27 Mayıs Darbesi Demokrasimizin İlk Kırılma Noktası

Nuri GÜRGÜR[i]                                        

Bundan 59 yıl önce Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu; böylece on yıldır iktidarda olan Demokrat Parti iktidarı askeri darbeyle yıkılmış oldu. İlk gün radyolardan yapılan anonslarda hareketin hiçbir partiye ve zümreye karşı yapılmadığı, partiler arasında giderek tırmanan kamplaşmanın bir kardeş kavgasına yol açmasını önlemeye matuf olduğu belirtilse de bu çizgi tutturulamadı. Bayar ve Menderes başta olmak üzere iktidar kadrolarının tamamı tutuklandı, DP’li milyonlarca vatandaş hakarete varan ağır suçlamalarla karı karşıya kaldı.

Çünkü darbeyi yapan ve Milli Birlik Komitesi adını alan grup homojen değildi. Kendi içinde birbirine zıt görüş ve düşüncesi farklı amaçları bulunan insanlardan oluşuyordu.:

1) Ekrem Acuner, Fikret Kuytak gibi CHP yönetimiyle yakın temasta  olan, darbeyi İsmet İnönü’yü başa geçirmek maksadıyla yapanlar

2) Orhan Kabibay ve O. Erkanlı gibi ülkeyi kendilerinin en iyi yöneteceğine inananlar

3) Cemal Gürsel F. Özdilek ve Madanoğlu gibi kararsızlar

4) Alpaslan Türkeş Dündar Taşer, Numan Esin Muzaffer Özdağ Ahmet Er gibi aralarında Türk milliyetçiliği ekseninde uzun yıllar önce başlayan yakın dostluk ilişkisi bulunanlar.27 Mayıs sabahı Türkeş’in okuduğu bildiride belirtildiği gibi” kardeş kavgasını” önlemek amacıyla harekâta katılan

Türkeş’in liderliğindeki bu grup, Bayar, Menderes ile bazı bakan ve yöneticilerin belirli bir süre yurt dışına gönderilmelerini ve siyasi tutuklama yapılmamasını istiyorlardı Cemal Gürsel’i de ilk günlerde buna ikna etmişlerdi Dışişleri bakanlığına getirilen Selim Sarper’e  gerekli girişimleri yapması için talimat verilmişti. Ancak çoğu İstanbul Üniversitesi’nden Sıddık Sami Onar ve Hüseyin Nail Kubalı’nın başını çektiği onbeş kadar profesör devreye girdi; Gürsel ve Madanoğlu’nu devirdikleri iktidarın yöneticilerini yargılayıp mahkûm etmedikleri takdirde ileride kendilerinin yargılanacağına ikna ettiler Komite’nin çoğunluğu da bu görüşe katılınca Yüksek Adalet Divanı adıyla özel bir mahkeme kuruldu; Yassıada ‘da yargılama başladı.

Özel bir mahkeme kurulması hukuk sistemimize ve yargılama usul hükümlerine aykırıydı .Mahkeme başkanı yapılmak istenen dönemin Yargıtay başkanı, saygın hukukçu Recai Seçkin bu nedenle teklifi reddetti 

Salim Başol’un  başkan, A. Ömer Egesel’in başsavcı olduğu heyet, bir yıl kadar süren sözde yargılama sürecinde Türk hukuk tarihine  kara bir leke olarak geçen, temel adalet anlayışını yok sayan bağnaz bir tutum sergilediler. Hukukun evrensel ilkelerinden uzaklaşarak siyasallaştırıldığında nelere yol açılacağının, ne facialar yaşanacağının ibret verici bir örneğini sergilediler 

Sonuçta burdan onbeş siyasetçi için verilen idam kararlarından üçü MBK ‘nce onaylandı Devrik Başbakan Menderes ile Cumhuriyet döneminin en önemli dış antlaşmalarından biri olan , halen Kıbrıs’taki haklarımızın temelini oluşturan Londra-Zürih antlaşmasının  baş mimarı F.R.Zorlu ve dokuz yıllık maliye bakanlığı sırasında kursağıdan haram lokma geçmediği mahkemede sabit olan  Hasan  Polatkan idam edildiler Celal Bayar için de idam kararı verilmişti ama yaşı dolayisiyla infaz edilmedi

Aradan zaman geçip ortam normalleşince bu yapılanların ne kadar  vahim bir hata olduğu görüldü Bayar 103 yaşında vefat ettiğinde tabutunu generaller taşıdı İdam edildikleri İmralı’da defnedilen üç siyasetçi için Topkapı’da bir “anıt mezar” hazırlanarak devlet töreniyle buraya nakledildiler.

Bu hukuk faciasının müsebbipleri ise çok önceden kamu vicdanında mahkûm edilmişlerdi ve öyle anılıyorlar

27 Mayıs’tan altı ay kadar sonra 13 Kasım’da bir iç darbeyle Komite’den tasfiye edilip tur dışına gönderilen Türkeş, iki yol sonra avdet edip birlikte olduğu arkadaşlarıyla politikaya girdi O ‘nun “demokrasinin en kötü hali bile en mükemmel askeri darbeden çok daha iyidir”ifadesi, her zaman hatırlanması gereken ve doğruluğu yaşanılarak anlaşılan tarihi ve sosyolojik bir tesbittir

 

[i]Türk Ocakları Eski Genel Başkanı; Ankara Ticâret Odası Eski Meclis Başkanı, işadamı, yazar-mütefekkír

Yazar
Nuri GÜRGÜR

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen