Biraz da Kendimize Çekidüzen Vermeliyiz

Kenan EROĞLU 

 

Odgurmuş: “Akıl” timsali Ögdülmüş kardeşim. İzin verirsen bu gün milli ve manevi değerlere önem verdiğini iddia edenlerin nelere dikkat etmeleri gerektiği konusu üzerinde duralım.

Ögdülmüş: “Kanaat” timsali Odgurmuş’um; Milli ve manevi değerlere önem veren ve bu konularda hassas olduğundan şüphe etmediğimiz insanlar, çeşitli yerlerde, çeşitli ortamlarda sohbetlerde bulunurlar.

Gördüğüm kadarıyla bu sohbetlerde söz genel olarak dönüp dolaşıp günlük politikalara, kısır siyasi mülahazalara gelir.

Konuşan kişiler arasında,  bilgiye dayalı kültürel birikim sonucu fikir ileri sürenlerimizin sayısı oldukça azdır.  Konuşmalar arasında görürüz ki,  karşısında olduğumuz başta siyasiler olmak üzere mevcut iktidarları veya karşı gurubu, partiyi eleştirirken bile orta yerde dolaşan ucuz fikirleri, sosyal medyaya kimin sürdüğü pek bilinmeyen bilgiler veya sol basında çıkan eleştiri ve tenkitleri kullanıp ve dile getiriyorlar..

Herhangi bir büyüğümüzden, bir kitaptan örnek vermek,  alıntı yapmak, bir dergide çıkan bir yazıyı misal göstermek, ya da bir yerde yapılan bilimsel bir toplantıda edinilen bilgileri ihtiva eden sözler sarf edebilen insan sayımız hemen hemen yok gibidir.

Yapılan sohbet ve konuşmalar,  sürekli eleştiri, sürekli bir bit yeniği arama, sürekli eksik bulma ve umumiyetle hiç bir şeyden memnun olmama şeklinde devam eder gider.

Odgurmuş: Efendim, günlük politik meseleleri konuşmak biraz kolay geliyor sanki. Çünkü günlük politika konuşmak pek de o kadar bilgi gerektirmiyor. Piyasa bilgileri ile günlük politika yapabilir ve karşınızdaki kişiye bir takım eleştiriler getirebiliyor..

Ögdülmüş: Benim “kanaat” sahibi kardeşim maalesef öyle. Günlük siyaset konusunda ileri geri rahatça konuşabilen insanlarımız, konulu bir sohbette genellikle ya susmayı tercih ediyor ya da o konulu sohbeti yine günlük siyasetle ilişkilendirerek o konunun siyasi cephesinden görüş bildirmeyi tercih ediyor. Sohbetler genellikle, bir tarafın her şeye iyi demesiyle diğer tarafın da her şeye olumsuz bakıp kötü demesi şeklinde sürüp gider.

Milli değerlere önem verdiklerini bildiğimiz ve bu konuda oldukça hassasiyet göstermesi gereken insanlar.  Yıllardır mücadele ederek,  karşıyım dedikleri ve memleketin hayrına kayda değer bir fikir ileri süremeyen, bir kalkınma programı geliştiremeyen, eleştiriden başka bir iş bilmeyen sol ile aynı paralelde-safta olmak ve onların görüşlerini de yer yer savunmaktan hiç rahatsızlıklar da duymuyor. Hatta daha da ileri giderek bölücülerinde desteklediği bir ittifaka ve bu ittifakın adayına da rey verebiliyorlar. Bu çok çelişkili bir durumdur.

Kaldı ki, milli ve manevi değerlere önem veren insanların, çeşitli konularda, kendilerine has ve tarihi birikimlerine,  Milli hafızaya dayanan tenkid ve görüşler ortaya koymaları gerekirken, ucuz tenkitlerle netice alınamayacağı ve bir yere varılamayacağı bir türlü görülemiyor.

Odgurmuş: Milli değerlere önem veren insanların biraz daha dikkatli olmaları ve dikkatli konuşmaları gerekmez mi?

Ögdülmüş: Odgurmuş kardeşim sen doğru söylüyorsun. Milliyetçiyim, milli ve manevi değerlere önem veriyorum, milletimi ve devletimi çok seviyorum diyen birisinin, kullandığı kelimelere dikkat etmesi lazım, aslı astarı olmayan, doğruluğu şüpheli olan konularda hiç konuşmamalı veya konuşurlarsa bile çok dikkatli olmalıdırlar.

 Milli ve manevi değerlere önem veren o değerleri yüceltmek için çalışan fikirlerin sahibi ve mensupları olanlar sokaktaki insanlar gibi, olayları değerlendirmemeleri gerekir.  En az bin yıllık Devlet,  düzen, nizam,  adalet,  askerlik deneyiminize göre, coğrafi şartlarımız nedeniyle pek çok ve önemli avantajlarımızı da düşünerek. Tarihte hiçbir millete nasip olmayan, çeşitli coğrafyalarda imparatorluklar, devletler ve medeniyetler kurduğumuz ve medeniyet eserleri verdiğimizi akıldan çıkarmadan konuşmalı, yeryüzünde hala bizi ve bizim idaremizi hasretle anan insanlar ve devlet adamlarının varlığı bilinmeli. Bunu unutmamalı ve o’na göre konuşmalı, ona göre davranmalı ona göre düşünmeliyiz.

Odgurmuş: Ama görüyoruz ki bu şekilde düşünüp değerlendirme yapanların sayısı pek de fazla değil.

Ögdülmüş: Evet; İnsanların yeteri kadar bilgi ve birikimi olmadığı için, sadece tenkid etmeye dayanan ucuz politika yapmak elbette kolaylarına geliyor. Bilgisiz ve seviyesiz insanlar bu yolu kendileri için en iyi yoldur diye seçebilirler. Fakat iddia sahibi insanların bu yolu seçmesi abesle iştigal olur. Birisini veya bir konuyu eleştirirsiniz ama tutarlı ve gerçekçi davranmak gerekir. Yeni şeyler üretmek ve yeni şeyler söylemek lazımdır. Milli şuur sahibi insanlar günlük kısır politika ile uğraşmazlar, onlar milletin geleceği üzerinde dururlar. Onlar için gelecek endişesi ve geleceği yeniden inşa etme düşüncesi vardır.

Milli şuurdan yoksun bir insan; Genellikle sol görüşlüler tarafından dile getirilen “bizde felsefe yoktur”  derken bu sözün arkasındaki gerçeği görmeden konuşmamalıdır. Bu insanın önce “felsefe nedir, felsefenin konuları nelerdir” gibi soruların cevabını verdikten sonra ülkemizde ve geçmişimizde kimler bu konularla ilgili konuşmuşlar, düşünmüşler ve yazmışlar incelemek lazımdır. “Varlık, bilgi, Vahdet-i Vücut” gibi konularla ilgilenen pek çok düşünürümüz olduğu halde bunları bilmeden veya görmezden gelerek batılıların bize bakışları gibi kendimize bakamayız.

Sözün Özü:

Millî şuur ve siyâset, tarihin gölgesinde gelişir ve şekillenir, eğer onu sâdece günlük politikanın kısır döngüsüne teslim ederseniz hayat damarlarını kurutmuş olursunuz.

Odgurmış (1): Kanaat – Akıbet- Afiyet

Ögdülmiş (2): Akıl – Ululuk

Kadim Kitabımız olan “Kutadgu bilig” de geçen iki şahsiyet:

Yazar
Kenan EROĞLU

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen