Bazı İsimler Ne de Güzel

Açık Öğretim Sosyoloji 1. Sınıf 1. Dönem dersi olan Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar’ın 4. Ünitesi “Aile, Ataerkillik ve Toplumsal Cinsiyet” . Burada yazar kız ve erkek çocuklarına taktığımız isimlerin nasıl onlara toplumun beklentilerini, değerlerini taşıdığına değiniyor. Ve bir seri örnek veriyor;

Yaprak-Yılmaz

Duygu-Savaş

Sevgi-Hıncal

Gönül-Zeki

Kader-Yaman

Döndü-Hakan

Daha sonra “şiddetperest” erkeği ele alırken tekrar “Yaman” ismine dönüyor ve bu ismin içerdiği erkekle ilgili beklentilere değiniyor.  Bölüm geleneksel ataerkil toplumu kritik ederken esasında kendi içinde bulunduğu ideolojik-küreyi fena derecede gözden kaçırıyor gibi geliyor bana. Ama yazımın konusu bu değil. Yazımın konusu toplumumuzdaki erkek isimleri..

Yazar feminist teoriyi destekleyecek erkek isimlerini seçerken çok önemli bir şeyleri gözden kaçırıyor; kültürümüzde erkekleri şefkate, sükunete çağıran ne çok isim olduğu ve bu isimlerin benim bilebildiğim kadarıyla büyük çoğunluğunun dini bağlantılı oluşu;

Müşfik (evet bu bir erkek ismidir)

Halim 

Hilmi

Rıfkı (Yumuşaklık, mülayimlik, yumuşak başlılık, naziklik, tatlılık)

Rauf (çok şefkat ve merhamet gösteren, çok esirgeyen, kolaylık sağlayan anlamındadır)

Habib 

Rahman-Abdurrahman

Rahmi

Sabri

Vedat

 

Yani sadece Kartal, Aslan, Yıldırım, Yavuz vb. gibi “celali isimler” değil sevgi, şefkat, nezaket anlamlarıyla dolu bir dolu “cemali erkek ismimiz” var ve bunlar en ziyade din kökenli. Hatta bazıları Esma ül-Hüsna’dan.

Üstüne üstlük dinin bu desteği sadece isimlerde kalmıyor;

Ben gelmedim dava için

Benim işim sevgi için

Dostun evi gönüllerdir

Gönüller yapmaya geldim

şiiri dini bir figürden çıkıyor. Yine din kökenli aşk edebiyatı erkeklerin ellerinde zirvelerine taşınıyor. Din yeni yetişmekte olanlar için çok önemli olan sevgi, şefkat insanlarını “model alınacaklar repertuvarı” na sokuyor. .

Ülkemizde daha da ziyade dindar politikacıların göz yaşları süzülürken resimlerini gördüm. Sevgi şiirleri okuyuşlarını işittim.

Dövene elsiz gerek 
Sövene dilsiz gerek 
Sen derviş olamazsın.. 
Derviş gönülsüz gerek 

şiirleri dindarlardan geliyordu.. 

İdeolojik insanlar ideolojilerini desteklemeyen hadiseleri dikkate almama eğiliminde olabiliyorlar. (Bunun için Açık Öğretim Sosyoloji 1. Sınıf 1. Dönem Psikolojiye Giriş kitabının 4. Ünitesi olan Bilişsel Psikolojiden “Seçici Dikkat” bölümünü okumamız gerekiyor  🙂   ) 

Dediğim gibi amacım topyekün yazarı kritik değil. Zira o pek çok zaman yapılan takıntıyı yapmamış, eleştirisini sadece bizim toplumumuza yöneltmemiş, ataerkilliğin esasında modern toplumun en esaslı vasfı olduğunu ve ta eski Yunandan itibaren ki kadının dezavantajlı durumuna yazabilmiş. Kitabın başka yerlerinde övgülerle anılan Yunan felsefecilerinin bu konudaki “yerlerde sürünüşünü” yazabilmiş. 

Ama bu  bizim sahip olduğumuz zenginlikleri hatırlamamıza vesile olsun.. 

Yazar
İbrahim YILMAZ

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen