk tanıyan ülke Türkiye olmuştur. Beyannameden sonra 18 Ekim 1991’de Azerbaycan Cumhuriyeti adıyla bağımsız olmuştur.

30 Ağustos 1995 yılında Kazakistan Anayasası kabul edildi. Yeni Anayasa ile Kazakistan’da başkanlık sistemi kuruldu ve iki kanatlı parlamento oluşturuldu. Kazakistan Anayasası’nın birinci maddesinde; birey, bireyin hayatı, hukuku ve özgürlüğüne vurgu yapılmıştır. Her yıl 30 Ağustos Kazakistan Anayasa Günü olarak şenliklerle kutlanmaktadır.

31 Ağustos’ta Özbekistan Cumhuriyeti Kanunu kabul edilmiştir. Her yıl 1 Eylül’de Bağımsızlık Günü törenlerle kutlanmaktadır.

Yine 31 Ağustos Kırgızistan’ın da bağımsızlığını ilan ettiği gündür. Kırgız Türklerince her yıl bağımsızlık günü coşkuyla kutlanmaktadır.

TÜRK’ÜN ZAFER AYI TÜRK DÜNYASINA KUTLU OLSUN!

Yazar
Dilek YILMAZ

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen