Benim Canım Annem Terzi Dilber

“Sadece bugüne has değil; her an içimde yaşattığım ve ömrümün sonuna kadar da yaşacak olan canım annemi; anneler gününde okurlarıma tanıtmak geldi içimden.”

Aksaray’ın yerli ve köklü YÜCEDAĞ ailesinin Yedi kardeşten biri olarak Ermeni vatandaşların yoğun ikamet ettiği mahallede dünyaya geldi. 

Kız çocuklarının okuldan uzak tutulduğu ekonomik koşulların da elvermediği O yıllarda Dokuz yaşına kadar okul görmedi. 

Dokuz yaşında mahallelerinde ikamet eden bir İlk Okul öğretmeninin dikkatini çekti ve öğretmen; ailesinden okutulmasını istedi. Ailenin durumunu gayet iyi bilen öğretmen aileye kendi sınıfına alacağını ve aileye hiçbir külfet getirmeyeceği garantisi vererek okula kaydettirdi. 

Babanın ölümü Yedi kardeşin ve bir annenin geçim zorluğu ve öğretmeninin başka bir Kasabaya tayini nedeniyle İlk Okul Üç’ten sonra ayrılmak zorunda kaldı. Ama aldığı eğitim Beş yıllık eğitime bedeldi. 

Annesi sanat öğrenme amaçlı mahallelerindeki yetenekli Ermeni terzilerden Pırlantı adlı terziye gönderdi. Kısa zamanda mesleği öğrendi ve ustası ile birlikte yoğun bir şekilde çalışarak aile bütçesine katkıda bulundu. 

O yıllarda nişan ve gelin giysilerinde simli kordon işlemeli Üçetek modası yaygındı ve bunu da iyi beceren annem ve ustası dahil toplam terzi sayısı Üçü geçmezdi. 

Evlenme çağı geldi Aksaray Devlet Hastanesinin Baş Hekimi Dr. Ziya Berksoy’un tavsiyesi ile yanında hastabakıcı olarak çalışan yine Aksaray’ın yerli ve köklü BAYKANailesinden olan babam Hasan Baykan ile evlendirildi.

Yokluk koşulları; annemin evlendikten sonra da çalışmasını zorunlu hale getirdi. Benden sonra İki kız kardeşimin daha dünyaya gelmesi ile geçim sıkıntıları hayli artmıştı.

Kurtuluş Mahallesinde belediyenin dar gelirli ve kiracı ailelerine karşılıksız hibe ettiği arsaya; kendi işgücü katkılarıyla ve rahmetli Davut Dayımın maddi destekleriyle küçük bir gecekondu yaptılar. 

Annem yoksulların yoğun olduğu mahallede mesleğini icra etti; pazenin tersini düzünü ayırt edemeyen onlarca cahil genç kıza dikiş dikmeyi öğretti. Bunun yanında Ermeni ustasından aldığı davranış ve görgü kurallarını da onlara öğretti. Hepsinin düğünlerinde rehberlik etti. 

Ben O dönemi çok iyi hatırlıyorum ve yakın tanığıyım. Bu icra ettiği meslekte rahmetli annem çok sıkıntılar çekti. 

Nasıl mı? 

Dikişini diktiği müşterilerinden pek çoğu para yerine bahçelerinden domates, fasulye, salatalık getirirdi. Annem: “Bacım bunlardan benim bahçemde de var bana para lazım” dese de sonuç değişmezdi.

Kimi bayanlar sutyen kullanmadığı için dikilen elbise üzerinde kendini göstermezdi eline sağlık yerine: “Abla kocam bunu beğenmedi; bana giydirmiyor” derlerdi. Annem de: “Bacım; O kocana söyle de sana önce bir sutyen alsın” derdi.

Kimileri diktirdiği elbiseyi götürür, parasını getirmezdi. Hiç unutmuyorum bir gün annemle pazarda alışverişteyiz genç bir bayan geldi anneme sarıldı: “Dilber abla tanıdın mı beni hakkını helal et ben sana dikiş ücretini verememiştim şimdi Almanya’dan izinli geldik al şu senin hakkın” dedi ve Mark olarak borcunu ödedi. Böylesi de vardı hiç ödemeyeni de.

Annem tüm bu ve benzeri müşteri ilişkileri dayanılmaz bir hal alınca mesleğini hazır dikişe yöneltti. Geçmiş Dönem Millet Vekilimiz Sn. Mustafa Serdengeçti’nin dedesinin hazır giyim mağazasına seri halde hazır erkek gömleği dikti. Ben ve büyük olan Ümran kız kardeşimle biz de gömleklerin düğmelerini dikerek annemize yardımcı olurduk. Seri olduğu için iyi paralar kazandık böylece zavallı annem müşteri kaprisi ve sömürüsünden de kurtulmuş oldu.

Bizler büyüdük yetiştik ve birçok sıkıntılarımızı geride bıraktık derken; annem tüm bu çektiği çilelerin neması olsa gerek beyin kanserine yakalandı. Ben O yıllar Hacettepe Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak görevdeydim. 

Sağ olsun kurumum elinden gelen tüm tıbbi tekniği kullandı. Tedavi sürecinde dersim haricinde ben yanında oldum ve hep şöyle dua ederi: “Allah’ım bana evlat acısı gösterme”

Allah’ın sevgili kuluymuş duası kabul oldu. Kendisinin ölümünden sonra elem bir trafik kazasında kız kardeşim; Ümran Baykan Önder, Babam Hasan Baykan, Eniştem Bekir Önder ve yeğenim Serkan Önder olmak üzere Dördü birden olay yerinde can verdi. Rahmetli annem bu acıları görmedi.

Başta annem olmak üzere tüm annelerin anneler gününü kutluyor; ölenlere rahmet yaşayanların O mübarek ellerinden öpüyorum.

Sevgi ve Saygılarımla 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazar
İbrahim BAYKAN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen