Allah’ın Varlığını İspata Kalkışmak

Ömer AĞAÇLI

Din konusu yirmibirinci asrın, zamanın gündemindeki önemli konuları arasına girdi ve kamuoyunda yoğun tartışmalar yapılmaktadır. Benimgençlik yıllarımda dinin bu kadar yoğun konuşulduğunu hiç hatırlamıyorum.

Dinin yeniden ve yoğun olarak gündeme gelmesinin nedenleri üzerinde durmayacağım. Ancak son yıllarda din konusunda özellikle felsefe alanında olanlar Allah’ın varlığının isbat edilmesi üzerinde sık sık duruyorlar ve karşıda olanlar da kendilerince Allah’ın varlığını isbat etmeye kalkıştıklarını gördüm. 

Bu makalede “ Allah’ın varlığını isbat mümkün mü? “ diye bir soru sorarak bu soruya cevap vermeye çalışacağım. Ve bu konuda değerli bir felsefeci olan merhum NECATİ ÖNER’İN, FELSEFE YOLUNDA DÜŞÜNCELER adlı kitabından da yardım alarak bu konuyu açıklamaya çalışacağım.

Önce herkesin ağzında pelesenk olmuş isbat denilen şey nedir?. “ İsbat bir hakikati, onu bilmeyene, kesin bilgi derecesinde kabul ettirmektir. Bu işlem tamamen akıl alanında ceryan eder. İsbatı istenen önerme ile önceden doğruluğu isbat edilmiş veya doğruluğu kabul edilmiş önerme arasında akıl için zorunlu olan bağı kurmaktır.” (Necati Öner)

İsbat, akıl alanında ve tecrübe alanındadır. Tecrübe alanının verileri ise tamamen beşduyu alanındadır.

Oysa Allah beşduyu ile idrak edilemez, tecrübe alanına sokulamaz. Allah, alemlerden müstağni ve münezzeh olduğu için akıl üstü, mutlak varlıktır.

İnsan bir şeyi nasıl bilebilir? Denildiğinde onu akıl kapsamına alır, akıl kuvveti ile zapdeder ve bu yolla yaklaşarak bilebilir. Allah’ın yarattığı her şey akıl kapsamına alınarak bilinebilir. Bilgi denilen şey bundan ibarettir. Allah’ın zati hakikati, ne olduğu ise akıl kapsamına alınamaz. Ve zatı bilnemez. Yaratılmış olan hiç bir insan ne kadar yetkin olursa olsun, Allah’ın zatını bilemez. Tekrar edelim ki isbat, insanın bilgi alanına giren konular çerçevesinde olur.

Aşkın( müteal) olan varlık Allah, yarattıklarına asla benzemez. Onun varlığını tüm kutsal metinler üç kitabı okuyarak bilebiliriz derler. Bunlar, Kur’an, tabiat ve insandır. Bu üç kitap Onun varlığının delileridir, başka bir şey değildir. Varoluş, yani evren mutlak varlığın farklı biçimlede tezahürlerinin bir aynada yansıdığı gibi yansımalardan ibarettir. Varoluş tezahürler alanıdır. Varoluştaki farklı tezahürler farklı bilgi türlerinin kaynağını oluşturur. İnsan bu farklı tezahürleri tecrübe ederek hakikati göreceli olarak algılayabilir. Şu hususunda altının çizilmesi gerekir. İnsan hiç bir hakikati inşaa edemez. Hakikat insanın dışındadır. Hakikati bize söyleyen ve inşaa eden Allah’ın kendisidir. Bütün sorun insanın doğru düşünme sorunudur. İnsanın bilgi sorunu, krizi hakikate göre düşünememe  sorunudur.

Doğru düşünememe, insanın aklını doğru işletmemesindendir. Aklı sisli olanlar bu krizi yaşamak durumundadır. Kur’an Yunus Suresi 100 ayette bu noktaya şöyle vurgu yapmaktadır. “ Allah, aklını doğru işletmeyenlerin akıllları murdar olur.” Akıl herşeyden önce aprioridir. Akıli Allah katındandır. İlahi alemden bir nurdur. Bu alemden değildir. Akıl doğası gereği ilahi ilkelere göre işletilmezse insanın ayağını bile kaydırır. Leo Straoss : “ Modern insan dev bir kördür.” Demiştir. Aklını doğru işletemeyenler, aklın mahiyetini bilmeyenler taassup zindanına düşerler. Modern insan gerçekten taassubiyet karanlığına düşmüş durumdadır. İnsanın aklını doğru işletemediğinin farkında olmaması ne acıdır.

Münir Derman; inanç konusu olanları isbata yeltenme, inançların ispatı varlığından şüphe edilen meçhullerin aranması yoludur. Demiştir. Akıl gücünün yetmediği , idrak edemediği şeyleri inkar ederek kendini kandırır. Ama sağlam bir akıl Allah’ın varlığını kabul eder.

Öte yandan insanoğlunda aklileştirme eğilimi vardır. İnsan elde ettiği her bilgiyi, gördüğü her eylemi olduğu gibi inançlarını da akli temele bağlamak ister. Akılla açıklanabilen her şey ona rahatlık verir. Bu onun tabiatı gereğidir. İnsan mutlak varlığa ilişkin inancını da akli temele oturtabilir. Burada şu konunun altını çizmek gerekir. İnsanın inaçlarını aklileştirmesi başka Allah’ın varlığını isbata kalkışması başka dır. ALLAH’IN VARLIĞI YARATIK OLAN İNSAN TARAFINDAN İSBAT EDİLEMEZ. İNSAN HADDİNİ BİLMELİDİR…

Yazar
Ömer AĞAÇLI

Aksaray doğumlu, Ankara Devlet Mühendislik Akademisi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunu. Daha sonra işletme masteri yaptı. Kamu da çalıştı... Emlak Kredi Bankası’nda mühendislik, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde imar başkanlı... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen