Ateist Olmak Sanıldığı Kadar Kolay Değil 

 
Sait BAŞER
 
Dinleri reddetmekten ibaret değil ki hâdise! 
Asıl hüner o dev sistemlerin cevapladığı büyük sorulara sistemli tutarlı cevaplar üreteceksiniz. Tabiî bir fikir nâmusunuz varsa!
Onun için düşünce tembeli, popo zevki düşkünü sosyetenin ate oluşlarına çok da îtibar etmeye değmez. 
İnanma, düşünmenin olmazsa olmaz temeli. 
Neye inanırsan inan, ama düşünce sistemlerinin temellerinde mutlaka inanma var. Marksizm, pozitivizm dâhil…
Kur’an-ı Kerim ise inanmamayı asla kabul etmiyor. 
Cezaî hükümlerin gerekçesi olarak anıyor inançsızlığı. İnanmamayı imkansız buluyor. İnanmaz görünenlerde bir hile, bir kasıt öngörüyor. 
İsra 8: 
Umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuğa) dönerseniz Biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) döneriz. Biz, cehennemi kafirler için bir kuşatma yeri kıldık.
Hud 122:
“İman etmiyenlere de ki; ‘- Bulunduğunuz hal üzere çalışın, biz de çalışıcılarız.’ ” 
*
Küfür, inanmamak değil; inandığı halde o bilgiyi saklama, örtme anlamına değil miydi? Cezâlar anılırken de inanmıyanlara atıflar var:
Kehf 106: 
İşte, inkar etmeleri, ayetlerimi ve elçilerimi alay konusu edinmelerinden dolayı onların cezâsı cehennemdir.
*
Yâni onca affediciliğine, gufrânına rağmen, Cenâb-ı Hak “inanmamayı” mâzur ve meşrû görmüyor. O, inanmadığını söyleyenlere îtibar etmiyor!
İnd-i İlâhî’de inanma konusunda “demokrasi” işlemiyor!
Allah “demokrat” değil!!!
Çünkü inanmadan düşünme ve anlama harekete geçemiyor. İnsanın kendindekiyle anlamasına dayalı ilk adımının altında, “kendine, kendindekine inanma” var…
*
Ya Allah’ı bilemeseydik?..
Bu dehşet bir soru!
Ya da O’nu bilebilsek?!..
Hakk’ı bilmeden hukûkun, Hasîb’i bilemeden hesâbın, Hâlık’ı tanımadan halkın ve ahlâkın, Hakîm’i bilemeden hikmetin, Alîm’i göremeden bilginin… ne kıymeti kalırdı!
Yaratıcı ve düzen verici bir merkezî irâde olmasaydı ne boş ve ıstıraplı savrulmalar, ne hazin boğulmalar ortasında kalakalırdı varlık, insanlık…
Sevilmek ancak O’nun hakkı diyorum… 
Anamızdan babamızdan, bütün sevileceklerden evvel O’nun hakkı…
İyi ki O var, iyi ki bizde O’na bağlı bir anlama inanma mekanizması hâkim…
Neye baksa, neyi bilse O’nunla bakıp bilmeye ayarlı bir kalbin ne muazzam bir huzur sebebi oluşuna uyansak… Şu aczimizle ya bir de Allah kavramına yabancı kalsaydık!?.. 

“Allah Allahsızların yardımcısı olsun!”, demek câiz midir acaba? Bundan sonrasını da Ahmet hoca düşünsün. 

 
*
Ey dost senin yoluna canım vireyin mevlâ
Aşkını komayayın od’a gireyin mevlâ
Beni sana vireyin sensiz beni nideyin
Ya ben seni isteyü kande varayın mevlâ
Vahdetün şarabından bir cur’a nûş edeyin
Enel-Hakk çığıruben dar’a gideyin mevlâ
Yunus eydür benlügi aradan tarh idelüm
Senin ile bakayın seni göreyin mevlâ.
Yazar
Sait BAŞER

Aralık 1957 tarihinde Isparta-Yalvaç’ın İleği köyünde doğdu. İstanbul Sağmalcılar Lisesini bitirdi. Üç yıl Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde okudu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde yüksek öğren... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen